Toronto Raptors forması giyen Patrick Patterson, yeni NBA Draft sınıfına bir mektup yazarak onları nelerin beklediğini anlattı ve tavsiyeler verdi.
Gelecek Acemiler,
Birçoğunuz için kariyeriniz bu noktaya kadar bir çorap söküğü gibi ilerledi. En son durağınıza gelmek için gerekli olan basamakları –yıldızlı bir lise kariyeri, gözde programlara seçilmek, kolej seviyesinde top koşturmak- tek tek atladınız: NBA. Şimdi, neredeyse her basketbol için seçilen çocuğun amacının eşiğindesiniz. Bu başarınızı sakın azımsamayın, çünkü bu dereceye kadar sadece çok az kişi gelebiliyor.
Ama dürüst olmak gerekirse sizin de çoğunuzun bildiği üzere; bu noktadan ilerisine de çok insan gidemiyor.
Herkes NBA’de gelişme göstermenin ne kadar zor olduğunu bilir, ama bunu gerçekten deneyimlemek, neredeyse hazırlanması imkansız bir şey.
İşte size önerim:
Şu anda, büyük ihtimalle kendinizi ”Adam” gibi hissediyorsunuzdur. Çevrenizdeki herkes NBA’de yapacağınız çıkışlardan bahsediyor. Bunların hepsi iyi ve eğlenceli, ama ben size alçak gönüllü olmak için kendinizi mental olarak hazırlamayı öneriyorum. O ilerleyen çorap söküğü? Henüz en tepeye ulaşmadınız- en aşağıya tekrar geri düştünüz.
Her şeyi doğru yapmış olsanız bile- kolejde kalmış, NCAA turnuvasına kadar ilerlemiş, ve lisans derecenizi almış- henüz daha hiçbir şey yapmamış olan birkaç genç adam tarafından geçileceksiniz. Herkes, basketbol oyuncularının nasıl eğitilmesi gerektiğinden bahsediyor, ama ne kadar sıklıkla okulda daha fazla kalan basketbolcular, danışmanların ve analistlerin belirledikleri ”kendilerinden daha iyi potansiyele sahip genç oyuncuların” draft sıralarını alıp, ellerinden kayıp gittiğini görüyorlar? Hak ettiğinizi düşündüğünüz saygıyı alamayacaksınız ama bu hafif duygu sizi yıldırmamalı-sizi motive etmeli. Bu, sizin başarı cephaneniz olmalı. Boşa harcamayın.
Eğer üniversiteden ayrı bir yıl geçiren, belirli fiziksel kapasiteye sahip bir gençseniz alçak gönüllü olmaya hazır olun. Bu bir erkek oyunu ve aynı analistlerin sizin potansiyeliniz hakkında saçma sapan konuşurken aynı zamanda sizin nasıl patladığınızı iddia ettiklerini keşfedeceksiniz. Unutmayın ki ligde her zaman sizin onlarda bulduğunuzdan daha fazla yeteneğe sahip olan basketbolcular olacaktır.
Hemen popüler olmaya şansını bulamayacağınız gerçeğine de hazır olun. Bu sizi yıldırmasın, çünkü gerçekleşmesi için bir sürü yolu var; sakatlıklar , oyun süresi bulamama ya da bir franchiseın sizi gelecek planlarına dahil etmemesi gibi ama herhangi bir NBA seçimini gözden geçirmek için bir saniye duralım. Bir olasılıkla, D-League’ de ya da denizaşırı ülkelerde hatırı sayılır vakit geçirmiş oyuncularla karşılaşacaksınız. Unutmayın ki, mesele NBA’e nasıl geldiğiniz değil, orada nasıl kaldığınızdır.
Tutunabilmek için büyük ihtimalle bazı noktalarda oynayış biçiminizi değiştirmeniz gerekecek. Bir yarışçının yaptığı en zor şey, işi geri vitese almaktır. Bu noktaya kadar geldiyseniz büyük ihtimalle iş kritik noktaya geldiğinde top hep size gelmiştir ama bir sonraki seviyede tutunmak istiyorsanız takımın iyiliği için oynayış şeklinizi ve kendinizi değiştirmeye hazır olmalısınız.
Kentucky’deki ikinci yılımda Jodie Meeks ve ben ikili olarak neredeyse en skorer kolej basketbolcularıydık. Bu benim rahat olduğum bir durumdu çünkü bütün ilgiyi O.J. Mayo ile lisede zaten paylaşmıştım ama üçüncü yılımda, John Wall, Eric Bledsoe ve DeMarcus Cousins takıma katıldı ve ben ortalama 18 sayı 7 ribaund’dan, 14’e 7 lik bir ortalamaya düşmüştüm.
O takımda oynamak NBA için çok iyi bir hazırlıktı, çünkü etrafım büyük yetenekli oyuncularla çevriliyken oyun tarzımı ölçmeyi öğrenmiştim. Bu, benim uyanış çağrımdı ve buna üniversite zamanı şahitlik ettiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Takım arkadaşlarınıza rakibiniz olarak bakmayın. Eğer siz onları daha iyi bir yere getirebiliyorsanız bu sizi geliştirecektir ve diğer her şey yerine oturacaktır. Kentucky’de, bazı atışlarımdan fedakarlık etmek zorunda olduğum ve oyunumun diğer noktalarına odaklanmam gereken bir vaziyetteydim. NBA’de de, benden aynı şeyler beklendi.
Kimse rol oyuncusu olmanın hayalini kurmuyor, ancak bunu başaranlar asırlık bir kariyer elde ediyor.
Öğüt veremeyeceğim şeylerden bir tanesi, sabır. Şunu şimdi netleştireyim, hak ettiğinizi düşündüğünüz kadar oyun süresi alamayacaksınız eğer yüksek bir derecede draft edildiyseniz ve o derecede bir oynama süresi alamıyorsanız genellikle dünyaya sinirlenirsiniz. Belirli bir süre için çok çalışabilirsiniz; ama bu çok uzun sürmeyecek. NBA’e gelmenizi sağlayan odaklanmayı ve zihniyeti zamanla kaybedeceksiniz .
Birinin saha kenarında oturmak için fazla iyi olduğunuzu düşünebilirsiniz, ama o egoyu bir iç kontrolden geçirmeye çalışın. Öteki türlü, antrenmanlarda efor göstermeyi bırakırsınız; bu da daha da az süre almanıza sebep olur. Sonra, gerçekten maçta pozisyon aldığınızda kendinizi hazır hissetmezsiniz; çünkü yeterince yüksek düzeyde antrenman yapmamış olursunuz. Sonuç olarak, ilk kontratınız bitip, henüz hiçbir şey kanıtlayamamışken sizi başka hiçbir takım istemez. Bu, bir sürü genç arkadaşın düştüğü bir döngüdür.
Ve bunların hepsi gözünüzü korkutur gibi olsa da, karşılaşacağınız en büyük zorlukların sizi saha dışında bulması muhtemeldir.
Adımı ilk kez draft listesine yazdırdığımda hayatıma birçok yeni insan girmeye başladı. Menajerler, finansal danışmanlar, bireysel asistanlar. Drafta katılmadan önce tanıştığım bir finansal danışmanla beraber çalışmayı düşündük. Birbirimizi iyi tanıyorduk ve beraber çalışmanın mantıklı olacağını düşündük. Ona güveniyordum ama rakamda anlaşamadık ve farklı yolları seçtik.
Yaklaşık üç ya da dört yıl sonra, bir arkadaşım arayıp o adamla halen konuşup konuşmadığımı sordu. Ona hayır, zamanla iletişimimiz koptu dedim. O da bana şu anda müşterilerinden para kaçırmakla suçlandığını ve bir arkadaşından altı figürlü para kaçırdığını söyledi.
Bu beni çok etkileşmişti çünkü onunla çalışmaya çok yakındım. Bunun farkında olmalısınız ki birçok insan için yürüyen parasınız. Paranızla ilgili neler olup bittiğine dikkat etmezsiniz onlar bunu fark edecektir. Körkütük güven zevkini çıkaracağınız bir lüks değildir artık.
Ve bu da beni size verebileceğim en güzel tavsiyeyi vermeye iter: Hayır demeyi öğrenin.
Ailenize sizin için hayır demeleri konusunda güvenmeyin. Sınırları kurmak sizin göreviniz. Ne kadar erken kurarsanız o kadar kolay paranızı kontrol edersiniz. Çevrenizdeki insanları kırma korkusu gelecekte sağlam bir finansal yapıya sahip olma isteğinizi aşmamalı.
Hayatınızda daha çok sorumluluk almanızın gerekeceği bir döneme giriyorsunuz. Kariyerimin ilk yıllarında, genelde birçok olayda kendimden çok başkalarını suçlardım. Bunu yapmak sizi rahatlatır ama büyütmez. Kendi kaderiniz kendi ellerinizde, bu yüzden sorumluluk alın. Drafta katılacağımı açıkladığımda üzerime düşeni yapıp NBA’de oynayabileceğimi kanıtladığımı düşünüyordum fakat bu dünyada her şeyin hak edildiğini ve kontratlardan çok hayal kuranların olduğunu öğrendim. Bu ligdeki en başarılı oyuncular hiçbir zaman başardıklarıyla memnun kalmazlar.
Hayatınızdaki en büyük yolculuğa başlamak üzeresiniz. Önünüzde zor bir yol var, ama çok çalışıp pozitif bir düşünce ile kalırsanız, sonunda doğru noktaya varacaksınız.
Gelecek yıl görüşmek üzere,
Pat
Çevirinin ilk iki paragrafındaki yardımlarından ötürü Ezgi Yazıcıoğlu’na teşekkür ederim.