Avrupa’nın önde gelen iki koçunun, 2 farklı sistemdeki takımlarının karşılaştığı güzel bir final serisi izliyoruz. İlkini Fenerbahçe Ülker’in hükmettiği, ikincisinin ise çok daha ortada olduğu 2 maçı geride bıraktık.
Final serisi başlarken takımların playofflardaki performansı, oyuncuların form durumu ve ev sahibi avantajı Fenerbahçe Ülker’i favori olarak öne çıkarıyordu ki ilk maçta da bu üstünlüğünü rahatlıkla sahaya yansıttı Obradovic’in öğrencileri. Fenerbahçe’nin hücum potansiyeline Avrupa’da çıkabilecek sadece birkaç takım var. Gerek oyuncu yapısı gerek sistemi Galatasaray Liv Hospital’ın hücumda o seviyelere çıkmasına imkan vermiyor. Maçlar Fenerbahçe Ülker’in istediği gibi oynandığı sürece Galatasaray’ın kazanma imkanı neredeyse yok. İlk maçta da öyle oldu. Sarı-kırmızlı ekip rakibini istemediği herhangi bir şeye zorlayamadı. Hâlbuki bu, Galatasaray’ın bu seneki en büyük gücü. Euroleague’deki başarısı buna dayanıyor diyebiliriz. Maçların hangi seviyede, tempoda oynanacağını belirleyen taraf Ataman olduğunda Galatasaray Liv Hospital her zaman maçları kazanabilecek duruma geldi. Ancak Galatasaray kontrolü kaybettiği her an sürklase oldu- Maccabi deplasmanı-. İlk maçta ise oyunun kurallarını koyan Obradovic oldu.
Fenerbahçe hücum potansiyeli açısından Avrupa’nın en iyilerinden olmasına rağmen en üst seviye çıkması her zaman mümkün olmuyor. Yönetilmesi çok zor bir kadro. Bjelica, Emir, Bogdanovic, Kleiza, McCalebb gibi müthiş hücum silahları var ancak bunların hepsine top yetiştirmek hepsini hazır tutmak çok zor. Bunun için Fenerbahçe’nin mümkün olduğunca iyi savunma ribaundu alıp ve hızlı oynayarak hücum sayısını arttırması lazım. Son maça kadar bu playofflarda bunu çok iyi yaptılar – keza Euroleague normal sezonunda da bu potansiyeli görmüştük-. Avrupa tarihinin en başarılı koçu da olsanız belli egolara sahip bu oyuncuları sürekli formda ve kafası oyunda tutmanız her zaman mümkün olmuyor. İkinci maçta da Fenerbahçe’nin dengesini bozan Ataman oldu.
İlk maçta, savunma ribaundu ve top kaybı hariç bütün istatistiklerde Fenerbahçe Ülker daha iyi rakamlara ulaştı. Hücum verimliliği değerinde yarıya bir düşüş var. Fenerbahçe Ülker, ilk maçtaki 76 hücumun 36’sından başarılı bir şekilde dönerken ikinci maçta bu oran 72’de 24’e kadar düştü. 2. maçta şut tercihi çok daha fazla 3 sayılık atış yönünde oldu. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi, Fenerbahçe’nin nerdeyse bütün hızlı hücumları Galatasaray faulüyle kesildi ve 2 sayılık atış sayısı azaldı. Diğeri de Galatasaray’ın savunma anlayışının 2. maçta ilk maçtakisinden daha farklı olmasıydı. 2. maçta Galatasaray tepede duran forvetlerin sürekli adam değişmesini ve adam kovalamak yerine boyalı alana drive ve pasları engellemeyi seçti. Bu da Fenerbahçe şutörlerinin daha çok şut kullanmasıyla sonuçlandı.
İlk maç bu sezon için Ergin Ataman’ın kişisel olarak belki en kötü performanslarından biriydi. İlginç bir şekilde bu sene iyice yerleşen sistemin dışına çıktı. Obradovic’in kimin, ne zaman, kiminle sahada olacağını ilk maçta mükemmel bir şekilde ayarlaması bu konuda Ataman’ın elini çok zorladı. Oyun karakterinde olmamasına rağmen benchin derinliklerinden çözüm aramak zorunda kaldı Galatasaray. Sürpriz bir şekilde Engin’den katkı gelmesine rağmen geriye kalan herkes çok kötü performans sergiledi. 2. Maçı kafa kafaya getiren gelişmelerden biri de Galatasaray’ın daha verimli hücum etmesiydi. Markoisvili ve Erceg’in şutları Galatasaray’ın hücumda tavanını belirleyen performanslar. Macvan’ın kadrodan çıkarılması sonrası uzunlar arası paslaşmanın da sona ermesiyle Galatasaray hücumu çok silahsız hale geldi. Arroyo ve Ender’in yine etkisiz kalması 2. Maçta galibiyet alınamamasının en büyük sebeplerinden.
Seri 2-0. Fenerbahçe Ülker saha avantajını korudu ve istediği gibi oynarsa Galatasaray Liv Hospital’ın o seviyeye çıkmayacağını gördü. Diğer taraftan da Galatasaray ise 2. Maçta Fenerbahçe’yi yenebileceğini gördü. İki koçun da oyun stili hükmettirme başarıları kupanın sahibini belirleyecek gibi. Ayrıca Melih, Cenk, Oğuz, Hairston gibi oyuncuların bir maçlık iyi performansı beklenmeyen durumları ortaya çıkarabilir. Abdi İpekçi’deki iki maçta da bir adım önde olan Galatasaray olacağını düşünüyorum ancak Fenerbahçe Ülker potansiyelini sahaya yansıttığı an her maçı kazanabilir.
Mehmet Kart