Bu sene Nicoló Melli’nin Bamberg’deki ikinci senesi. Alman ekibi geçen sezonu Beko BBL şampiyonluğu ile tamamladı. Ama belki de en önemlisi, geçtiğimiz sezonki Euroleague performansları ile basketbol tutkunlarını kendilerine sevdirmeleri, ve taraftarları ile beraber oluşturdukları harmoni ile, hepimizin sempatisini toplamaları oldu. Bamberg Almanya’nin Bavyera bölgesinde bulunan, 200 bin kişilik küçük bir metropol. Şehir artık Basketbol ile özdeşleşmiş bir durumda, basketbol futbola göre çok daha fazla takip ediliyor ve Brose Bamberg şehrin bir simgesi.
Nicolo Melli, Andrea Trinchieri ve Genel Menajer Daniele Baesi, takımın İtalyan kimyasını oluşturuyor.
Andrea Trimchieri oyuncuların kişisel gelişimine çok önem veren bir koç ve burada bulunduğun sürede seninde oyunun gelişti ve daha farklı bir oyuncu oldun, bize bu değişimi anlatır mısın?
Andrea oyuncularım gelişimi açısından çok iyi bir koç, onunla çalışmak kolay değil ve oyundan ne istediğini anlamak zaman alıyor. Ama eğer başarabiliyorsanız sonuçlar tatmin edici oluyor. Beraber yaptıklarımız için mutluyum, takım arkadaşlarım ile de tabii. Oyunumu tamamen değiştirdi, beş yıl boyunca Milano’da edindiğim rolden çok farklı bir rol aldım burada. Bana burada istedikleri rol için güvendiler.
İtalya Milli Takımı pek de iyi bir Olimpiyat Elemeleri geçirmedi. Tam olarak sorun ne idi sana göre ? Herhangi bir yorumun var mı? Kimya sorunu mu vardı takımda ?
Bence kaybedince konuşulacak pek de bir şey yok. Seneye daha iyi olmamız lazım. Son maçımızda Hırvatistan bizden daha istekliydi ve daha hırslılardı.
Ettore Messina gibi bir koç, bir isim ile çalışmak nasıl bir his? Baskı yaratıyor mu?
Yok hayır, baskı en azından benim için geçerli olmadı. Ama tabii ki Ettore büyük bir isim ve gerekeni yapmanız lazım.
Bamberg bütçe olarak mütevazi bir takım, Real Madrid, CSKA ya da Fenerbahçe gibi bir bütçesi söz konusu değil ama buna rağmen birçok takıma göre çok daha iyiydiniz geçtiğimiz sezon, etkenler neydi?
Bence motivasyonumuzdu. Çok tecrübesizdik ve sadece iki üç oyuncumuz daha önce EuroLeague oynamıştı. Kendimize inandık ve birlik ile dezavantajı avantaja çevirdik, hepimiz için enteresan bir maceraydı. Fakat bu sene her şey çok farklı, daha şimdiden geçen seneki Top 16 seviyesinin bile üstünde bir seviye var ki henüz sezonun başındayız. Çok daha zor olacak. Tüm bunlara rağmen yine iyi bir iş çıkarmak için şansımızın olduğunu düşünüyorum.
Pozisyonun hakkında ne düşünüyorsun? Pas verebilen, oyunu iyi analiz eden bir dört numarasın…
Pozisyonumu gerçekten seviyorum, Andrea, Cantú ve Kazan’dayken de ikinci point-guard tarzı bir dört numaralı sistemi benimsemişti ve bana gelirken de bundan bahsetti. Sürekli bu pozisyonda kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve onun istediklerini daha iyi yapmaya gayret gösteriyorum.
EuroLeague’in sportmenlik dışı faul kuralının tanımıyla ilgili getirdiği değişiklik hakkında ne düşünüyorsun?
Ah, güzel soru. Bence oyuna hız kazandırıyor ve bu iyi bir şey. Ama hakemler son maçlarda dengeyi bulmakta zorlandı. Kendi ligimizde de bu kural var, o yüzden daha hızlı adapte olacağımızı düşünüyorum.
Avrupalı hemen hemen her oyuncunun NBA ile ilgili hayalleri var, peki senin?
Eskiden oyuncu olarak NBA’yi bir mutlak hedef olarak görüyordum, ama şu an olursa olur ama mutlaka NBA’de oynamam gerek diye düşünmüyorum. Şans gelir mi bilemiyorum ama eğer bir fırsat gelirse kabul ederim.
Son olarak transfer döneminde herhangi bir Türk takımının seninle ilgilenip ilgilenmediğini sormak istiyorum. Bir de Panathinaikos ile adın geçmişti bu dönemde?
Hayır, hepsi sadece söylentiydi.
*Brose Bamberg Medya Sorumlusu Mr.Vogt ve Nicolo Melli’ye, röportaj öncesinde sergiledikleri yardımsever davranışlardan ötürü teşekkür ederim.