Haberleri takip ediyor olabilirsiniz ancak nerede yaşadığınıza bağlı olarak dışarıda gördüğünüz görüntüyle haberlerde gördükleriniz aynı olmayabilir. Kontrol altına alınamayan bir yangının söz konusu olduğunu biliyoruz fakat yaşadığımız caddelerde, içinde bulunduğumuz toplulukta duman bile görünmüyor olabilir. Size sanki bu yangın bambaşka bir yerdeymiş hissi verebilir.
Fakat dünyanın her yerinden milyonlarca insan için coronavirus pandemisi sadece bir televizyon haberinden çok daha fazlası. Onlara korkutucu derecede yakın ve öldürücü derecede ciddi.
Memleketim İspanya şu anda dünyada bu virüsten en çok etkilenen ülkelerden biri. Ülkedeki durumu kıyamet gibi olarak tanımlayanlar var. Ölü sayısında İtalya’nın ardından Avrupa’da ikinci sırada. Sokağa çıkma yasağı var. Sağlık çalışanları gece gündüz demeden çalışıyorlar Hastaları kurtarmak için hayatları dahil her şeylerini ortaya koyuyorlar. İspanya’daki sağlık çalışanlarının en az %14’üne virüs bulaşmış durumda.
Pandeminin içinde yaşadığımız topluluğa ulaşmamasını umut edebiliriz ama gerçek şu ki çoktan ulaştı bile. Amerika dünyanın her yerinden daha çok sayıda COVID-19 vakası bildirdi son dönemde. Sosyal mesafeye bir an önce gereken ciddiyeti vermezsek enfeksiyon oranı sağlık sistemimizin kapasitesini aşacak. Yakın zamanda Harvard’da yapılmış bir çalışmaya göre Amerika’da oranlar düşürülemezse önümüzdeki aylarda yaklaşık 20 milyon insanın hastaneye yatması, dört milyondan fazlasının da yoğun bakımda tedavi görmesi gerekebilir. Böyle bir artış demek hastanelerin hayati önem taşıyan ameliyatları ve diğer birçok prosedürü ertelemesi ve daha da fazla insanın hayatının riske girmesi demek. Ülkedeki doktorlar korkutucu bir öngörüye kendilerine hazırlıyorlar şu anda: Tedavinin seçmece usulü dağıtılması. Eğer suni solunum cihazı ihtiyacı ve yoğun bakımlık hasta sayısı kapasiteyi aşarsa, bu Wall Street Journal makalesinde de belirtildiği gibi, doktorlar kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermek durumunda kalabilir. Düşüncesi bile dehşet verici ama İtalya ve İspanya gibi ülkelerde çoktan gelinen durum bu. Burada hiç yaşanmayacakmış gibi davranamayız.
İspanya’da son dönemde yaşanmış bir olay beni oldukça sarstı. Madrid’in en yoğun bölgelerinden birinde Palacio de Hielo (Buz Sarayı) adında bir alışveriş merkezi var. İçinde mağazaların ve restoranların bulunduğu kocaman bir alışveriş merkezi ve en çok ilgi çeken yeri de olimpik boyuttaki buz pateni pisti. Bugün o alışveriş merkezi tamamen boş çünkü sokağa çıkma yasağı var. Buz pisti ise geçici bir morga çevrilmiş. Bir saniye düşünün lütfen: Bir buz pateni pisti şu anda bir… morg. Geçtiğimiz birkaç gün içinde İspanya bir binayı daha geçici morga çevireceğini açıkladı. İspanya’da bu kadar kısa zamanda hayat işte bu kadar çok değişti.
Yaşadığınız şehirdeki bir basketbol salonunun geçici bir morga veya yeterli yer olmadığından dolayı bir hastaneye çevrildiğini hayal edin. Sadece sosyal mesafe tavsiyelerinin değil bir sokağa çıkma yasağı olduğunu düşünün. İtalya’da olduğu gibi İspanya’da da aileler ölen akrabalarına veda etmek için onları son kez göremiyor. Sevdikleri, doğum yapan kadınların yataklarının baş ucunda olamıyor. Düğünler iptal ediliyor, cenazeler kimse katılmadan yapılıyor. Bu başka tür bir izolasyon.
Çaresiz hissetmemek elde değil. Anne-babamın, kardeşlerimin ve ailemizin geri kalanının iyi olduğunu bildiğim için biraz da olsa rahatlamış durumdayım, en azından şimdilik. Ama İspanya’da hasta olan birçok kişiyi tanıyorum. Semptomları olan ancak testler sadece durumu acil olanlara yapıldığı için test yaptıramayan ve evlerinde kalan iki çalışanım da dahil. Tabii ki sporcular da bu virüse bağışık değil. Eski bir takım arkadaşım hastanedeki tedavisinin tamamlanmasının ardından iyileşme sürecinin devamı için evine alındı.