NBA’deki ilk kapsamlı kural değişikliklerinin birçoğu, doğrudan Mikan’ı hedeflemiştir. Şut atıldıktan sonra inişe geçen topa müdahale edilmemesi kuralı, 1950’lerde Mikan şutlar sayı olmadan topa müdahale etmesin diye getirildi. Mikan’dan önce böyle bir ihtiyaç yoktu çünkü oyuncular topa bu şekilde müdahale edemiyorlardı. Ancak Mikan bunu yapabiliyordu ve yapıyordu da. Bu yeteneği sayesinde hızla NBA’in gördüğü en gaddar savunmacı oldu. Bu yüzden NBA belki de oyunun tarihinde büyük adamların değerini hiçbir kuralın yapamadığı kadar azaltan bu kuralı getirdi.
Bu kural değişikliğini savunmacıların inişe geçen üçlüklere müdahale hakkı vererek yeniden yorumlasak ne olur?
Kulağa çılgınca gelebilir -öyle de olabilir- ama inişe geçen şutlara müdahale yasağı kural gelmeden önce de yürürlükteydi. Çılgınlık demişken ligin büyük adamlarının değerini kasten azalttığı bir başka yol olan üçlükleri eklemek de meşruydu. İnişe geçen üçlüklere müdahaleye izin vererek pivot pozisyonuna ve ikilik alanına biraz da olsa yeniden hayat üfleyebiliriz.
Bu tıpkı Kevin Garnett’in düdükten sonra atılan şutları tokatlaması gibi olacak ama bir farkla ki bu sefer bu müdahale oyun akışında yapılabilecek. Bir şutör üçlük atmaya hazırlandığı her seferinde hücumcular ve savunmacılar hem ribaund alabilecekleri hem de şuta müdahale edebilecekleri pozisyonu almak için itişip kakışacağından pota etrafında bir hareketlilik borası yaşanacak. Aniden boş üçlükler daha az kullanılan şutlara dönüşecek.
Hücumdaki uzunlar şuta müdahale ihtimali olan savunmacıları engellemeye yönelik pozisyon alacak. Topu alır almaz şuta kalkan uzmanların şutlarını ateşlemeden önce akıllarında tutmaları gereken fazladan bir şey daha olacak. Bu heyecan verici olacak ve topu alır almaz şut atan uzmanların şimdiki baskınlıklarını azaltacak.
Tıpkı Tom Brady’nin çizgi oyuncusunun itiş kakış arasında pası sektirebileceğini ve geri alan savunmacılarının onu yere sermesini hesaba katmak zorunda olması gibi, inişe geçen üçlüklere müdahale etme kuralı da Eric Gordon’a benzer bir mesuliyet yükleyecek ve böylece boyun ve atletizmin NBA’de yeniden geçerlilik kazanmasını çabucak sağlayacak.
Peki üçlüklere müdahale etmek kolay mı olacak? Bazı kuralların üretilmesi gerekecek. Mesela savunmacı kollarını çembere doğru açıp gelen her şuta müdahale edemeyecek. Yine de lig inişe geçen şuta müdahalenin usturuplu bir yaptırımını bulabilirse üçlüklerin kaçı tokatlanacak? %10’u mu? %33’ü mü? %75’i mi? Söylemesi zor. Uygulamanın arızalarını aradan çıkarabilmek için G League’de uygulanan fikir bize kılavuzluk edebilir ama böylesi bir değişikliğin her potansiyel üçlük teşebbüsünü riskli hale getireceği ortada.
Bugün NBA’de topu alır almaz şut atan oyuncular, imza oyunları taşıdığı skor riski bakımından en düşük oyun olmasına rağmen parkede tesiri en yüksek hücum tehlikeleri arasında yer almakta. Üçlük atış her ne kadar devrimci görünse de temel iktisat bakışıyla aslında çok muhafazakardır. İnişe geçen üçlüklere müdahaleye izin verilirse bu oyuncular o zaman gerçek baskıyı hisseder ve daha zor kararlar almak zorunda kalır. Ansızın kendilerini, kullandıkları topun potaya uzunlardan daha hızlı ulaşıp ulaşmayacağını ölçerken bulurlar.
Gözlerine inanamamış bir Jeff Van Gundy hayal edin: “Gordon’un aklından ne geçiyordu? Gobert potaya yakınken gitti o şutu attı!”
Böylece şutörler sadece daha zor kararlar alırken Clint Capela ve Gobert gibi atletik uzunların değeri de yeniden artar. O zaman Small ball (ç.n.: Kısaların ağırlıkta olduğu oyun anlayışı) çok mantıklı gelmemeye başlar ve şutörlerin tehdidi azalır. Top yeniden potanın üzerinde süzülmeye başlar.
Kaynak | The NBA is obsessed with 3s, so let’s finally fix the thing, ESPN
Üçlük atışlarda topun inişe geçmesinden sonra topa blok yapma izni