Yazı: Nikola Kalinic, euroleague.net
Bir Final Four daha geldi çattı! Birçoğumuzun Fenerbahçe ile anlaşmasının en temel sebebi; kupalar kazanmak için böyle fırsatlar elde etmek, özellikle de EuroLeague kupasını. Burası en büyük sahne. En önemli şutları sokmanın, en önemli oyunları oynamanın zamanı geldi. Bu benim üst üste dördüncü Final Four’um. Üç kez finale ulaştık ve bir kez de kupayı kazanmayı başardık. Üçte bir çok fena değil ama bence çok iyi de değil. Bunu dörtte ikiye çıkarmak için bu sezon her zamankinden daha da aç ve daha da istekliyiz! Bazı sakatlık problemleri yaşıyoruz. Lauvergne, Şubat ayında; Datome ise geçtiğimiz haftalarda sakatlandı. Ben dahil olmak üzere birkaç kişi daha sakatlık sorunları yaşıyor. Ancak önümüzde sadece iki maçlık bir süreç var ve tamamen buna odaklanmalı ve bir takım olarak kalmalıyız. Kendimize inanmaktan başka ne yapabiliriz ki? İyi bir Final Four geçirmeyi umuyoruz.
Takımın durumuna iyi taraftan bakacak olursak oldukça derin bir kadromuz var. Örneğin, Tyler Ennis sene başında sakatlanıp sezonu kapattı ve biz buna rağmen kazanmaya devam ettik. Çok fazla yetenekli oyuncumuz var ve bence sezon boyunca bunu herkese gösterdik. Belki isim isim baktığınızda kağıt üstünde ligin en iyi kadrosu değiliz ama normal sezonu lider olarak bitirdik ve her maçı kazanmak için sonuna kadar savaştık. Çok sert ve fiziksel oynadık bütün sezon, aynı şeyi önümüzdeki iki maçta da korumaya çalışacağız. Bu kulüpteki herkesin mantalitesi çok sağlam ki bu durum da sahada son ana kadar savaşmamızı sağlıyor. Oraya gideceğiz ve elimizden gelenden de iyisini yapacağız. Eğer bizden daha iyisi varsa maç sonunda gidip ellerini sıkacak ve tebrik edeceğiz. Ama hiçbir zaman savaşmayı bırakmayacağız.
EuroLeague’de Final Four öncesi son maçımızda, play-off serimizin dördüncü maçında Kaunas’ta, Zalgiris’e karşı çok iyi bir oyun ortaya koyduk. Zalgiris bizim için çok zorlu bir testti, İstanbul’da bir maç kazandılar. Playoff’lara sekizinci sıradan ve son biletle katılmış olsalar da bu başarının tesadüf olmadığını kanıtladılar. Gerçekten harika oynadılar ve normal sezonun son birkaç haftasının en formda takımı olduklarını gösterdiler herkese. Oynadıkları son altı maçın altısını da kazandılar. Ancak biz yine de çok tecrübeli bir takımız ve rakibimiz kim olursa olsun sahada o ekip için işleri zorlaştırıyoruz. Her seferinde savaşıp en iyimizi ortaya koyuyoruz.
Yarı final maçında Anadolu Efes’e karşı oynayacağız. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz ki, bunun hem iyi hem kötü tarafları var. Bu sezon birbirimize karşı altı maç yaptık, Fenerbahçe’ye geldiğimden beri kaç kez karşılaştığımızdan bahsetmiyorum bile. Muhtemelen en çok maç yaptığımız rakip, kırka yakın maç oynadık onlarla. Fakat bu sefer çok ilginç olacak! Muhteşem bir sezon geçiriyorlar, muhtemelen kulübün yakın tarihinin en iyi sezonu ve ben Efes’e çok saygı duyuyorum. Muhteşem bir sezon geçiren oyuncuları var, kariyer sezonlarını yaşıyor bazıları. Gelecek sezonlarda EuroLeague’deki en iyi oyun kuruculardan biri olacağını gösteren Vase Micic örneğin. Adrien Moerman da muhteşem oynuyor şu ana kadar. Kruno Simon, Bryant Dunston, Tibor Pleiss ve sezona çok da iyi başlamamış olan ama zaman geçtikçe ritmini bulan Shane Larkin’den söz etmedim daha düşünün. Bu oyuncuların hepsi, eğer kariyerlerindeki en iyi sezonları değilse bu, en iyi sezonlarından birini geçiriyorlar.
Onları geçmiş Final Four tecrübelerimizden faydalanarak sahada zorlayacağımızı umuyoruz. Bazı problemlerimiz var, ben dahil birkaç oyuncumuz hazır olmayacak. Eğer oynarsam Zalgiris maçından beri yaklaşık 20-25 gündür oynadığım ilk maç olacak. Fakat elimizden ne gelir ki? Mücadeleye ve savaşamaya devam etmek. İlginç bir maç olacak ve Türk taraftarlar sonunda mutlu olacaklar çünkü iki Türk takımından biri kesin olarak finalde yer alacak. Kazanan kim olursa olsun kaybeden takım taraftarının, kazananı desteklemesi oldukça hoş olurdu. Beklentim bu yönde. Efes ve Fenerbahçe’nin birbiriyle aşk yaşadığı söylenemez ama eminim ki milliyetçilik duygusu takımlar arasındaki rekabetin önünde gelecektir. Umarım şampiyonluk maçına çıkan biz oluruz ve Efes taraftarları da bizi destekler.
Diğer yarı final maçı da CSKA Moskova ve Real Madrid arasında oynanacak. Tabii ki o maçtan önce finale kalıp kalmadığımız belli olmuş olacak. Kimin kazanacağını tahmin etmek çok zor ve sanki kimi söylesem öbür takım kazanacakmış gibi hissediyorum! Harika bir sezon geçiren Real’e bütün saygımla beraber bence CSKA şu anda daha formda, fiziksel olarak daha iyi durumdalar ve daha sert bir basketbol oynuyorlar. Ancak geçtiğimiz sezonlarda Real Madrid herkese gösterdi ki eğer iyi bir gece geçiriyorlarsa onları yok saymak pek akıllıca değil. Eğer 15 üçlük atarlarsa karşılarına çıkan herkesi yenerler. Tempoyu kim kontrol ederse o takımın kazanma şansı daha yüksek. Böyle söyleyince kolay geliyor ama sahada işler pek de öyle değil. Dediğim gibi ben CSKA’yı bir adım daha önde görüyorum ama burası Final Four, burada herkesin şansı %25.
Bu arada en iyi savunmacı kategorisinde bana oy veren tüm koçlara da teşekkür etmek istiyorum. En çok oy alan ikinci isim olduğumu okudum, o yüzden çok teşekkür ederim. Böyle bir ödül için adaylar arasında yer almak bile büyük onur. Walter Tavares oyunun kaderini değiştiren bir oyuncu olduğunu gösterdi sezon boyunca. Rakip takım ona ve boyalı alandaki dominasyonuna karşı oynayabilmek için hücumunu, şut stilini ona göre değiştirmek ve uyarlamak durumunda. Bu yüzden ödülü birine kaybedeceksem bunun Tavares olması gayet adil bence. Geçen sene sakatlıklar yüzünden inişli çıkışlı bir sezon geçirdim, çok iyi hissetmiyordum kendimi. O yüzden geri dönmüş olmak ve sağlıklı olmak çok güzel bir his. Umarım önümüzdeki sezon ödülü kazanır ve EuroLeague’in en iyi savunmacısı olurum.
2017 Final Four’unda şampiyonluk yaşamış kadrodan birçok oyuncumuz hala bir arada ve bu büyük bir avantaj. Sakin kalmalıyız çünkü maç içerisinde çok çılgın anlar olacak ve tecrübenin işe yarayacağı yerler de tam olarak bu noktalar. Maçı kontrol etmek ve sonunda kazanmak için en önemli anlar bunlar. Bir kez kazandık ve bir kez daha kazanmak istiyoruz. Kazanan bir jenerasyon olduğumuzu göstermek istiyoruz. Seneler sonra da hep hatırlanan bir takım olmak. Umarım Vitoria-Gasteiz’de çok eğleniriz ve her şeyin sonunda sahada kutlama yapan takım biz oluruz.