NBA’de üçlük kuralının uygulanmaya başladığı dönem artık, üçlük kuralının olmadığı dönemden daha uzun bir süreyi kapsıyor. Şutun lige girmesinden bu yana 1990’lardaki üç yıllık kısa bir pencere dönemi dışında üçlük çizgisi yerini koruyor. Gerçek şu ki, günümüz NBA parkelerinin düzeni daha önce hiç olmadığı kadar uzun bir süre bozulmadan şimdiki halini koruyor. Üçlük çoğumuz için ışıltısını yitirmekte. Şutörler çok iyiler ve çok rahatlar. Şutlar da çok alışıldık olmaya başladı.
Şu çılgın istatistiğe bir bakın: 2018/19 normal sezonunda NBA şutörleri 27.955 üç sayılık denemesinde bulundu. Bu sayı, 1980’lerin tamamında (23.871) denenen atışlardan daha fazla.
Lig, tarihi boyunca oyunun çeşitliliğini ve ilginçliğini koruması adına oyunun kurallarını ve sahayı değiştirme konusunda etkileyici bir istek gösterdi. 1947’de lig, akıcılığı bozan alan savunmalarını yasakladığında spordaki savunma taktiklerinin en başlıcalarından biri kayıplara karıştı.
1950’de lig, sertliği ve kasti faulleri azaltmak için son üç dakikadaki serbest atışların ardından topu, faul yapana vermek yerine hava atışı kuralını getirdi.
1951’de temelde George Mikan’ın eşsiz sırtı dönük oyununun baskınlığını azaltma amacıyla getirilen Mikan Kuralı, serbest atış çizgisini 1,85 metreden 3,65 metreye taşıyıp çizginin uzaklığını iki katına çıkararak NBA parkelerinin görüntüsünü hızla değiştirdi. 13 yıl sonra 1964’te, bu sefer Wilt Chamberlain’in sırtı dönük oyundaki baskınlığını azaltmak adına çizgi 4,87 metreye çekildi.
Üçlüğün baskınlığını azaltacak bir Mikan Kuralı’nın zamanı gelmiş olabilir mi? Üniversite basketbolunda, WNBA’de ve hatta NBA’de emsalleri bulunan ve mantıklı bir fikir olan çizgiyi geriye çekmenin ötesinde, bu durumu değiştirmenin yollarını araştıralım.