Profesyonel olarak basketbol oynayarak dünyadaki en zor işi yaptığımızı söyleyemeyiz. Güzel bir hayatımız ve güzel bir işimiz var ancak birçok insanın düşündüğünden çok daha zor. Günde birkaç saat antrenman yapıp sonra da bir maça çıkmaktan ibaret değil işimiz. Bundan fazlası var… Çok fazlası. Bir sonraki maça hazırlanmak için saatlerinizi harcıyorsunuz. Toplantılar, terapiler, soğuk havuzlar… Senelerdir kendimizi basketbola adadık, yaşıtlarımızın yaptığı birçok şeyi yapamıyoruz. Seyahat etmek mesela. Bütün yazımız antrenman için ayrılmış durumda. Evet hayal bile etmediğimiz bir mesleğimiz olduğunu söyleyebilirim ama insanlar bunun düşündüklerinden çok daha farklı ve zor bir iş olduğunu anlamıyorlar bazen.
Ayrıca evde de çalışmak zorundayız. Fenerbahçe’de bizi maçlara hazırlayan bir teknik ekip var ancak herkes kendi hazırlığını da yapmak durumunda. Senelerdir oynadığım her maçı tekrar izleyip neyi daha iyi yapabileceğimi, neyi iyi ve neyi kötü yaptığımı bulmaya çalışırım. Bence birçok oyuncu yapıyor bunu. Aynı şekilde bir sonraki rakibimizin maçlarını izleyip sahada neyle karşı karşıya kalacağımızı, nasıl reaksiyon göstereceklerini anlamaya çalışırım. Yani olay sadece antrenmanlardan ibaret değil. Diğerleri de devamında geliyor: Video seansları, taktikler, keşif çalışmaları, terapiler, vücudunuzla ilgilenmek.