Tarihimizde ilk defa 4 takım ile temsil edileceğimiz 2015-2016 Euroleague sezonu başlamak üzere. Bu yaz Avrupa, NBA tarafından talan edilmiş gibi gözükse de rekabetin geçtiğimiz yıla göre artacağını düşündüğüm sezona şöyle bir ön bakış atalım.
GRUPLAR VE GENEL DEĞERLENDİRME
A GRUBU
Real Madrid
Fenerbahçe
Khimki Moskova
Kızılyıldız
Bayern Munich
Strasbourg
A Grubu’nu, yukarıdaki sıralamanın tam ortasından ikiye bölünmüş gibi düşünebiliriz. Yukarıdaki üçlü Real Madrid, Fenerbahçe ve Khimki Moskova, diğerlerinden bütçe, kadro kalitesi ve tecrübe olarak ciddi şekilde önde. Kendi aralarında nasıl sıralanırlar bu çok önemli değil ama ilk üç sırayı bu takımlar oluşturacak. Diğer üç takım da Top 16’ya kalan son takım olabilmek için yarışacak. Bayern Munich ve Kızılyıldız’ı, Strasbourg’un biraz önünde görüyorum. Svetislav Pesic etkisiyle de Bayern’i, Kızılyıldız’ın yarım adım önüne yazıyorum.
B GRUBU
Olympiacos
Anadolu Efes
Emporio Armani Milano
Laboral Kutxa
Cedevita Zagreb
Limoges
Bu grupta Olympiacos ve Anadolu Efes, diğer takımlara ağır basacaktır. İlk iki sırayı bu takımların alması çok olası. Emporio Armani Milano ve Laboral Kutxa, koç ve kadro seçimlerinde soru işaretleri barındıran tercihler yaptı. Açıkçası bu iki ekibi henüz izleme fırsatım olmadığı için yukarıyı zorlama şansları ne kadar olur tam kestiremiyorum. Sadece kadrolarına bakarak yaptığım tahminim, 3 ve 4. sırada yer alacakları yönünde. Cedevita ve Limoges da yollarına muhtemelen Eurocup’ta devam edecekler.
C GRUBU
Barcelona
Panathinaikos
Lokomotiv Kuban
Pınar Karşıyaka
Zalgiris Kaunas
Stelmet Zielona Gora
Bütçe olarak rakiplerine kıyasla ciddi avantaj sahibi olan Panathinaikos, Barcelona ve Kuban, bu gruptan Top 16’ya giden takımlar arasında olma konusunda sorun yaşamayacaktır. Bizi asıl ilgilendiren, temsilcimiz Karşıyaka’nın Top 16 yapıp yapamayacağı. Şampiyon kadrosunu koruyamasa da İzmir temsilcisi bana göre gruptan çıkabilecek kalibrede bir kadro yaptı. Joe Ragland’ın sakatlığı önemli sorun ancak ABD’li oyuncunun Barcelona maçında sahada olması bekleniyor. Dördüncü sıra için Zalgiris Kaunas ile çekişecekler gibi gözüküyor. Zalgiris, yıldızı James Anderson’ı kaybetmesine rağmen geçen yıla göre daha derin bir kadroyla sezona giriyor. Karşıyaka’nın işi kolay olmayacak ama bence iç sahadan çıkaracakları 3 galibiyet onlara yetecektir. Polonya temsilcisi Stelmet Zielona Gora’nın ise ilk dörde girebilmesi büyük sürpriz olur.
D GRUBU
CSKA Moskova
Maccabi Tel Aviv
Unicaja Malaga
Brose Baskets Bamberg
Darüşşafaka Doğuş
Dinamo Sassari
İşlerin en çok karışacağı grup olmaya aday. CSKA Moskova ile Maccabi Tel Aviv sorunsuz şekilde Top 16’ya kendilerini atacaklardır. Ancak diğer iki sıra için dört takım da söz sahibi olabilir. Unicaja Malaga, organizasyon tecrübesi ve geleneğiyle Brose, Daçka ve Sassari’ye göre daha avantajlı. Yine de deplasmanda sorun yaşamaya devam ediyorlar ve evlerinde alacakları sürpriz bir mağlubiyet onları da topun ağzına getirebilir. Darüşşafaka Doğuş, bütçesi itibariyle bu grupta ilk dörtte olması gereken bir ekip ancak sezona çok kötü giriş yaptılar. Zadar Doğuş Turnuvası’nda oynadıkları basketbol pek tat vermedi. Ligde oynadıkları Royal Halı Gaziantep maçını da kazanmalarına rağmen felaket bir oyun oynadılar. 2 ve 3 numara pozisyonunda “gereksiz” bir kalabalık var. Çoğu değerli oyuncular olsa da alacakları süre ve rolleri belli olmadığı için saha içinde ciddi sorun yaşıyorlar. Grubun ilk iki maçı onlar için çok kritik. Taşlar henüz yerine oturmamış, form grafikleri yeterli düzeye gelmemişken önce içeride Sassari, ardından Bamberg deplasmanlarında alınacak iki mağlubiyetle Euroleague sezonunu açarlarsa, devamında işleri hiç kolay olmaz. Umuyorum ki korktuğum olmaz ve temsilcimiz adını Top 16’ya yazdırır.
YENİ YÜZLER
Avrupa’dan NBA’e giden oyuncuları bu yaz sıklıkla konuştuk. NBA’den Euroleague’e gelen önemli isimler de oldu tabi ki. Onlara da bir göz atalım.
Final Four yapan kadrosunu baştan sona değiştirmek durumunda kalan Fenerbahçe, kadrosunu NBA’den en çok takviye eden takım oldu. Detroit Pistons’tan sonra Boston Celtics’te de aradığını bulamayan İtalyan yıldız Luigi Datome, yeni sezonda sarı lacivertli formayı terletecek. Atlanta Hawks’ta geçirdiği ilk yılda, Al Horford’ın sakatlığı nedeniyle sezonun neredeyse tamamını kaçırmasıyla önemli süre bulan, benim beklentilerimin de hayli üzerine çıktıktan sonra geçen yılı çok kötü geçiren Pero Antic de Euroleague’e Fenerbahçe formasıyla dönecek. Üçüncü isim ise 2010 NBA Draftı’nın 6. sıra seçimi Ekpe Udoh. Udoh, Milwaukee Bucks’ta geçirdiği bir yıl dışında NBA’de bir rotasyonun parçası olmayı başaramadı ve çok sayıda sakatlık yaşadı. Oyuncudaki potansiyeli ortaya çıkartmak ve geliştirmek konusunda belki de dünyanın bir numarası Zeljko Obradovic ile çalışacak olmak, Udoh’un kariyerini ayağa kaldırmak için bulunmaz bir fırsat.
Son şampiyon Real Madrid de NBA’den önemli bir ismi kadrosuna kazandırarak gücüne güç kattı. Geçtiğimiz sezon Charlotte Bobcats’te saha dışı problemlerinin de etkisiyle süre bulamayan Jeffery Taylor, çok değerli bir skorer. Atletizmi ve bire bir becerisiyle fark yaratabileceği bir takıma gitti. Yaz döneminin en iyi hamlelerinden biriydi.
Benim Avrupa’ya gelişine en çok şaşırdığım oyuncu Alexey Shved’di. Özellikle felaketlerle dolu New York Knicks sezonunda artı olarak yazılabilecek nadir şeylerden biri kendisinin performansıyken, Sasha Vujacic’e kadar düşen Knicks’in, onu takımda tutmasını bekliyordum. Ancak Shved sürpriz şekilde takım bulmak konusunda zorlandı ve NBA’den aldığı teklifler yerine Khimki’nin astronomik kontratını kabul ederek Euroleague’e döndü. Ne kadar kıymetli bir oyuncu olduğunu anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Shved, Khimki’nin NBA’den getirdiği tek oyuncu değildi. “Kardeşleri bir araya getirme projesi” kapsamında Zoran Dragic, Phoenix Suns’a, abisi Goran’ın yanına gitmiş ancak sezon boyu havlu salladıktan sonra Miami’nin yolunu tutmuştu. Orada da beklediği süreleri bulamayan Zoran da Khimki Moskova ile Euroleague’e döndü.
Ognjen Kuzmic, Nick Calathes ve Miroslav Raduljica (Raduljica sezona Çin’de başlamış, Minnesota Timberwolves’ta bitirmişti) Panathinaikos’un başarısı için ter dökecek. Son birkaç sezondur Yunanistan’daki ekonomik krizin de etkisiyle mütevazi bütçelerle kadro kuran PAO, bu yıl kesenin ağzını biraz açtı. Koç Djordjevic ile aynı frekansa girebilirse, bu kadronun Final Four yapma şansı olduğunu düşünüyorum.
Portland Trail Blazers’ta yıllarını çar çur etmekten vazgeçen Joel Freeland de Avrupa’ya dönenler arasında. Tecrübeli Britanyalı, bu sezon şampiyonluk adaylarından CSKA Moskova’da forma giyecek. Sakatlığı sebebiyle Euroleague’in ilk ayında forma giymesi beklenmese de uzun rotasyonunun kalitesini arttıran bir ekleme oldu.
2012-13 sezonunda İspanya Ligi ekiplerinden Obradoiro’nun formasını giydikten sonra 2013-15 arasını Minnesota Timberwolves’ta geçiren 26 yaşındaki Robbie Hummel da Emporio Armani Milano’ya transfer oldu. 2,06 boyundaki oyuncu, hazırlık maçlarında hem 4 hem 5 numaradan süre aldı. Kalabalık uzun rotasyonunun dakikası garanti olan parçası Hummel olacak gibi gözüküyor. Bakalım Hummel bu kez kendisinden yüksek beklentiler olan bir takımda nasıl katkı verecek.
OLAĞAN ŞÜPHELİLER
Tek bir Euroleague maçı dahi oynanmamışken bireysel ödüller konusunda tahmin yapmak akıl işi midir? En azından akıl yürütmekten zarar gelmez dedim, birkaç oyuncuya dikkat çekmek istedim.
Normal Sezon MVP’si
1- Jan Vesely
NBA’de beklentilerin çok çok uzağında kaldıktan sonra Fenerbahçe (Obradovic) ile yeniden doğan ve oyununu yeniden tanımlayan Jan Vesely, Çek Cumhuriyeti’yle harika bir turnuva geçirdikten sonra sezona da aynı hızla girdi. Kendine olan güveni, her geçen gün geliştirdiği hücumuyla Vesely’nin hem rakamsal olarak hem de saha içi etki bakımından MVP ayarında bir sezon geçirmesi kimse için sürpriz olmamalı. Bu sene Fenerbahçe’nin kadro yapılanması göz önüne alındığında, net bir skor lideri öne çıkmıyor. Ancak hazırlık ve lig maçlarında gördük ki Fenerbahçe, daha maçın ilk hücumunda direk Vesely’e bakıyor, ona pozisyon hazırlıyor. Orta mesafeden tereddütsüz attığı şutlarında isabet bulmaya devam ederse, Zeljko Obradovic’in yarattığı son canavar olarak bu onura erişmemesi için hiçbir sebep yok
2- Nando De Colo
Fransa’nın Eurobasket’te istikrarlı şekilde iyi oynayan tek kısası Nando De Colo’ydu. CSKA ile geçirdiği ilk yılda da çok iyi bir sezon geçiren De Colo, büyük bir öz güvenle sezona giriyor. Hem oyunkurucu hem de şutör guard pozisyonundan süre alacak olması, aynı zamanda iki pozisyonu da hakkını vererek oynayabilmesi sayesinde Dimitris Itoudis’in birinci silahı olacaktır.
3- Tyrese Rice
Maccabi’nin şampiyon olduğu Final Four’un MVP’si seçilen Rice, takımı Khimki’yi geçtiğimiz sezon Eurocup şampiyonluğuna taşımıştı. Yıldız transferlerine, kalabalık guard rotasyonuna rağmen Khimki’nin lideri tartışmasız şekilde Rice olacak. Sezonun ilk kısmı takımı için sancılı geçebilir, çünkü kimyalarının oturması, rollerin netleşmesi biraz süre alacak gibi görünüyor. Ne var ki bunları başardıkları anda da herkes için korkutucu bir rakibe dönüşebilirler. Şayet Khimki son 8’e kalırsa, Tyrese Rice da MVP Ödülü için adı geçenlerden biri olabilir.
Rising Star
1- Dario Saric
Bu ödülü alabilecek yaş aralığındaki en iyi oyuncunun Dario Saric olduğu aşikar. Anadolu Efes’in sisteminin, ondan maksimum verim alınan bir sistem olduğunu iddia etmeyeceğim ama aldığı süre, takımının ulaşacağı nokta, takımdaki rolü, yapacağı rakamlar hesaba katıldığında bu ödülünün en büyük favorisi Saric.
2- Mateusz Ponitka
Ülkesinde parladıktan sonra üst düzey Euroleague takımlarına sıçrama yapabilmek umuduyla Belçika’ya giden 22 yaşındaki Ponitka, bu yaz şaşırtıcı şekilde ülkesi Polonya’ya döndü. Stelmet Zielona Gora formasıyla Euroleague arenasına çıkacak genç oyuncu, takımının ana parçalarından ve skor opsiyonlarından biri olacak. Benim çok beğendiğim ve sevdiğim bir oyuncu da olduğundan, takımı çok ilerleyemese bile, Ponitka’nın iz bırakacak performanslar göstermesini bekliyor ve istiyorum. (Elbette Karşıyaka maçı hariç)
3- Ioannis Papapetrou
Papa mı Petrou? Evet, Papapetrou. Olympiacos’un 21 yaşındaki kısa forvetine bu sezon süre kalacak gibi gözüküyor. Geçen yıl bazı maçlarda potansiyelini değerlendirebilecek kadar izleme şansı bulduk. Öncelikle pozisyonuna göre inanılmaz bir fiziği var. 2,06 boyunda, omuzları geniş ve çok güçlü bir oyuncu. Öz güven konusunda birçok Yunan genç gibi sıkıntı çektiğini görmedim. Ceza şutunu atmak konusunda da çekince yaşamıyor. Top hakimiyeti üst düzey değil ama çembere yakın pozisyon alıp, “haksızlık derecesindeki” fizik avantajını kullanarak sırtı dönük hücum edebiliyor. Giorgios Printezis’e bir yedek almayı tercih etmediler, dolayısıyla dört numaradan da süre alma ihtimali var. Kendini göstermek için bu sezon bir şans, değerlendirebilirse eğer gelecekte takımın etrafına yapıldığı oyunculardan biri bile olabilecek potansiyele sahip. (Aynı şans Agravanis için de mevcut fakat o kalitesi var mı ondan emin değilim)
4- Marko Arapovic
Hırvatistan’ın yetiştirdiği çok yetenekli oyunculardan biri Arapovic. Saric, Hezonja gibi tüm dünyanın beklentisinin yüksek olduğu isimlerin gölgesinde kalsa da çok genç yaşta A takım tecrübesi yaşamaya başladı ve her geçen gün üzerine koyarak geliyor. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen Cedevita Zagreb’in rotasyonunda kendine yer bulan Arapovic, Euroleague’in üst düzey takımlarının iki yıl sonra kadrolarına katabilmek için yarıştığı, bonservis ödemeyi göze aldığı bir oyuncu olabilir.
Alphonso Ford (Sayı Krallığı) Ödülü
1- Jordan Farmar
Farmar’ın Darüşşafaka Doğuş macerası tam bir hayal kırıklığıyla sonlandı. Bunun sebebi kendisinden çok, takımı ve sistemiyle ilgiliydi bana göre. Bu yıl, kendisini değerli yapan şeyleri rahatlıkla ön plana çıkarabileceği Maccabi’de forma giyecek. Yanında Taylor Rochestie, Devin Smith gibi skor atabilen, belli sayıda top kullanmayı talep eden oyuncular olmasına rağmen Maccabi’nin yüksek temposunda kendisine yeterli pozisyon kalacaktır. İstatistiksel olarak başarılı bir sezon geçirmesini ve bol bol skor atmasını bekliyorum.
2- Alessandro Gentile
Hayal kırıklıklarının takımı Milano’nun lideri Alessandro Gentile, Avrupa’nın durdurulması en zor oyuncularından biri. Henüz 22 yaşında olmasına rağmen Milano artık onun takımı. Jasmin Repesa onun işini ne kadar kolaylaştırır çok emin değilim ama zaten kendisine pozisyon hazırlanmasa bile skorunu atabildiği için takımda işlerin yolunda gitmemesinden çok etkilenmeyecektir. NBA’e gitmeden önce buralarda rüştünü iyice ispat etmek için gözünü kararttığı konusunda hiç şüphem yok.
3- Taylor Rochestie
Bu ödülü geçtiğimiz sezon Nizhny Novgorod forması giyerken kazanan Rochestie, yukarıda Farmar için söylediğim sebepler kendisi için de geçerli olmak kaydıyla bu ödülün önemli adayları arasında. Farmar’ın daha çok ön plana çıkmasını beklememe rağmen, yanılmam halinde bu kez de Rochestie ödülün sahibi olabilir.
4- Jan Vesely
Bu kategoride adının geçmesi sizi şaşırtabilir çünkü Vesely hiçbir zaman skorer kimliğiyle ön plana çıkmış bir oyuncu değil. Ama o kadar yol kat etti ki artık doğru kullanıldığında gerçekten ciddi bir skor opsiyonu. Fenerbahçe’nin şu ana kadar oynadığı maçlarda da gördük ki Vesely’nin kullandığı top adeti ciddi şekilde artacak. Eurobasket’ten itibaren yakaladığı verimlilikle şut atması halinde Fenerbahçe’nin topu iyi paylaştığı sisteminde sürpriz rakamlara çıkabilir.
Yılın Koçu Ödülü
1- Sasha Djordjevic
Sırbistan milli takımıyla yakaladığı başarıların ardından Panathinaikos’un başına geçen Djordjevic, Avrupa’da saygınlığı en yüksek koçlar arasında. Son birkaç yıldır zirve yarışının çok uzağında olan Panathinaikos’u Final Four’a sokabilirse kesinlikle bu ödülün sahibi olacaktır. Berlin bileti alamasalar bile ismi bu ödül için geçebilir.
2- Zeljko Obradovic
Avrupa basketbol tarihinin en başarılı koçu Obradovic, Fenerbahçe’yi Berlin’de zafere taşırsa -yazması bile güzel be- bu ödülün sahibi olacaktır. Şampiyonluk gelmezse alamaz mı bu ödülü peki? Alamaz. Çünkü Obradovic’in kariyeri, çıtayı öyle bir noktaya koyuyor ki, finalde kaybetse bile “hedefe ulaşamamış” algısı oluyor. Bana göre geçtiğimiz yılki takımı Madrid’e taşıması ve belli oyuncuların kariyerlerini zirve noktasına taşımasıyla bu ödülü hak etmişti ama Final Four’daki mağlubiyet tüm sezon yapılanları otomatikman siliyor. Neyse çok önemli değil bu konu.
EUROLEAGUE FANTASY CHALLENGE
Ülkemizde de hayli popüler olan EFC’ye bir bölüm ayırmasam olmazdı. İlk haftalarda daha çok fiyatını arttırabilecek oyunculara, steal’lara yönelmenin daha mantıklı olduğu düşünülür. Ben de öyle düşünüyorum. Bu yüzden fiyatların hayli şişirilmiş olduğu bu sene dikkatimi çeken birkaç oyuncunun altını çizmek istedim
Rodrigue Beaubois – 46 kredi
Rodrigue Beaubois, Strasbourg’da direksiyonu elinde tutan oyuncu olacak. Minimum 30 dakika süresi ve hücumda önemli bir rolü var. Alternatifi de pek olmadığından 46 olan fiyatını yükseltebilir. Ayrıca unutmamak lazım ki kötü takımlarda, istatistik kasan da çok olur. Fantasy için bu tip oyuncular değerlidir, Beaubois da onlardan biri olmaya aday.
Leo Westermann – 46 kredi
Yine Alternatifi olmayan, takımının özgürlük verdiği Fransız bir oyunkurucu.. Genç Westermann, Barcelona tarafından geçtiğimiz yıl da Limoges’a kiralanmıştı. Sezon sonuna doğru Limoges da Pooh Jeter’ı takıma getirmişti. Limoges, sezonu sahasında Anadolu Efes’e karşı açacak. Fransızların, milli takım için de önüne koydukları Thomas Heurtel’e karşı bir şeyleri kanıtlayabilmek motivasyonuyla oynayabilir.
Gal Mekel – 56 kredi
Kızılyıldız’da bu sene direksiyon Gal Mekel’de olacak. Nizhnny Novgorod’da geçirdiği sürede kendini kanıtlamayı başaran İsrailli oyuncu, yazın milli takımıyla Eurobasket’te de boy göstermişti. Strasbourg’a karşı ateşli taraftarının önünde sezonu açacak Kızılyıldız’da oyunun birçok alanına katkı yapabilen Mekel’i bir düşünün derim.
Bradley Wanamaker – 54 kredi
Brose Baskets Bamberg geçen sene Almanya şampiyonu olurken, Wanamaker de finallerin en değerli oyuncusu seçilmişti. 54 krediden alınması gereken bir risk diye düşünüyorum ama Unicaja Malaga deplasmanına gideceklerini unutmamak lazım. Malaga, iç sahada çok sert oynayarak ve topa baskıyı yüksek dozlarda kullanarak rakip guardları hataya zorlayabilen bir ekip. Wanamaker bunu cezalandırabileceği gibi fiyatını düşürerek size hayal kırıklığı da yaşatabilir.
Jayson Granger – 55 kredi
Jayson Granger, hem Heurtel’i yedekleyen hem de Heurtel’in yanında onu dengeleyen oyuncu olarak kullanılıyor. Sezona iyi girdi ve Karşıyaka maçında Heurtel berbat oynarken takımın liderliğini üstlenip Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı Efes’e getirdi. Heurtel formunu yükseltene kadar Granger’dan güzel ranking’ler bekleyebilirsiniz.
Mateusz Ponitka – 50 kredi
Ponitka, Polonya milli takımının ilk beşinde yer alan, kendini Euroleague’de kanıtlamaya çalışan bir oyuncu. Gora’da, hücumda kullanılma oranı yüksek olacaktır.
Kyle Weems – 45 kredi
Strasbourg, forveti Matt Howard’ın sakatlığıyla sallandı. Kısa forvet pozisyonu da sadece Kyle Weems’e kaldı.
MarQuez Haynes – 47 kredi
Haynes, kısaların 7/24 yeşil ışıkla oynadığı Dinamo Sassari’ye transfer oldu. Darüşşafaka yüksek tempoyla oynayan bir rakip olmasa da ritm bulursa iyi skorlara ulaşıp, araya birkaç ribaund ve asist de ekleyebilir. David Logan’ı da aynı şekilde düşünmenizi öneririm.
Malcolm Delaney – 66 kredi
Anthony Randolph’un sakatlığında -zaten Kuban’ın ana skor opsiyonlarından biri olan- Delaney, daha da fazla sorumluluk alacaktır. Fiyatı yüksek gözükebilir ama getireceği katkının net olduğu düşüncesindeyim, bu yüzden onu takımlarımda tercih ettim.
Jan Vesely – 77 kredi
İlk haftadan 77 kredi fiyatı olan bir oyuncuyu normalde kesinlikle almam. Yalnız Jan Vesely’nin bu değeri daha da yükseltmesi ihtimal dahilinde. Süresi garanti, rolü belli, hücumdaki kullanımı arttı, rakip de savunmasında ciddi sorunlar olan Bayern iken onu takıma seçmemeyi göze alamazdım.
Nicolo Melli – 47 kredi
Andrea Trinchieri’nin sevdiği tarzda bir uzun Melli. Oynadığı maçlarda iyi rakamlara da ulaştı şu ana kadar, 47’den kaçırmamak gerek.
Jarvis Varnado – 47 kredi
Yıllardır beklediğim Jarvis Varnado sonunda Euroleague’e geldi. Dinamo Sassari’de Shane Lawal’ın geçen sezon oynadığı rolde Varnado olacak. Lawal’dan daha iyi bir oyuncudur, burada sorun yok. İstatistiksel olarak ne getireceği konusunda bazı soru işaretleri var ama bu fiyattan bir daha bulamama ihtimali de az değil.
Colton Iverson – 50 kredi
Beşiktaş ve Laboral’den sonra Iverson’ın yeni durağı Pınar Karşıyaka. Euroleague’in açılış maçında Karşıyaka, Barcelona’yı ağırlayacak. Salonda her zamanki gibi müthiş bir atmosfer olacağı kesin, o atmosferin oyuncuları genelde çok olumlu yönde etkilediği de bir gerçek. Ayrıca Iverson, Ante Tomic’e sorun yaratan tarzda bir pivot. Faul problemine girmeyeceğine güvenebiliyorsanız, alın derim.
Ekpe Udoh – 46 kredi
Fenerbahçe, pick and roll hücumlarında üçüncü bir oyuncuyu pas açısında bulundurarak, uzundan uzuna pasları çok sık kullanmaya başladı. Ekpe Udoh’un da 3-4 asist rakamlarına çıktığını gördük. Belli sayıda ribaund ve skor katkısı da yapacağına göre Bayern’e karşı değerlendirilebilir.
-Takım Tamamlayıcıları-
Bu tabiri ben, pahada ucuz olduğu için takıma son oyuncu olarak alınabilecek ama süre ve puan getirebilecek oyuncular için kullanıyorum
Victor Claver – 30 kredi
Anthony Randolph’un yokluğunda Claver’e belli bir süre gelecek. Rolü ve kullanım oranı ne olur orası biraz piyango ama enerjisi yüksek, tecrübeli bir oyuncu. Diğer uzunları daha yüksek bedelle aldığınız takımlarda son oyuncu olarak düşünebilirsiniz.
Marko Arapovic – 26 kredi
Yukarıda kendisinden biraz bahsetmiştim. Olympiacos deplasmanına giden Cedevita’dan hiçbir oyuncuyu almanızı önermem ama maç erken koparsa ve Arapovic’e haddinden fazla süre verilirse bu bir fırsata da dönüşebilir.
Stefan Nastic – 26 kredi
Nastic, Kızılyıldız’ın NCAA’den gelen yeni pivotu. Önünde Sofo ve Zirbes olacak. Lakin Sofo’nun kolay faul problemine girebildiğini düşünürsek, Nastic de hücumda bir şeyler getirebildiği için belli süreler sahada kalabilir. Riski büyük, ama Zadar turnuvasında 20 sayıyı aştığı maçlar oldu (Zirbes yoktu).
Ömer Faruk Yurtseven – 7 kredi
Şimdi açık konuşalım, Ömer’in Euroleague’de istikrarlı bir dakikası filan olmayacak. Ama Fenerbahçe sahasında erken kopabilecek bir maç oynayacak ve Obradovic lig maçında dahi Ömer’e önemli süreler verdi, kullanmaktan çekinmiyor yani. Antic dönene kadar Ömer bu tip maçlarda düşünülebilir. Bir şey değil ya 7 kredi, yere düşse eğilip almazsın bile, ne kaybettirir ki…
Ioannis Papapetrou – 28 kredi
Daha önce söylediğim gibi, Papapetrou’ya bu sene süre var. Hele ki rakip Cedevita iken, maç erken koparsa bol bol oynayabilir. Benim çok güvendiğim bir oyuncu, fırsat bulursa yüzümüzü kara çıkartmaz diye umuyorum.
Takımlarla ilgili detaylı analizleri sezon içinde yapmaya çalışacağım. Heyecanın başlamasına artık sayılı saatler kaldı. Öncelikle temsilcilerimize başarılar, sonra hepimize keyifli seyirler dilerim. 2015-2016 Euroleague sezonu herkese hayırlı olsun