Şampiyona öncesi hazırladığımız e-dergide Slovenya’nın grup aşamasındaki ilk maçı kazanması halinde ivme yakalayıp, 16 Turu’nu kazasız belasız atlatacağını ancak çeyrek finalde organizasyona veda etmek durumunda kalabileceğini yazmıştım. Son dönemde izlediğim en keyifli basketbol maçının sonunda Letonya’yı EuroBasket 2017’nin dışına iterek hem benim hem de kamuoyunun kendileri ile ilgili sahip olduğu beklentiyi aşıp, yarı finale yükseldiler. Turnuva başlamadan önce çeyrek finalde hikayelerinin sonlanabileceğini düşünmeme sebep olan şeyler ile İspanya karşısında final şansını yitireceklerini düşünmeme sebep olan şeyler hemen hemen aynı.
Her şeyden önce İspanya, mevcut seviyeyi defalarca oynamış ve günümüzün moda tabiriyle ”oraların takımı” sıfatını tam olarak hak eden bir ekip. Gruptaki Hırvatistan karşılaşmasının son bölümü hariç hiçbir maçın sonunda kriz yaşamadılar, vites yükseltmek istedikleri anda ise bir oyuncunun çıkıp, elini taşın altına sokması hiç sekmedi. Pau ve Marc Gasol’ü akışın hangi aşamasında yükselteceklerini, onlardan ne zaman ve nasıl verim almaları gerektiğini takım halinde çok iyi kavramış durumdalar. Kendi oyunlarını oynamalarına izin verir yahut yetenek tavanınıza güvenip, ”siz atın biz de atalım” türü bir yaklaşım sergilerseniz günün sonunda bronz madalya maçına çıkacak taraf siz olursunuz. Peki; Slvoenler, İspanya’yı şampiyonanın dışına nasıl itebilirler? Onları bildikleri oyundan nasıl uzaklaştırabilirler?
İspanya’nın skor gücünü aşağı çekmenin ve set yerleşimlerindeki oyun akışını yavaşlatmanın en temel yolu Sergio Rodriguez’i aksiyonun savunma tarafında yıpratmaktan geçiyor. Şayet çiçeği burnunda CSKA Moskovalı oyuncunun hücumda diri kalmasının önüne geçebilirseniz vereceği kararların doğruluk payını da azaltmış olursunuz. Ricky Rubio parkede iken uzunlar ile Rubio’nun olası tüm pas kanallarını kapatıp, takım hücum verimliliğini düşürmek daha mümkün. Maç başına 7.0 asist ortalamasıyla Mantas Kalnietis’in (7.2) ardından şampiyona sıralamasında ikinci sırada yer alan Sergio Rodriguez’i, Goran Dragic ve dönem dönem de Luka Doncic ile savunma tarafında yıpratmak oldukça olası olduğu gibi İspanya’nın EuroBasket 2017’de ilk kez bu denli tehlikeli bir kısa rotasyonuyla karşı karşıya geleceğini de belirtmek gerek.
Ufak diğer tüm detayları bir köşede bekletecek olursak ”raydan çıkartmanın” muhtemel kılınabileceği bir diğer opsiyon da genel hatları itibarıyla tempo kontrolü. İyi bir kenar yönetimiyle setteki pas temposunu kontrollü bir şekilde yukarı çekebilirse şayet Slovenya, İspanya’nın başı fazlasıyla ağrıyabilir. Neden mi? Ana rotasyonda kullandığı sekiz oyuncusundan beşi otuz yaşın üstünde olan İspanyollar, şampiyonanın ayakları en yavaş takımlarından biri. Oyun temposunu yukarı çekmek ile kontrollü oyunda pas temposunu arttırmak arasında oldukça önemli farklar var. İspanya karşısında oyun temposunu yukarı çekmeye çalışmak kontrolü yitirdiğiniz en ufak oyun aralığında bile kötü kabuslar görmenize sebep olabilir zira takım olarak yavaş ayaklara sahip olsalar da Pau ve Marc Gasol’ün büyük etkisiyle İspanya, şampiyonanın oyun aklı en yüksek takımı, çok güzel cezalandırırlar.
Pas temposunu yukarı çekip, oyun kontrolünü elde tutmaya çalışmanın temeldeki en büyük dayanak noktası İspanyollar’ın pozisyon yerleşimlerini, daha net bir ifadeyle savunmadaki kaymalarını plan dışı uygulanıyor hale getirmek. Slovenya’nın savunmada pas kanallarına baskı yapma tercihi şu an için oldukça muhtemel görünüyor ve eğer hücumda da pas temposunu yukarı çekebilirlerse Koç Sergio Scariolo’nun ekibinin en azından savunmadaki pozisyon kaymalarını doğru olmaktan uzaklaştırabilirler. Yavaş ayaklara sahip İspanya karşısında topu hızlı dolaştırmayı başardığınız takdirde savunma prensiplerinin merkezinde yer alan doğru pozisyon yerleşimi hedeflerine büyük zarar verebilir, yapılması muhtemel hale gelecek olan kayma hatalarını topsuz kat eden oyuncular ile cezalandırır hale gelebilirsiniz.
Madalyonun bir de Gasper Vidmar tarafı var. Yıllardır Türkiye’de izlediğimiz otuz yaşındaki oyuncu, kariyerinin en verimli dönemlerinden birini geçiriyor. Maç başına yakaladığı 2.4 asist ortalamasıyla EuroBasket 2017’nin en çok sayı pası veren uzun oyuncularından biri olan Gasper Vidmar, bugüne değin boyalı bölgede kendisine getirilen yardımlarda takım arkadaşlarını çok doğru yerlerde topla buluşturmayı başardı. Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, Slovenya’nın oyun planlarında kıymetli bir yeri olan bu yapının da bugün son günü olabilir. Zira İspanya’nın uzun rotasyonundaki kalite ve fiziksel artılar sebebiyle Gasper Vidmar’ın savunmasında yardım getirmeye çalışacağını düşünmüyorum. Gasper Vidmar, tüm o pozisyonlarda bire bir üretmek durumunda kalabilir ki İspanyollar da bu anlarda faul yapmaktan pek geri durmayacaklardır.
Kısaca toparlayacak olursak Slovenler’in İspanya’yı içinde Sergio Rodriguez’in yer almadığı bir plana mecbur etmesi gerekecek. Öte yandan kendilerine nazaran yavaş ayaklara sahip olan İspanyollar karşısında topu mümkün mertebe hızlı dolaştırıp, pozisyon yerleşim hatalarından doğan katları topsuz oyuncu ile hareketli bir biçimde beslemeleri elzem hale gelecek. Koç Igor Kokoskov, özellikle Letonya maçında kafamda soru işaretleri oluştursa da en azından çok iyi bir kenar yönetimine gerek duymadan Goran Dragic’in Sergio Rodriguez’i istenilen biçimde dönemsel olarak sistemin dışında tutabileceği kanısındayım. Gönlüm Slovenya’dan yana; milli takımla son turnuvasında Goran Dragic’in, kariyerinin başında ise Luka Doncic’in Avrupa Şampiyonası’nda final oynaması tarih sayfalarını daha ilgi çekici hale getirecektir.