LakerBall nasıl olacak?
Öncelikle hızlı olacak.Hatta çok hızlı olacak. Lakers çok koşacak. Rakiplerini yormak ve yıpratmak için çabalayacak. Genç oyuncuların ve derin kadronun avantajını sonuna kadar kullanacak. Lakers geçen sezon pace istatistiğinde* ligi üçüncü sırada bitirmişti (100,97 pace değeri ile. Lig lideri Pelicans 101,60). Bu sezon hazırlık maçlarında Lakers’ın pace temposunun bazı maçlarda 120’leri geçtiğini gördük. Hazırlık maçları ortalaması ise 112,58 oldu. Normal sezonda bu oranları devam ettirmek çok kolay değil ama mutlaka geçen sezondan bariz olarak daha yüksek bir tempo olacağını düşünüyorum.
Tabii bu pace’i etkileyecek bazı faktörlerden de bahsetmeliyiz. Bir kere Lakers smallball dediğimiz geleneksel bir pivot içermeyen kısa beşleri daha çok kullanacağının işaretlerini verdi. Bu beşlerde özellikle Kuzma ve bazen de LeBron’un beş numara olarak önemli süreler alması bekleniyor.
Normal şartlarda pace’in yüksek olması hücum eden takımın rakip savunma iyice yerleşmeden hücum yapacağı için daha rahat sayı bulacağının göstergesidir. Lakers her ne kadar tempoyu yüksek tutmak konusunda istekli olsa da geçiş hücumlarını (transition) sayıya çevirme konusunda yeterince iyi değil. Geçiş hücumlarında pozisyon başına üretilen 1,24 sayı ile bu alanda ligin 24. konumundalar. Hızlı hücumları bitirme konusunda biraz daha becerikli olurlarsa (ki kadro kalitesinin artması ve gençlerin gelişimi ile beraber çok daha iyi olacaklarına inanıyorum) bu alanda anlamlı bir sayı farkı avantajını sağlayacaklardır.
Savunmada ise Lakers teknik ekibi switchler** üzerine kurulu bir savunma anlayışını tercih edeceğini belirtiyor. Kadrodaki çoğu oyuncu birkaç pozisyonu savunabileceği için belli bir oranda bunu uygulayabilirler. Ancak bu savunmaların oturması (oyun içi iletişim hatalarını gidermek, takımın birbirini tanıması ve alışkanlıkların oturması için zaman gerekecektir). biraz zaman alır. Bu süreçte özellikle ilk aylarda Lakers savunması çok boşluklar verebilir.
Bu tür savunmanın bir avantajı rakip oyuncular üzerinde sürekli bir baskı oluşturmak olacaktır. Lakers’ın uzun kollu savunmacılarını da düşündüğümüzde, pas arası yapıp çok fazla top kapma imkânı da bulacaklardır.
Öte yandan Lakers’ın kısa beşlerinin en büyük sorunu ribaundlarda olacaktır. Hazırlık maçlarında Lakers’ın rebound yüzdesi (%47,8) 30 takım içinde 27. sıradaydı. Sadece rebound değil, Lakers’ın kısa beşlerinin rakip uzunlar karşısında ciddi sorunlar yaşaması da bu yapının şimdilik bir diğer önemli sorunu olarak görünüyor. Meselâ Denver ile yapılan iki hazırlık maçında Jokiç’in Kuzma’yı tabiri caizse denize döktüğünü söyleyebiliriz.
Bardağın dolu tarafında ise Lakers’ın kısaları pozisyonlarına göre çok iyi ribaund çekebiliyorlar. Aslında ribaundları kısaların alması geçiş (transition) hücumları için çok daha tehlikeli bir takım yapıyor Lakers’ı. Bu sorunun çözümü için, uzun oyuncuların ribaundları almaya çalışmaktan ziyade box-out ile rakip oyuncuları püskürtmeleri çok daha faydalı olacaktır. Rondo, Lonzo, Hart, KCP, Ingram veya LeBron gibi isimlerin topladığı reboundlar pozisyonuna göre üç-dört saniye içinde rakip potada asist üzerinden basket olarak sonuçlanabiliyor.
Her ne kadar Lakers’ın amacı oyunu hızlandırmak ve açık alanda çabuk ve etkili sonuç almak olsa da maçtaki pozisyonların yarısından çoğu yine de yarısaha hücumu üzerinden oynanacaktır. Bu noktada da Lakers kadrosunun bir diğer özelliği kendini gösterecektir: Pas yeteneği.Şu anda Lakers kadrosunda geçen sezonu asist istatistiğinde ilk 10’da bitiren üç oyuncu var: LeBron James, Rajon Rondo ve Lonzo Ball. Ancak takımın diğer oyuncularının da pas yeteneği nispeten yüksek isimler olduğunu vurgulamalıyız.
Yaz döneminden ve hazırlık maçlarından anladığım kadarıyla Lakers oyuncuları kendileri kadar topu da koşturmak istiyorlar. Sürekli paslar üzerinden rakip savunmaların boşluğunu yakalamaya, avantajlı eşleşmeleri (mismatch)değerlendirmeye ve boş dış şutları kovalamaya özen gösteriyorlar. Isolation oyunu yok denecek kadar az.
—
LakerBall’dan beklentilerimi toparlarsam, çalınan toplar ve alınan reboundlar üzerinden açık sahada hızlı geçiş hücumları, yarı sahada ise en uygun şutu bulmakve bunları yaparken de bol miktarda faul aldırmak üzerine kurulu bir hücum şablonu bekliyorum. İşin savunma yönünde çoğu zaman baskılıve Lakers’ın yetenekli savunmacılarının rakibi bozması sayesinde düşük yüzdeli zorlama atışlarve çalınan toplarla etkili bir savunma performansı olacaktır. Ancak -bardağın boş tarafında- takımın switch ve pas mekanikleri oturana kadar hücumda yapılan top kayıpları ve savunmada boşa kaçan oyuncular üzerinden kolay yenilen sayılar, pota altı savunmasında sıkıntılar ve özellikle ribaund problemleri de ayrıca beklediğim şeyler.
* Pace ya da pace factor denen istatistik maç başına (48 dk) kaç hücum yapıldığını gösterir. Kısaca pace’in yüksek olması takımın oyunu hızlı oynadığını gösterir.
** Klâsik savunmalarda her oyuncunun savunduğu belli bir oyuncu olurken, switch savunmalarında perdeler ve benzeri sebeplerle sürekli adam değiştirmeye açık olursunuz.