NBA’de Sezonun Sürpriz Yapan ve Hayal Kırıklığı Yaratan Takımları

78066681

 

Sezonun En Büyük Hayal Kırıklığı Yaratan Takımı:

Adaylar: Cleveland Cavaliers, New York Knicks, Golden State Warriors

 

3: New York Knicks

Bu yazıyı bir kaç ay önce yazıyor olsaydım bu listede büyük ihtimalle Brooklyn Nets de yer bulurdu. Ama kısa beşe döndükten sonra toparladılar. Jason Kidd çeşitli kuntizlikler yapmayı bıraktı, Pierce ve Garnett biraz olsun kendilerine geldiler. Şehirdaşları Knicks için aynı şeyi söylemek ise maalesef mümkün değil.

Knicks’te şu an Carmelo Anthony dışında neredeyse herkesin takas edilebilir (belki çaylak Hardaway Jr’ı da dışarıda bırakabiliriz) olduğunu söylemek yanlış olmaz. Takas edilebilir derken Knicks’in takas etmek istemesinden bahsediyorum tabi.  Sakatlıklar oldu, sezonun başından beri bu konuda canları yandı kabul. Ama asıl sorunun bu olmadığı açık.

Senenin başında, oynadıkları oyunun en önemli silahı üç sayı tehdidi olmasına rağmen, Steve Novak ve Chris Copeland’ı ellerinde tutmadılar. J.R Smith’e güvenmek gibi bir saçmalık yaptılar ve zaten zayıf ve kırılabilir olan pota altı için rebound almayı basketbolun bir parçası olarak görmeyen, müzmin sakat Bargnani’yi takas ettiler. Yani Knicks tekrar yanlış tercihlerle iyi olabilecek bir takımı kötüleştirdi. Ayrıca yine her zamanki gibi draft haklarını da dağıttıkları için onların bu bol potansiyelli draft’ta kötü olmaları hiç bir işlerine yaramayacak. Tüm bu sebeplere rağmen kimse bu denli kötü olmalarını beklemiyordu orası ayrı ama hem sakatlıkların etkisiyle hem de takımdaki uyuşmazlıklar sebebiyle bunu başardılar.

2: Cleveland Cavaliers.

Kadro iyi ve her geçen gün daha da iyi olabilecek genç oyunculardan kurulu. Koç savunmaya önem veren disiplinli bir koç. Kritik pozisyonlarda ise bu genç takıma liderlik edebilecek Jack, Varejao gibi veteranlara da sahipler. Ama ortaya konan sonuç tam bir felaket. Koçtan beklenen en önemli şey olan savunma ortalamanın üzerinde bile değil, hücumda ise top kimin elindeyse istediğini yapıyor ve zorlama bir şut kullanıyor. Takım kimyası denen bir şey kalmamış. İzlemek keyifli olmasını geçtim, acı verici. Deng onları düzeltebilir dedik ama Chicago gibi disiplinli bir takım ve Tom Thibodeau gibi sert ve taviz vermeyen bir koçun yanından buraya gelmek, Deng’e hiç yaramadı. Bir de birinci sıra seçimleri Anthony Bennett mevzusu var oraya hiç girmeyelim.

Fakat işler bu denli kötü giderken garip bir şey oldu ve normalde bu durumda kovulması beklenen koç kovulmadı, onun yerine genel menajer kovuldu. Bu olaydan sonra takım birden basketbolu hatırlamaya karar verdi. Son maçlarını kazanmaya başladılar. Topu paylaşmaya başladılar ve savunma yapmayı tekrar hatırladılar. Genel menajeri kovmak onun oluşturduğu takımdan memnun olmamak şeklinde yorumlanır. Belki oyuncular bunu bir hakaret olarak algıladı belki de bambaşka bir sebeple tekrar basketbol oynamaya başladılar. Bennett bile kendine geldi. Ama sezon yine de onlar için bir hayal kırıklığıve sezonu iyi bitirmeleri için kalan maçların hepsini çok iyi oynamaları gerek. Bundan sonra yakaladıkları bu ivmeyi devam ettirebilecekler mi göreceğiz.

Kazanan: Golden State Warriors

Hala playoff potasında olan ve çok da kötü olmayan Warriors’a, sezonun en büyük hayal kırıklığı diyecek kadar ileri gitmek konusunda kararsız kaldım ama Warriors, geçen sene hepimizi heyecanlandıran playoff performansının üzerine koyamadı, hatta bir iki adım geriledi bile. Knicks’in aksine onların hamlelerini yanlış olarak değerlendiremeyiz. Jack ve Landry’i ellerinde tutmak ekonomik olarak çok zordu. Igoudala da iyi dış savunmacı ve tecrübeli bir atletik-skorer olması ile birlikte Warriors’un ihtiyaçları için bence doğru tercihti ve bu sezon bazen harika işler yapıyor, maç kazandıran şutları sokuyor ama bazen de hiç kendinde değil. Ama Jack’i ve liderliğini çok arıyorlar bunu söylemek mümkün. Harrison Barnes ise maalesef bu sezon büyük hayal kırıklığı.

Koç Mark Jackson’a, saf oyun kuruculara olan sevgimden dolayı büyük saygı besleyen genç bir basketbolsever olarak, işleri toparlayacağı konusunda güvenmek istiyorum. Kabul edelim Warriors hiç fena savunma yapmıyor, ellerinde buna uygun parçalar da var zaten ama hücum hiç iyi bir noktada değil daha da önemlisi, izlemek hiç keyif vermiyor. Devamlı zorlama atış kullanıyorlar ve içeride post oyununu bilen Lee ve Bogut gibi bir ikili varken Igoudala gibi drive edebilen bir üç numara varken nasıl spacing konusunda iyi olamazlar, topu neden daha sık post’a yollayıp rakibi üç sayı yada içeriden sayı yeme konusunda tercih yapmak için zorlamazlar, neden Bogut gibi Marc Gasol seviyesinde olmasa da bir pivot için çok iyi bir pasör olan bir uzuna sahipken, oyunu bazen içeriden kurmayı denemezler, neden daha fazla pas yapmazlar ve bu sebeple Curry ve Thompson’ın atacağı inanılmaz şutlara bu kadar muhtaç kalırlar anlamak mümkün değil. Hala playoff potasının içindeler ve büyük ihtimalle playoff yapacaklar ama şu an playoff potasında Dallas ve Phoenix gibi oralarda olması beklenmeyen iki takımla yarışıyorlar. Warriors’tan bu sene beklenen Clippers ve Spurs’u zorlamalarıydı. Bu açıdan büyük hayal kırıklığı.

 

Sezonun En Büyük Sürpriz Yapan Takımı:

Adaylar: Portland Trailblazers, Phoenix Suns, Toronto Raptors

 

3: Toronto Raptors

Raptors sezon başından beri beklenenin üstünde performans veriyor. Ama ne olduysa Rudy Gay’i yolladıktan sonra oldu. Gay’in de maalesef kariyeri, yollandığı takımların yükselişi gibi anlamsız bir şekilde özetlenecek gibi. Kendisi de şu an Kings’de iyi oynuyor gerçi orası ayrı. Raptors ise Gay gittikten sonra topu daha fazla paylaşan bir takım haline geldi. Topu paylaşarak ve atletik özelliklerini kullanarak bir ivme yakalamayı başardılar ve başarısızlık abidesi doğu konferansında Miami ve Indiana’nın ardından 3. Takım olmayı başardılar.

Koç Dwayne Casey, savunma disiplinini sağlayabilen bir koç ve hücumda ise yardımlaşma ile iyi bir yapı yarattı. Ayrıca Gay takasından sonra gelen oyuncuları rotasyona çok çabuk dahil etti ve onlardan da katkı almayı başardı.

Bu başarıda anlamsız bir şekilde all-star olamamış Kyle Lowry’nin payı büyük. Onun yerine all-star olan De-Rozan ise kariyerinde beklenen o atlamayı sonunda yaptı gibi ama şutunun iyi olmaması hala büyük bir eksik. Lowry, takımın liderliğini açık bir şekilde devraldı ve bu işi gerçekten çok iyi yapıyor. Genel menajer Masai Ujiri’nin kafasını karıştıracak müthiş bir sezon geçiriyor. Lowry kariyeri boyunca yetenekli ama kafası dağınık, yeteneklerini sahaya yansıtmak konusunda problemli ve dengesiz biri olarak bilindi. Bu tip oyuncuların kontrat sezonunda inanılmaz profesyonel olmaları ama kontratı alınca yattıkları çok rastlanan bir şey. En güncel örnek J.R Smith, nasıl bir sezon geçirdiği ortada. Lowry, Smith kadar problemli bir oyuncu değil ve gerçekten olgunlaşmış olabilir. Ujiri onu takas edecek mi, sezon sonunda bir karşılık almadan bırakacak mı yoksa istediği yüklü kontratı verecek mi göreceğiz. Raptors bu başarısına rağmen bir çok oyuncusuyla yollarını ayırabilir. Ama Ujiri ile ileride daha iyi bir takım haline geleceklerini öngörmek mümkün.

2: Portland Trailblazers

Koç Terry Stotts’a hakkını teslim etmek gerek. Portland’ın playoff’u son sıralardan yakalayabileceği konuşuluyordu ama kimse onlardan ligin en iyi beş takımından biri olmalarını beklemiyordu. Hücumu takımın yetenekleri üzerinden dizayn edip en doğru sistemi oynatıyor. Aldridge ve Lillard’ın geçen seneden bir iki basamak atlamaları da başarıda çok önemli. Matthews hayatında hiç atmadığı kadar iyi şut atıyor. Batum hem savunmada hem hücumda çok kritik katkı veriyor. Robin Lopez kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor. Ligin en kötü benchlerinden birilerine sahiplerdi ama bu sezon kıpırtılar var.

Portland’ın iki temel sorunu var ve maalesef son dönemdeki düşüşlerinde bunlar büyük etken. İlk olarak savunmaları, ligin en iyi beş takımından biri olmak için yeterli düzeyde değil. Ama hücum o kadar iyi ki orada kalmayı başarıyorlar. Portland genellikle rakibin attığından daha fazla atarak kazanıyor. Maçı kazanmak için savunmaları ve rakibi belli bir süre de olsa durdurmaları gerektiğinde bunu yapamıyorlar. Bu yüzden özellikle son dönemde iyi takımlara karşı hep yakın geçen maçları kaybettiler.

İkinci sorun ise meşhur laf, şutla yaşayan şutla ölür ile açıklanabilir. Şut sokamadıklarında hücum ilerlemiyor. Aldridge’in özellikle içeriden sayı üretmekte zorlandığı maçlarda Aldridge’in kendisi dahil, herkes dışarıdan sallamaya başlıyor. Eğer kimse iyi atamıyorsa kazanmaları imkansıza yakın oluyor. Playoff’ta ise şutla yaşayan takımların final göremediğini net bir şekilde geçmişten biliyoruz. Bu iki soruna rağmen Blazers kadrosunun çok çok üstünde bir performans gösteriyor ve bu senenin en güzel sürprizlerinden biri.

Kazanan: Phoenix Suns

Bu senenin en güzel sürprizi Phoenix Suns hakkında daha önce detaylı bir yazı yazmıştım. http://trendbasket.net/phoenix-suns-sence-de-biraz-hizli-gitmiyor-muyuz

Her maça verdikleri önem, hiç bir zaman mücadeleden kopmamaları ile Suns bu sene gerçekten harika. Kadrosunun çok çok üstünde performans gösteriyorlar. Yalnızca kötü takımlara karşı değil Indiana, Miami ve diğer büyük takımlara karşı da maç kazandılar. Çok atletikler, çok fazla koşuyorlar ve hiç bir zaman konsantrelerini kaybetmiyorlar. Jeff Hornacek büyük ihtimalle yılın koçu olacak, Terry Stotts ile birlikte ikisi de bu ödülü hakediyor. Suns’ın biraz ivme kaybedebileceğini, yorulacaklarını ya da iyi bir draft şansı için yönetimden gelen “oğlum biraz durun” uyarısı ile maçlar kaybedebileceğini düşünüyorduk. Ama hiç durmadılar. Bledsoe’nun sakatlanmasıyla birlikte o dönemi iyi geçmeyeceklerini düşünüyorduk ama Dragic daha da iyi oynamaya başladı ve Gerald Green de o boşlukta çok faydalı işler yaptı ve Suns bu sakatlıktan beklenildiği kadar etkilenmedi. Goran Dragic şu an bir all-star gibi oynuyor ve oyununu inanılmaz geliştirdi. Sezon başında 76’ers ile birlikte ligin en kötü kadrosuna aday gösterilen Suns şu an zorlu batı konferansında playoff potasında ve %50’nin üstünde bulunuyor. Gerçekten bu sezonun en güzel hikayesi.

 

Daha Mutlu Olamam: Anthony Bennett

Bu sezonun bir numaralı seçimi Anthony Bennett kabus gibi bir sezon geçiriyordu. Cleveland’ın tercihi daha seçildiği andan itibaren sorgulanmaya başlandı. Ve Bennett bu endişeleri haklı çıkaracak kadar kötü bir performans gösterdi. Cleveland’ın tüm takım olarak kötü olması, takımın içinde hiç bir kimya olmamasının da, bunda etkisi vardır tabi. Kötü oynadıkça, şut sokamadıkça güveni kayboldu Bennett’ın. Dakikaları da düşünce artık gelmiş geçmiş en kötü 1 numara draft seçimlerinden biri olarak gösterilme ihtimali artıyordu.

Ama önce biraz kıpırdandı, iyi bir kaç maç oynadı sonra onu seçen genel menajer Chris Grant kovulunca o da takımla beraber yükselişe geçti. Geçenlerde yaptığı double-double ile de şimdilik kaybolan güvenini tekrar kazandı gibi. Bu kadar üstüne gidilen, belli ki çok morali bozulmuş olan genç bir oyuncunun kendine gelmesi, güvenini kazanması sevindirici bir gelişme. Umarım Cavs ile birlikte o da iyi oynamaya devam eder.

 

İki Ekmek Kap Gel: All-Star Cumartesi Gecesi Düzenlemeleri

Skills Challenge için iyi bir değişiklik olduğu söylenebilir. İkili takımlar halinde olması bence bu sene de iyi sonuç verdi. Ama ben hala uzunların bu yarışmada olmasının çok eğlenceli olacağını düşünüyorum. Marc Gasol, Bogut, Cousins gibi isimlerin top sürme ve pas yeteneklerini göstermesi çok daha eğlenceli olacaktır.

Üçlük yarışmasındaki değişiklik belki bir hava katabilirdi ama en büyük sorun tarihi olarak rekorların değişmesi bence. Pek gerek de yoktu.

Smaç yarışması ise yeni sistemi düşünürsek tam bir fiyaskoydu. İyi smaçlar izledik ama takım halinde yarışmak ve bazı oyuncuların birbirleriyle yarışmıyor olmaları gerçekten çok manasızdı. Gecenin gerçek bir kazanandan çok popüler oylaması olması da ayrı manasız. Umarım bu değişiklikte ısrar etmezler.

 

Hazır Aklıma Gelmişken: Takas Notları

Malum takas sezonu bitmek üzere. Bir çok takım aktif. Bunlardan biri de Bucks. Hatta temsilcimiz Ersan Ilyasova’nın yönetime gidip takasını istediği konuşuluyor. Arkasından gelen genç John Henson’ın yükselişi ve Ersan’ın bu sene bekleneni verememesi ile birlikte bir takas gelebilir. Bucks gibi saçmasapan bir yapıda yönetilen bir takımdan bir contendera ya da en azından bir yapısı, ortalama bir koçu olan bir takıma gitmesi bile onun çok işine yarayacaktır. Kontratı şu anki performansına göre pahalı sayılır ve daha önünde yıllar var. Bu açıdan takas zorlaşabilir. Umarım Ersan kendisi için faydalı olabilecek bir takıma gider.

Dedikodularda bir başka aktif takım Philedelphia 76’ers. Malum tek amaçları gelecek. Ellerinde kontratı biten Evan Turner ve Hawes gibi isimler var. Thaddeus Young da artık takımın planlarına uyan bir isim değil. Bu üç isimle ilgili dedikodular var. En mantıklı ve akla yatkın gelen dedikodu, playoff hedefleyen Bobcats’in Turner’ı alması. Hawes ise uzun rotasyonu konusunda acı çeken Clippers’ın yolunu tutabilir. Clippers’ın elinde 76’ers’ın arzu edeceği parçalar yok ama Hawes’ı sezon sonu karşılıksız kaybetmek yerine geç bir birinci tur draft hakkına yollayabilirler.

İsmini şu sıralar çok duyduğumuz diğer takımlar ise Toronto, New York ve Phoenix. Toronto eğer Lowry’e yüklü bir kontrat vermemeye kesin olarak karar verdiyse onu yollayabilir. Açıkçası Ujiri’nin, Jonas Valanciunas dışında her ismi iyi bir teklif geldiği takdirde yollayabileceğini düşünüyorum.

New York malum, her sezon olduğu gibi sezon başında yaptığı hataları saçmasapan sezon içi takaslarıyla düzeltmeye çalışıyor. Ellerinde birilerinin isteyebileceği tek parça Shumpert gibi gözüküyor. Karşılığında ne alırlar ne yaparlar bilmiyorum ama seçeneklerinin az olduğu kesin.

Phoenix Suns’ın 4 tane birinci tur haklarından biriyle bir yıldız almaya çalıştığı konuşuluyordu. 4 tane çaylak draft etmeleri düşük ihtimal gözüküyor. Bu yüzden bunlardan bir kaçını kullanıp, iyi bir parça almaları olası. Ama şu an biraz daha iyi olmak için geleceği riske etmemeleri daha mantıklı bir tercih olur.

Boğaç Soydemir.

https://www.twitter.com/educatedear

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler