Yazı: Chris Ballard, Sports Illustrated
Kırk yıl önce bir NBA koçu, takımına üstünlük sağlayacağını düşündüğü bir fikrin hayalini kurdu: Panyalı atış. Kısalarının savunmanın arasına dalıp, topu panyadan çarptırıp bekleyen koca adamlara fırlatmalarını tahayyül etti. Bu nefis olacaktı. Takım hazırlık kampında bu taktiği görev bilip çalıştı. Ancak ya açıyı ya topun kuvvetini ya da zamanlamayı ayarlayamadılar. Çoğu zaman topu panyaya değdiremediler bile. Sonunda, koç pes etti.
Bu, birçok deneyinden bir tanesiydi. Dönemin gayriresmi defans kurallarını istismar ederek skorer olmayan iki oyuncusunu yarı sahada baskıya gönderip onlardan izolasyon oyunlarında savunmaya gelecek yardımı kesmelerini istedi. 2.31’lik pivotunun üçlük atmasına yeşil ışık yaktı. Sadece uzunlara değil, kısalara da ikili sıkıştırma yaptırdı. Ona karşılık verebilecek etkili bir isimden yoksun takımı (olmayan mı vardı?) Shaquille O’Neal ile karşılaştığında oyuncularını topsuz alanda Shaq’a faul yapmaya yönlendirip onu serbest atış atış çizgisine gönderen (“Korkak!” diyordu O’Neal) ilk isim oldu. Ancak yüksek tempoda oynayıp ilk fırsatta şut attırması, pivotsuz beşleri (cüsselerine bakmaksızın en iyi beş oyuncusuna güvenirdi) ve iri oyun kuruculara meyletmesi koçun imzası oldu. Daha Milwaukee Bucks’taki ilk işinde topun yönlendirilmesini forvet Paul Pressey’ye emanet etti. 1985’in Şubat’ında AP’den William Barnard şöyle yazıyordu: “Koç ve Pressey, NBA sözlüğüne yeni bir terim eklediler: Oyun kurucu forvet.” Hikayenin devamında Pressey 3 Ocak’ta “triple double”yaparak terimi tırnak içine alacaktı.
Koç şimdiye kadar tahmin çıkarım yapabileceğiniz üzere, Don Nelson’dı. İsminin bugüne kadar türlü tepkiye neden olması, yaptıklarını her şeyden bağımsız bir çerçevede değerlendirmeyi güçleştiriyor. Ligin en çok galibiyet alan koçu olarak emekliye ayrılsa da Nellie’nin namı, asla galibiyet sayısına ayak uyduramadı. Üç defa Yılın Koçu Ödülü’nü kazandı ama bir yüzüğü yok (Celtics ile forvet pozisyonunda beş yüzük kazandı). Tarihin büyükleri tartışmasında adı nadiren zikredilir. Hall of Fame’e ancak emekliliğinden iki yıl sonra kabul edildi.
Gelin görün ki bu seneki NBA Playoff’larını izlerken Nellie’nin yankılarını görüp duruyorum. Bunu Denver’da, Nuggets’ın hücumlarını, uzunu üzerinden kurmasında görüyoruz. Milwaukee’de, Bucks’ın 2.10’luk oyun kurucu ve üçlük atan 2.13’lük bir çapayla kurduğu “pozisyonsuz hareketlilik”hücumunda görüyoruz. Mirası elbette Golden State’de yaşıyor ama izlerini Toronto, Houston ve Boston’da da görüyoruz. Bucks koçu Mike Budenholzer’a en yaratıcı beşlerinden biri hakkında sorduğum soruya aldığım cevap: “İçimdeki Nellie’yi dışarı çıkardım.”
Bud yalnız değil. Modern NBA bugün birçok bakımdan Nelson’ın öngördüğü bir dünyaya benziyor; bu dünya, oyun kuran devlerle ve alan paylaşımı ve tempo taktikleriyle dolu. Öyle ki Nellie neredeyse basketbol zihinlerinin Philip K. Dick’i oldu, kavramları sürgit deşilip benimsendi.
“Pozisyonsuz hareketlilik”