Başlığı okuduğunda Jaylen Brown’ın kafası karışmıştı. 2.04 m boyundaki oyun kurucu 2015 yazında Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kampüsü’ne kaydolduğunda çoğu kişi onun 1. yılı zar zor bitireceğini sonra da üniversiteye devam etmeyeceğini düşünüyordu. NBA lise öğrencilerinin draftlara katılmasını yasaklayana kadar Brown gibi oyuncular nadiren üniversiteye gidiyorlardı. Yüksek potansiyelli genç oyuncunun daha şimdiden NBA’de oynayacak kuvveti vardı ve henüz 18 yaşında bile en sadık savunmacıları yerle bir edebilirdi.
Berkeley’deki tek sezonu başarılı geçmişti, fakat NBA Draftı’na katılacağını bildirdiğinde, beklediği aşırı ilgiyi görmedi. İlginin aksine, jump shot’ının değişken olduğu gözlemlenen Brown’ın üç sayı çizgisinin gerisine bağlı NBA’de ayakta nasıl kalacağına dair kaygıları vardı ve bunun ötesindeki sorunlar. Brown kendisi hakkında yapılan burnu havada olduğu yorumlarını ve NBA Draft’ı beklentilerinin yaptığı görüşmelerle keyfini kaçırdığına dair iddiaları okudu. Bu okudukları basketbol hayatı boyunca aldığı ilk olumsuz yorumlardı. İlkten kendisine şaka yapıldığını düşündü.
NBA arenası 19 yaşındaki bir gencin şu ana kadar yaşamış olduklarının ötesinde bir deneyimdi. Mayıs ayının bir gününü olası kuşkuların önüne geçmek için Chicago’da NBA takımlarıyla yaptığı görüşmelerle geçirdikten sonra biraz rahatlamak için Micheal Jordan’ın et restoranına gitti.
Brown yemekte yalnız değildi. Somon balığı, kuşkonmaz ve patates püresinin üzerine zihinsel yetenek koçu ve en etkili isimlerden Graham Betchart’la buluştu. Brown 15 yaşından beri Betchart’tan tavsiyeler alıyor ve 3 saatin üzerinde süren yemekte değişmeyen ve başarıya götüren öğretilerine vurgu yaptı.
Betchart: “Jaylen’a ‘Burada neyi kontrol ediyoruz?’ diye sordum.” dedi. “Basketbol senin yaptığın iş, kim olduğun değil. İnsanların senin hakkında farklı düşünceleri olabileceğini kabullen. Olay bu.”
“Bazıları seni ve oynadığın basketbolu eleştirir, ve içselleştirmeye başlarlar. Bu insanlar yaptıklarına bağımlı durumdalar. Jaylen çocuklar gibi oynamayı seçmiş bir insanoğlu. Olaya böyle bakmayı öğrenirsen, üzerindeki baskı azalır ve başarız olmaktan korkmazsın.”
Perşembe gününün draftında Brown, Betchart’ın koçluğundan faydalanan tek ‘lottery’ oyuncu olmayacak. 38 yaşındaki uzman aynı zamanda Louisiana State’te hayhuya geçen yılında Ben Simmons’ın sağlam kalmasına yardımcı olurken, Kentucky’de ilk senesini geçiren Skal Labissiere’e de Big Blue Nation’daki baskıya nasıl dayanabileceğini öğretti. Betchart’ın müşteri tabanı 2016 draftıyla sınırlı değil; daha önce Aaron Gordon, Zach LaVine, Marcus Smart, Stanley Johnson ve Andre Drummond gibi NBA yıldızlarıyla da çalışmıştı. Betchart, Andrew Wiggins ve Karl-Anthony Towns’a da yardım etmişti, bu da eğer Simmons da gerçekten 1 numaralı draft ise Betchart’ın son 3 draftın 1 numaralı draftlarını eğitmiş olacağı anlamına geliyor.
Benchart “İşimin büyük bölümü bu çocukların kafalarına bazı şeyleri sokmak ve o şeylere ulaştıklarında yardım için müsait olmak” diyor. “Genç oyuncular için verilen şeylere ulaşmak ve korunmasız olmak normal bir şey değil, bu yüzden hazır olduklarında yanlarında olmak istiyorum.”
Lisenin ilk senesinde Betchart’la çalışmaya başlayan Gordon, “Graham olayları basitleştirme işini iyi yapıyor.” dedi. “O karmakarışık fikirleri haftalarca kullanabileceğin 1-2 cümleyle sana aktarabiliyor.”
NBA’in en gözde draftlarının zihinlerini eğiten psikologlarla tanışın!