En iyi durum senaryosu nedir?
Geçen sezon Ball, Ingram ve Hart gibi oyuncuların sakatlık sorunlarına rağmen 35 galibiyet alan, bu arada yakın geçen pek çok maçı da biraz tecrübesizlik biraz da bitirici oyuncu eksikliği sebebi ile veren Lakers takımında ayrılan önemli isimler Randle* ve Lopez oldu. Takıma katılan isimlere bakarsak, Rondo, McGee, Beasley, Stephenson, üç çaylak, ha bir de LeBron diye biri 😉
Bu arada önceki sayfalarda yazdığım şekilde genç oyuncuların da üzerine katarak devam edeceklerini umuyoruz. Düz mantık, tüm bu faktörler bir araya geldiğinde 55 galibiyet için “neden olmasın?” diyor.
Öncelikle en iyi durum senaryosunda sakatlık sorunları ile takım içi kimya problemleri olmayacağını varsayıyoruz. Bu senaryoda, Lakers iki sezon önce lig 29.su olan ve geçen sezon ligin en iyi 12.si olan savunma verimliliğinde, kolektif çaba ile bir adım daha ileriye gidebilirler. Oyunun diğer yönünde ise önceki sayfalarda uzun uzun açıkladığım şekilde hızlı hücumları verimli kullanıp, boş oyuncularla da doğru şutları kovalayarak ligin en iyi 5-6 hücum takımından biri olabilirler.
En iyi durum senaryosu Batı’da diğer denk kabul edilen rakiplerinin yanı sıra Houston veya Utah’tan birini de geçerek üçüncülük koltuğuna oturmak olacaktır.
—
* Bu süreçte Julius Randle’ın serbest bırakılması bazılarına göre bir hata olarak kabul edilebilir ama fırsat maliyeti etkisi de unutulmamalı. Nitekim Randle’a kontrat vermek gelecek yaz bir başka yıldızı alamamak anlamına gelecekti. Kaldı ki ben Randle’ın Lakers’ın oynamak istediği oyunla iyi bir şekilde uyuştuğunu da düşünmüyorum. Hücumda etkili işler yapıyordu ama top dolaşımını öldürüyordu. Öte yandan forvet pozisyonunda smallball’a göre fazla büyük oluyordu ancak beş numara oynadığında da savunmada zayıf kalıyordu.
En kötü durum senaryosu nedir?
Öncelikle sakatlıklar!! Benzer riskler her takım ve oyuncu için geçerli tabii ki. Ancak Lakers için, felâket senaryosundan bahsediyorsak eğer, Steve Nash örneğinde olduğu gibi LeBron’un vücudunun birikmiş yorgunluk ve yıpranmaya reaksiyon göstermesi ve bir yerde ciddi bir sakatlık yaşanması bir rüyanın başlamadan bitmesi anlamına gelir. Mevcut takımda da, başta Lonzo Ball olmak üzere genç oyuncuların geçen sezon fazlaca sakatlık problemleri yaşadıklarını da hatırlatalım.
Sakatlıklar bir kenara, bu takımın yaşayabileceği bir diğer kötü bir durum senaryosu da takımın oyununun oturmaması sonucunda erkenden çok maç kaybedilip play-off hedefinin uzağında kalınması olacaktır. Böyle bir durumda LeBron’un otorite ile savaşı ve koç Walton’ın kontrolü kaybetmesine yol açabilir. Fikstürün biraz zorlu başlıyor olması da yardımcı olmayacaktır. LeBron’un bir noktada Walton’a kızıp kendi bildiğini okuması Vahşi Vahşi Batı’da, Lakers’a, bu sezon sürecinde onarılamayacak zararlar da verebilir.
Bir “meme-team” olayı da var tabii. Takıma uzaktan bakanlar Javale “Shaqtin-a-fool” McGee, Kulak mütehassısı Lance Stephenson, Rajon “Doğuştan Arıza” Rondo, Michael “Doğuştan Afyonlu” Beasley ve takımın dışından bir isim olsa da Lavar “ne içtiysen aynısından istiyorum” Ball’a bakarak bu takımın saçma sapan bir sirk ortamına sahip olacağını düşünüyorlar. Ben buna inanmıyorum ama en kötü durum senaryosunu konuşuyorsak olası kimya sorunlarını da risk unsuru olarak belirtmek gerekir.
Bu sezon için gerçekçi beklentiler ne olmalı?
Lakers’ın bu sezon kaç galibiyet alabileceğini tahmin etmek çoğu takımdan daha zor bir iş. Çünkü çok fazla bilinmeyen var. İşler çok yolunda giderse 55+ galibiyet alacak potansiyelde bir kadroları var. Ancak doku uyuşmazlığı olursa 40 galibiyete kadar inmeleri ve playoff dışı kalmaları da sürpriz olmaz.
Öncelikle Lakers’ı Batı’da nerede konumlandıracağımıza bakalım. Warriors, Rockets ve Jazz’ı ilk üçe yazarsak eğer (ben yazıyorum), bence Lakers’ı Blazers, Thunder, Pelicans, Spurs, Wolves, Nuggets gibi takımların yanında (arka sıralardan Clippers, Grizzlies ve Mavericks de ön tarafa bakıyor) hem playoff’a kalma hem de sıralamada iyi yer kapma mücadelesi içinde göreceğiz. Benim şahsi düşüncem diğer takımların bazı sorunlar (yapısal ve/veya personel) sebebiyle biraz düşecekleri ve Lakers’ın dört ve altıncı sıralar için muhtemelen Thunder ve Nuggets ile kapışacağı şeklinde.
Sezon toplamında en gerçekçi beklentim, Lakers’ın takas yapmayıp kadroyu koruması, bir şekilde playofflara kalması ve eşleşmeye bağlı olarak belki de ikinci tura çıkması ve orada elenmesi olacaktır. Bu süreçte gençlerin biraz daha gelişeceklerini ancak yer yer bocalamaya devam edeceklerini de beklemekteyim. LeBron bu sene (bazı şeylerden hoşnut olmasa bile) uyumsuzluk göstermeyip sabırla sezonun nasıl gelişeceğini ve gelecek yazı bekleyecektir. McGee, Rondo ve Beasley’nin takıma ciddi anlamda pozitif katkı sağlayacaklarını düşünüyorum. Lance Stephenson ise en azından zehirli bir etki yaratmaz, bazı maçlarda batırır, arada bazen güzel işler de yapar genel olarak kendince eğlenerek sezonu geçirir diye bekliyorum. Lavar Ball’un adını ise bu sezon oğluna övgüler yağdırmaya devam etmesi dışında pek duyacağımızı düşünmüyorum.
İyimser tahminim 52 galibiyet ile Batı dördüncüsü olacakları!
—
Son söz: Lakers’ı bu sezon bol bol izleyin çünkü gerçekten keyifli basketbolun ve show business’ın hakkını verecekler 😉
X