Almanlar, Samsun’daki şampiyonanın en yetenekli takımlarından biriydi. Eksiklerle geldiler bir de. Richard Freudenberg, NCAA’de oynadığı için Türkiye’ye gelemedi. Draft prospect olarak nitelendirilen Isaac Bonga da sakatlığından ötürü kadrodan son anda çıkartıldı. Yine de bu eksiklere rağmen Almanya’nın 1998-1999 jenerasyonu gerçekten göz dolduruyordu. O takımın en önemli potansiyellerinden biri de Brezilya asıllı Leon Oscar Da Silva. İlk kez bir Avrupa Şampiyonası oynayan Leon Oscar Da Silva, gelişime açık fiziğiyle gözlemcilerin dikkatini çekti. Kendisi de hayat hikayesini ve Brezilya geçmişini şu şekilde anlatıyor:
‘’Öncelikle hikayem ile başlayalım. Herkes Brezilya kökenli olduğumun farkında. Babam 25 sene önce Brezilya’dan ayrılmış ve Almanya’ya taşınmış. Kendisi de iyi bir sporcu. Futbol oynadıktan sonra Brezilya’da bir dövüş sporu olan Chapoeira’ya merak salmış. Sonrasında da tabii ki basketbol. Ben de basketbolu tıpkı babam gibi çok seviyorum. İlk uluslararası turnuvamı da Türkiye’de oynadım. Samsun’da çok güzel zaman geçirdik. Sanırım takımımın en yeni üyesi de bendim. ‘’
Almanya’dan bu turnuvada final bekliyorduk. Gruptan da kendilerinden emin bir şekilde çıktılar. Gruptan çıkarken de Isaiah Hartenstein, yavaş yavaş ritim bulmaya başlamıştı. Çeyrek finalde de turnuva takımı olan İspanya’yı geçtiler ve yarı final yükseldiler. Ancak yarı final ile birlikte işler birden tersine döndü. Çok kötü iki maç oynayan Almanlar, turnuvayı dördüncü sırada tamamladı:
‘’Şampiyona boyunca rekabet oldukça üst seviyedeydi. Türkiye de turnuvaya çok güzel ev sahipliği yaptı. Takım olarak bu şampiyonayı çok ciddiye aldık. Yarı finale kadar da çok iyi geldik. Son iki maçta ise işler istediğimiz gibi gitmedi. Özellikle de üçüncülük karşılaşmasında. Sahadaki muazzam uyumumuzu bu iki maça taşıyamadık. Daha çok bireysel performanslarla ayakta kalmaya çalıştık. Eğer takım olarak mücadele edebilseydik, sonuç çok daha farklı olabilirdi. Altın madalya maçında Fransa ile karşılaşabilirdik.’’
Oscar Da Silva için Samsun’daki gözlemciler çok umutlu. Nasıl umutlu olmasınlar? 2.05 boyunda, atletik ve fiziksel olarak gelişime çok açık. İlk şampiyonasında da iyi işler çıkarttı. Şimdiki hedefi ise U19 Dünya Şampiyonası:
‘’Bireysel olarak Türkiye’de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Takımımı hep motive ettim ve sahaya enerji koydum. Düzen dışına asla çıkmadım. Zaten buna da ihtiyacım yoktu. Bir sonraki yıl U19 Dünya Şampiyonası’nda oynayacağız. En iyi kadromuzla Mısır’a gitmeliyiz. Ben de o şampiyona için çok çalışıyorum. MTSV Schwabing ile Almanya’da iyi bir derece yapmak istiyoruz. Fiziksel olarak çok daha güçlü olmalıyım. Aynı zamanda şutumu ve savunmamı da geliştirmeliyim. Eğer bunları yapabilirsem Kahire’de takımıma çok yardımcı olurum.’’