OAKA bu kez diz çöktü! | Fenerbahçe: ”Buraların takımı olmak…”

Zeljko Obradovic, belki de normal sezonun sonunda yaşanan hücum tıkanıklığına çözüm üretebilmek için ilk yarıda Ekpe Udoh ve Jan Vesely’i çok az beraber kullanmıştı. Soyunma odasında ise bundan vazgeçti. Fenerbahçe ikinci yarıya başlarken İkiz Kuleler aynı anda sahadaydı. Bu maçın, hatta tüm serinin kırılma noktası da bu ikinci yarı olacaktı. Temeli Udoh ve Vesely olan alıştığımız Fenerbahçe savunması, bir iki özel ayarlamayla serinin kaderini değiştirdi. Calathes’in üzerindeki baskıyı artırıp, Panathinaikos’un organizasyonu kaybetmesini sağlayan Fenerbahçe, rakip şutörleri Udoh ya da Vesely’nin üzerine sürerek PAO hücumunu tamamen durdurdu.

Geçtiğimiz yıldan beri Fenerbahçe’yi takip eden herhangi bir basketbol izleyicisi, Fenerbahçe’nin gücünü savunmasından aldığını rahatlıkla tespit edebilir. Bu maçta da savunma oturunca hücumda daha ritimli ve öz güvenli oynamaya başladı sarı lacivertliler. 20-8 biten üçüncü çeyreğin ardından PAO üstünlüğü iki sayıya kadar inmişti. Şimdi rüzgar bizim arkamızdaydı.

Fenerbahçe Basketbol (@FBBasketbol)
Fenerbahçe Basketbol (@FBBasketbol)

Ev sahibi avantajının, avantaj olmaktan çıktığı anlar vardır. Panathinaikos son periyotta o anı yaşadı. İşler yolunda gitmediğinde aşırı motivasyon, yüksek atmosfer, iç saha baskısı bir anda gerginliğe dönüşür. Bu gerginlikle başa çıkabilmek kolay bir şey değil, ciddi anlamda zihinsel güç gerektirir. Panathinaikos’un ne koçu, ne saha içi lideri ne de diğer oyuncuları bu baskı ve gerginliği taşıyabilecek zihinsel güce sahip olmadıklarını gösterdiler. Fenerbahçe savunması onları durdurdukça PAO daha çok gerildi, daha çok hata yaptı, kendi kendine debelenmeye başladı. Daha önce bu tip ortamları defalarca yaşamış Fenerbahçe de bu fırsatı kaçırmadı. Hücum tarafında tarihe geçecek verimlilikle takımına liderlik eden Bogdan Bogdanovic’in indirdiği yumruklara dayanamayıp, devrilen Panathinaikos, son çeyrekte de sekiz sayıda kaldı ve ikinci yarısında sadece 16 sayı üretebildiği maçı 71-58 gibi farklı bir skorla kaybetti.

Seri değerlendirmesinde ilk maçın detaylarına bu kadar uzun uzun yer vermemin sebebi, iki takım arasındaki en büyük farkı net bir şekilde gözler önüne sermesi: Zihinsel güç. Fenerbahçe, tarihinde daha önce galibiyet alamadığı OAKA’da 14 sayı geri düştüğü ilk yarının ardından ayağa kalkmayı başardı. Panathinaikos ise işlerin yolunda gitmediği dakikalarda soğukkanlılığını kaybetti, ilk zihinsel sınavı veremedi ve dengesi bozuldu. Panathinaikos’un bu maçı kazanması, öz güveninin yükselmesi açısından çok kritikti. Kaybetmeleri, son derece yıkıcı böyle bir mağlubiyetin ardından toparlanmak gibi bambaşka bir sınavı “eski şampiyonun” önüne getirmiş oldu.

Her şeyin başı savunma

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler