Sezonu üç büyük kupayla tamamladıktan, Kızılyıldız tarihinin en iyi jenerasyonuyla birlikte oynadıktan, Sırp Milli Takımı ile EuroBasket’te yarı final oynayan kadroda yer aldıktan sonra milyon euro değerinde bir oyuncu haline gelmek ve kariyerine Avrupa’nın en zengin ve büyük kulüplerinden birinde devam etmek… 2015 rüya gibi bir yıl olmalı.
Bu yıl, 24 yaşındaki Sırp forvet Nikola Kalinic için geride kaldı. Kalinic, 2013 yılında Vojvodina forması giyen genç ve yetenekli bir oyuncudan Ocak 2016’ya kadar inanılmaz bir yol izledi, her basketbol oyuncusunun takip etmek isteyeceği bir yol. Kalinic, MOZZART Sport’a birçok farklı konu hakkında konuştu; geçen yılki Kızılyıldız kadrosunun bu yıl da korunamadığı için ne kadar üzgün olduğu, Sırbistan Milli Takımı’nın olimpiyat şansı, büyük Zeljko Obradovic ile çalışmanın nasıl olduğu, milyon euro değerinde bir oyuncu olmanın nasıl hissettirdiği gibi. Başlangıç olarak önce biraz hayat hakkında ve yaşadığı metropol hakkında konuştuk.
Nikola, Belgrad’dan İstanbul’a, yaşaması kolay olmayan bir şehre geldin. Burada yaşamaya nasıl alıştın?
İyi uyum sağladım gibi görünüyor. Her gün daha fazla yeni yer keşfediyorum ve alışıyorum ama başlangıç çok zordu. İlk defa ülke dışında bir kulübe gelmiştim, iletişimin ağırlıklı olarak İngilizce ve Türkçe olduğunu görmek beni biraz şaşırtmıştı. Belgrad’da yoğun bir trafik olduğunu düşünürdüm ama İstanbul tamamıyla çok daha farklı.
Şanslısın ki takımda Bogdan Bogdanovic ve teknik heyette Sırp koçlar var. Onlardan başka, daha önce Sırbistan’da oynayan ve Sırpça bilen Pero Antic ile Jan Vesely de takımda?
Evet, onlarla fazlaca vakit geçirmek adaptasyon sürecimi oldukça kolaylaştırdı. Özellikle Peri ailesiyle, Janu da kız arkadaşıyla birlikte buradalar ve bana çok yardımcı oldular. Bunun yanında İstanbul çok büyük bir şehir ve ilginizi çekebilecek farklı şeyleri çok çabuk bulabiliyorsunuz.
Öyleyse iki kıtayı da görme fırsatı yakaladın?
Evet, inanılmaz bir şehir. Fazla sayıda müthiş diyebileceğim binalar, tarihi ve kültürel detaylar, camiiler, kiliseler… Hatta dar sokaklar ve tüm o satıcılar, gerçekten mükemmel. Şehir hakkındaki düşüncelerim ancak buraya gelip kendi gözlerimle gördükten sonra değişti. Böyle etkileyici olan şehrin tek kötü yanı çok kalabalık olması ve bu yoğunluk azalacağa da benzemiyor.
Ünlü Kapalıçarşı’ya gidip, pazarlık ettin mi?
Gittim ama özel bir şey almadım. Pazarlık etme konusunda çok iyi değilim, bu benim hatam. (Gülüşmeler) Ayasofya’yı da gördüm ve bu ziyaret benim için unutulmaz bir anı, çok güzel bir tecrübe oldu.
Boş vakitlerini başka neler yaparak değerlendiriyorsun?
Çok sık antrenman yapıyoruz ve maçlara çıkıyoruz, bu yüzden dışarı çıkmak için fazla zamanım olmuyor. Dışarı çıktığım zamanlarda da kısa bir yürüyüş yapıyorum, kahve içiyorum, temiz hava alıyorum. Zamanımın büyük çoğunluğunu ise oyun oynayarak geçiriyorum.
En çok ne oynuyorsun?
Şu sıralar çok fazla NBA’in ‘My Career’ modunu oynuyorum. Kendi oyuncunuzu yaratıp kendinize bir NBA kariyeri kuruyorsunuz.
Peki nasıl gidiyor?
Şimdiye kadar iyi gidiyor ama gelecekte neler olacak göreceğiz.
Bogdan’ın yıllarca WoW oynadığını öğrendim, Bogdan ile birlikte oynamıyor musunuz?
Hayır, sadece bazen NBA oynuyoruz. Onun dışında Bogdan RPG tarzı oyunlar seviyor, ben sevmiyorum.
Türkçe’yi öğrenebildin mi? Çünkü sosyal medyada Türkçe kullandığını gördük.
Sadece basit birkaç kelime biliyorum. Türkçe deneyerek öğrenilebilecek bir dil, öğrenmesi çok zaman alıyor ama her gün yeni şeyler öğreniyorum.
Soyunma odasında Sırpça konuşuyor musunuz? Çünkü takımda bizim bölgemizden çok fazla isim var.
Nereye giderlerse gitsinler sesi en çok çıkanlar her zaman Sırplar oluyor. Takım arkadaşlarımıza bazı Sırpça küfürleri öğrettik. Sloukas ve Judo gibi oyuncular zaten daha önceden Sırp oyuncularla birlikte oynamışlar ve birçok şeyi anlayabiliyorlar.
Fenerbahçe’nin teklifini kabul edip, Kızılyıldız’daki hikayene nokta koymaya ne zaman ve hangi noktada karar verdin?
Nasıl olduysa spontane ve sürpriz bir karar oldu. Ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağımı söylemiştim. Teklif ulaştığında çok fazla düşünmedim. Zvezda her zaman kalbimde özel bir yere sahip olacak ama hayatınızda bir kere Fenerbahçe’den teklif alırsınız. Eğer çok fazla düşünürseniz bu fırsat gelir ve kaçar.
Bir çocukken bir anda milyon euro değerinde bir oyuncu haline gelmek nasıl bir duygu?
Bu konuda çok düşündüm. Kazandığınız bu etiket size, kendinizi her gün yeniden kanıtlamanız ve daha çok çabalamanız için mükemmel bir motivasyon sağlıyor ve ben de başarıya çok açım. Bunun yanında sizde gereksiz, ağır bir baskı da yaratabilir.
Fenerbahçe’nin teklifini kabul etmendeki en büyük etken neydi?
Elbette Zeljko Obradovic ile bir araya gelebilmek. Dejan Radonjic çok iyi bir koç ve çalıştığımız süre boyunca birlikte çalışmaktan çok keyif aldım ama Zeljko, Zeljko’dur.
İstanbul’a gelmeden önce kendisiyle konuşabildin mi? Senden ne istediğini söyledi mi ve senin beklentilerin nelerdi?
Direkt bir bağlantı olmadı, daha çok menajerler aracılığıyla transfer yönetiliyordu. Türkiye’ye geldiğimde ise oturup konuştuk. Başardıklarımı çok takdir ettiğini ve kendi takımında da bu tarz bir oyuncuya ihtiyacı olduğunu söyledi. Gurur duydum.
Avrupa basketbol tarihinin en iyi koçuyla çalışmak nasıl hissettiriyor?
Çok zor, gerçekten çok zor. Mental olarak çok yıpratıcı, fiziksel olarak da bunun biraz daha altında. Her gün bizimle çok fazla bilgi paylaşmaya çalışıyor. Her maç için en küçük detayına kadar hazırlık yapıyor. Her zaman ufkumu genişletiyor.
Bize biraz Amerika turundan bahset.
İnanılmazdı demekten başka bir yorum yapabilir miyim? Tüm ülke mükemmeldi ama tüm o salonlar ve antrenman sahaları… Basketbol organizasyonu tam bir makine, bir iş dünyası ve tüm olanları gördüğümde ne söyleyeceğimi bilemedim. Gergin oyuncuları sakinleştirebilmek için her türlü imkan var. Orada konuk olan bizdik ama organizasyon evimizdeymişiz gibi hissetmemizi sağladı.
Brooklyn ve Oklahoma’ya karşı oynadığınız karşılaşmalardan geriye kalan en güçlü izlenim neydi?
Oklahoma’da Durant ve Westbrook birer uzaylı. Bu kadar iyi olup normal biri olmaları mümkün değil. Onlar bizim gibi görünen birer uzaylı. 2014 Dünya Kupası’nda Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı oynadım ama bu başka bir boyut.
Fenerbahçe’de oynadığın maçlarda gösterdiğin performansından memnun musun?
Elbette değilim. Daha iyi olabilir ve olmalı da. Şimdiye kadar koçun istediklerini yerine getirmeye çalışıyorum ama biliyorum ki her şey daha iyi olabilir. Yıldız oyuncular bile en başta çok iyi değillerdir ama zamanla çok daha iyi hale gelirler. Eminim ki şimdi de aynısı olabilir.
Sırp Milli Takımı’nın Olimpiyat Oyunları’na katılma şansını nasıl görüyorsun?
Bence Sırbistan’ın şansı çok yüksek ve kuşkum yok. Ödüle ulaşmak için birçok rakip olacaktır. Beni asıl endişelendiren, fikstür insanüstü bir seviyede olacak. Çünkü sezon bittiği gibi yeni bir yarışın içine giriyorsunuz, elemeler, hazırlıklar, maçlar…
Ama Olimpiyat Oyunları ayrı bir motivasyon kaynağı değil mi?
Elbette ama EuroBasket sonrasında direkt olarak Olimpiyat Oyunları’na katılma şansı yakalasaydık çok daha kolay olacaktı. Şampiyonada tek bir kötü günümüz oldu ve ne yazık ki Litvanya’ya kaybettik. Yine de mükemmel bir yarı final başarısı olduğunu düşünüyorum. Litvanya mağlubiyetinden sonra da Fransa biraz büyük bir lokma oldu…
Biraz Kızılyıldız hakkında konuşalım. Geçen yılki kadronun korunamamasından pişmanlık duyuyor musun?
Evet, elbette. Kadro dağıldığı için büyük bir üzüntü duyuyorum. Sık sık kendime soruyorum, eğer Euroleague seviyesinde daha başarılı olsaydık ya da oynadığımızdan daha iyi oynayabilseydik ne olurdu diye. Sezona biraz sallantıda başladık ama zamanla durumu kontrol ettik ve bir makine haline gelerek sezonu 3 kupayla kapatıp, Top 16 yapmayı başardık. Belki daha fazlasını da yapabilirdik ama tecrübe eksikliğimiz vardı. Yine de ne olursa olsun harika bir izlenimle ayrıldım. Harika ve bir bütünmüşçesine hareket eden oyunculardan kurulu, başarıya aç bir ekiptik.
Yine de bazı şeyler kaçınılmazdı değil mi?
Evet, hepimiz reddetmesi zor teklifler aldık. Boban Marjanovic NBA’e gitti, Charles Jenkins Armani’ye, Jaka Blazic Vitoria’ya…
NBA’deki Sırp üçlünün maçlarını takip ediyor musun?
İstediğim kadar çok değil. Çok izleyemesem de Bobby’nin geldiği pozisyon için gurur duyduğumu saklayamam. Nemanja ve Nicholas için de gurur duyuyorum elbette ama Bobby benim çok iyi bir dostum ve takım arkadaşım, birlikte çok şey yaşadık. Son zamanlarda dominant bir oyun sergilemeye başladığını görüyorum ve bu beni hiç şaşırtmıyor. Eminim ki San Antonio’daki herkes de nasıl bir cevhere sahip olduklarının farkındadır. Bobby mükemmel bir oyuncu, sadece fiziksel anlamda değil. Fiziğiyle ve kişiliğiyle şu anda yaşadığı her şeyi hak ediyor. Bjelica güzel bir başlangıç yaptı ama bir sakatlığı olduğunu ve bu sakatlıktan dolayı ritim bulmakta zorlandığını biliyorum. Sakatlıktan daha da iyi bir oyuncu olarak geri döneceği konusunda ise şüphem yok. Jokic’in de çok iyi oynadığını görüyorum. Bu üçlü için gerçekten çok gurur duyuyorum.
MOZZART Sport okuyucuları için dileklerin neler?
Bolca sağlık, mutluluk ve neşe. Başarı, büyük galibiyetler. İnsanları sevmek ve saygı duymak, en önemlisi bu.
Kendin için?
Birkaç gün daha izin…
- İçerikteki Kalinic röportajı mozzartsport.com web adresinden alınmış olup, orijinal dili Sırpça’dan İngilizce’ye, İngilizce’den de Türkçe’ye çevrilmiştir.
- Kullanılan görseller de aynı web adresinden temin edilmiştir.