“NBA’i hayal eden hiçbir çocuk kendini bir takımın iki numarası olarak görmez” | ANALİZ

Ezra Shaw/Getty Images North America
Ezra Shaw/Getty Images North America

Basketbola ilgi duyan her çocuğun rüyasıdır NBA. Ama NBA’i hayal eden hiçbir çocuk kendini bir takımın iki numarası olarak görmez. Son top onun elindedir hep, kendi rüyasının kahramanı o olmalıdır. Galibiyetin getiren şutu her zaman o atmalıdır. Rüyasında maç kazandıran oyuncuya asist yaptığını hayal eden var mıdır, hiç sanmıyorum. Irving de o rüyaları gören çocuklardan farksız. NBA muhabirlerinden gelen raporlara göre Kyrie’nin artık LeBron ile oynamak istemediği ve başka bir takımda bir numaralı oyuncu konumunda olmayı arzuladığı söyleniyor. Irving’in aldığı bu kararı basketbol odaklı bir mantık çerçevesine oturtmak hayli güç; çünkü geleceğini belirleyecek kararı verme konusunda kendisinin bir söz hakkı olmayacak. Gelenek gereği oynamak istediği takımların listesini Cavs yönetimine bildirmiş olsa da yarın kendisini şampiyonluk yarışından beş sene uzakta olmaya on senesi olan bir takımda bulabilir.

İstediği takımlardan birine gitmiş olduğunu farz etsek bile, kendini bulunduğu konumdan daha iyi bir ortamda bulma şansı hayli düşük. Takas olmayı istediği takımlar arasına New York ve Miami gibi marketleri almış olması da takaslanmayı istemesinin basketbolla pek alakası olmadığını gösteriyor bana kalırsa. Biraz da oyun içinde başına buyruk bir karakter olduğundan, ipleri eline almak istemesi ve LeBron gibi kontrol takıntısı olan bir süperstardan uzaklaşmak istemesi de kendi karakterini düşündüğümüzde Irving’den beklenebilecek bir hareket.

Magic CEO’su Alex Martins: “Kulüp, 2030’a kadar en az bir şampiyonluk kazanacak”

Cavs’in Kyrie’yi Doğu Konferansı’ndan bir takıma takaslanması durumunda kendilerine rakip yaratmayacak bir senaryo bulmaya çalışacaklarını düşünüyorum. O yüzden New York ya da Miami ideal bir senaryo olabilir, ancak iki takımdan da alabilecekleri paketin kalitesi Cleveland’i pek de memnun etmeyecektir. NBA muhabirlerinden gelen bilgilere göre Cleveland; bir genç yıldız, bir çaylak kontratında potansiyelli oyuncu ve bir de değerli bir draft hakkı talep ediyormuş Kyrie karşılığında. Miami ve New York’un bu tarz paketler hazırlayabilme ihtimali var, ancak onlardan daha iyi teklif sunabilecek takımlar da kesinlikle mevcut. İyi bir teklif gelmesi halinde Cleveland’in Kyrie’nin önceliklerine pek de önem vermeyip, takım için oluşturabildikleri en iyi senaryoyu kabul edeceklerini düşünüyorum. Bledsoe temelli bir paket – Kyrie dışında –  takastaki tüm tarafları memnun edebilir örneğin.

İşin takım ve konferans dengeleri durumuna dönecek olursak, Kyrie’nin bu kararı daha da hayret verici bir hal alıyor. Daha önceden her ne kadar Irving’in ayrılma kararının teknik detaylardan çok kişisel popülerliğini artırmaya yönelik bir çaba olduğunu düşündüğümü söylemiş olsam da, bu seviyede bir oyuncunun kazanmayı birden önemsemeyecek duruma gelmesi pek kabul edilebilir bir durum değil. NBA’in belki de gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncularından birinin liderliğinde harika işleyen bir sistemin en değerli parçalarından biri olmayı bırakıp, büyük marketlerde şov peşinde koşmak hem kendisine hem Cleveland’a hem de Doğu Konferansı’nın genel kalitesine büyük bir darbe vurmuş olacak.

Getty Images
Getty Images

Doğuda elit seviyede diyebileceğimiz tek takım olan Cavaliers da eğer Kyrie takasından geri dönen paket yeterli seviyede olmazsa elit seviyeden düşmüş ve Warriors’a karşı düşük olan şansını minimuma indirmiş olacak. Cavs’in Kyrie’yi Batı Konferansı’na takaslaması durumunda ise olabilecek en iyi senaryoda bile Kyrie liderliğinde bir takımın Warriors’ı zorlama ihtimali bile mevcut değil.

Teknik kısma gelirsek, Irving’in ben lider olmak istiyorum, kendi takımım olsun istiyorum arzuları kötü bir karar olmaktan çıkıp komik bir hal almaya başlıyor. Tweette görüleceği üzere Kyrie’nin liderlik ettiği dakikalarda Cleveland’in artı/eksi istatistiklerinde azımsanamayacak türden bir fark var.

 

Artı/eksi belirleyici bir veri olma konusunda çok güvenilebilecek bir istatistik olmasa da, Kyrie’nin oyunda ve LeBron’un kenarda olduğu dakikalarda Cleveland savunmasının nasıl acınacak duruma geldiğini, hücumda da alan ve top paylaşımı konusunda sahadaki beşin birbirinden ne kadar kopuk olduğunu görmek için, üst seviye bir veri analizine ihtiyaç yok.

Günümüz basketbolunda bir oyuncunun 2011 Dirk veya 2006 Wade gibi bir takımı hem mental hem de basketbol anlamında sırtlayıp şampiyonluğa taşıma ihtimali artık imkansıza yakin. Kyrie ise ne Nowitzki ne de Wade gibi bir karakter. Sporda veri analizi departmanlarının popülerleştiği bir donemde de Kyrie’nin bir takımda bir numaralı adam olamayacağı, ya da yapılsa bile bir başarı elde edemeyeceği konusunda bana kalırsa NBA takımlarının hemen hemen hepsi hemfikir. Hemen hemen hepsi dememin sebebi ise Knicks’in ne yapacağını hala kestiremiyor oluşum… Kyrie’yi alıp, Madison Square Garden’ın spot ışıkları altında “Oyna çocuğum, anahtar sende” diyebilirler. Bu durumdan Kyrie de Knicks taraftarı da hoşnut kalabilir gerçi: Kyrie beklediği şov ortamına kavuşur, Knicks taraftarı da Broadway oyunu niyetine Kyrie’nin top sürme yeteneklerini izleyebilir. Carmelo’nun Cleveland’a gitmesi bana basketbol açısından hiç mantıklı gelmese de, birçok raporda bahsedildiği üzere Carmelo-Kyrie tabanlı bir takas ihtimali çok da uzak değil.

Bir çok açıdan anlam veremiyorum ama Kyrie’nin kişiliğini de az biraz bildiğimden garipseyemiyorum da Irving takası gelişmelerini. Oyun zekası da iyi denebilecek seviyede olan bir oyuncudan hem basketbol açısından hem de işin business kısmından elde kalan bir hareket görmek şaşırtıcı, aynı zamanda biraz üzücü de. Savunma anlamında ciddi defoları olsa da, hücum alanında ve özellikle top sürme ve turnike yetenekleriyle izlemesi en keyifli oyunculardan biri Irving. Şaka diye başladı ama belki de gerçekten dünyanın düz olduğunu düşünüyordur, kim bilir.

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler