Chris Paul ve içgüdülerini bilmenin değeri
The Herd programında, eski Clipperslı Glen Davis’e Chris Paul’un soyunma odasında bir sorun olup olmadığı sorulmuştu. ‘’Big Baby’’ soruya tam olarak cevap vermemesine rağmen, CP3 hakkında en iyi canlandırmayı yapmıştı:
‘’Benim adım Chris Paul. Topu bana ver. Ben topu süreceğim, süreceğim, süreceğim. Canım isterse pas verebilirim, yoksa şut atarım’’ dedi. Davis tabii ki Paul’u topu çok fazla elinde tuttuğu için eleştiriyordu, ancak CP3 Yüzüklerin Efendisi’ndeki Gollum gibi değil. Paul topu çok fazla sürüyor olabilir, ama kıymetlisini paylaşmaya gönüllü, ve bunu en yüksek seviyelerde yapıyor.
Paul 2005’te NBA’e girdiğinden beri, pick-and-roll kökenli şutları ve pasları ile Synergy’e göre göze çarpan topa sahip olunan hücum başına 1.03 sayı ortalaması yakaladı. Belki de daha da etkileyici olan, son 10 sezonda yakaladığı yüzde 8.2’lik düşük pick-and-roll boyunca yapılan top kaybı ortalaması. Paul bu jenerasyonun en iyi oyun kurucusu; onu istediği kadar top sürdüğü için suçlamak Peyton Manning’den dizilme çizgisine daha az katılmasını beklemek gibi bir şey olurdu.
Paul, eski tarz pasa dayalı stil ile skora dayalı oyunu harmanlayarak bir oyun kurucu için rol model oluşturuyor. Onun oyunu, her büyük oyun kurucunun bir karışımı, basketbolun eskiden nasıl olduğu ve gelecekte nasıl olacağına dair bir gösterge gibi. NBA’e adım atan her genç oyun kurucu hiç şüphesiz Paul’u izleyerek bir şeyler öğrenecek, veya koçları ve antrenörleri kendilerine Paul’un oyunundan kesitler yüklemeye çalışacaklar. (Wolves forveti Karl-Anthony Towns bile Paul’u yeteneklerini ödünç aldığı oyunculardan biri olarak gösteriyor).
Pure Sweat Basketball CEO’su ve NBA yetenek koçu ve danışmanı Drew Hanlen’la müşterilerini pick-and-roll’larda karar alma mekanizmalarını geliştirmek için nasıl çalıştırdığı hakkında konuştum. Hanlen dört adımlı bir yöntem geliştirmiş:
- Belirli bir pick-and-roll türünü seçip onlara ‘’Her şeyi anlamaları için’’ izletmek
- Setin her aşamasını sahada bire bir şekilde göstermek
- Seti ‘’kurgulanmış’’bir şekilde oynamak, mesela oyuncunun nasıl savunma yapacağını anlayacağı bir ikiye iki gibi
- Set hakkında farklı içgüdüsel gözlemleri özümsemeyi sağlamak
Dördüncü adım uzak ara en anlaşılması güç olanı. ‘’Bunları eğer-o zaman ilişkisi içinde anlatıyoruz’’ diyor Hanlen. Uzun savunmacının yapacağı her hareket için, topa sahip olan oyuncunun üç farklı şekilde cevap verme olanağı var. Mesela, eğer savunmacı değişiyorsa, toplu oyuncunun birinci seçeneği savunmacıyı kendine çekip top sürerek hücum etmek; ikinci seçenek topu içeri doğru yönlendirip pota altı eşleşmesinde ki yanlış eşleşmeden faydalanmak; ve üçüncü seçenek basit bir şekilde hücumu devam ettirmek. Bu gelişmeler oyuncuya ve ona verilen role bağlı olarak değişebilir, ama esas nokta düşünme sürecini en aza indirgemek ve içgüdüleri artırmak.
Genç oyun kurucuların çoğu, karar verme mekanizmaları ile yeteneklerinin aynı seviyeye gelmesi için yıllarca canlı tekrarlama ihtiyacı duyuyorlar. Synergy’nin pick-and-roll’da top kaybı listesinde son 10 sıradaki oyuncuların yedisi, birinci veya ikinci senelerinde olan gardlar. ‘’Gereğinden fazla düşünmeye başladığınız an, karışılık vermeyi bırakıyorsunuz’’ diyor Hanlen. ‘’Kararsız kalıyorlar ve içgüdülerine güvenmek yerine durumu gereğinden fazla inceliyorlar. Yeteri kadar tekrar yapmazsanız, içgüdülerinize güvenmezsiniz, ve tereddütte kalırsınız.’’