Yazı: Pau Gasol, The Players’ Tribune
Tarih: 3 Nisan 2020
Geride kalan üç hafta bir sene sürmüş gibi hissediyorum.
Sizler gibi izolasyonda olan biri olarak konuşuyorum, umarım siz de sevdikleriniz de bu kriz sürecini mümkün olan en iyi şekilde geçiriyorsunuzdur.
Her şey çok hızlı oldu: Yine bir gün hepimiz işlerimizin başındaydık, arkadaşlarımızla takılıyor ve restoranlara gidiyorduk. NBA playoff’larına bir ay kalmıştı. Beni neredeyse bir senedir basketboldan uzak tutan bir sakatlıktan iyileşme sürecindeydim. Tokyo Olimpiyatları yaklaşıyordu ve beşinci olimpiyatım olacak turnuvada, yazın İspanya milli takımına katılmak üzere hazır olmak için sabırsızlanıyordum.
Sonra aniden dışarıyla tüm ilişkimizi kesmek durumunda kaldık. Acil bir durum söz konusuydu. Seyahat kısıtlamaları geldi. Dünya adeta durdu.
İzolasyonun ne anlama geldiği üzerine son birkaç haftadır sürekli düşünüyorum. Ağır hasta olanlar için bu ölümcül bir acil durum çünkü hastanelerde karantina altındalar. Tek başlarına virüsle savaşıyorlar, onlara sadece sağlık çalışanları eşlik edebiliyor. Hastalık sürecini evde geçirenler ise kendi evlerinde, sevdikleri insanların yaşadığı yerlerde kendilerini karantinaya alıyor. Bir de sağlık çalışanları var: doktorlar, hemşireler, teknisyenler ve ilk müdahale ekipleri. Hak ettikleri şekilde onları kahramanlar olarak kutluyoruz. Fakat onlar da hastaları iyileştirebilmek için bu virüsle temas halinde oldukları için sevdikleri insanlardan kendilerini izole etmek durumundalar.
Bizler ise farklı bir şekilde izolasyondayız.
Dünyanın her yerinde milyonlarca insan aynı anda evlerimize kapandık. Bir anda tüm hayatımız bir oturma odasına sığar hâle geldi. Arkadaşlarımızla, ailemizle, komşularımızla, iş arkadaşlarımıza aramıza duvarlar koyduk. Tek iletişim yolumuz telefonlar, televizyonlar ve bilgisayarlar. Her birimiz kendimize ait ayrı ayrı adaların sakinleri olduk adeta.
İzolasyonda olmamızın virüsün yayılmasını yavaşlatacağı umut ediliyor, benim de inancım bu yönde. Bu tuhaf gerçekliğin içerisinde, son grupta yer alan bizler göreceli olarak talihli olanlarız. Eğer şanslıysak bu vakti ailemizle geçirme fırsatımız oluyor. Ancak birçok insan için durum böyle değil. İşlerini kaybedenler oldu, iş yerlerini kapatanlar oldu. Okullar askıya alındı. Hastaneler dolup taşıyor ve medikal ekipman eksiği var. Her şeyde bir belirsizlik hakim. “Sevdiklerime bu virüs bulaşacak mı? Ne zaman aşı bulunacak? Hayat ne zaman normale dönecek ve o normal nasıl olacak?” Zihinsel ve fiziksel sağlığımızın üstündeki yük düşündüğümüzden daha da fazlalaşabilir zamanla.
Hâl böyleyken birçoğumuz için izole olmak virüsten çok kötü etkilenen yerlerde neler yaşandığını tam olarak anlamayı çok güçleştiriyor.
I