NBA’deki en zıt oyunculardan biri olan Ricky Rubio, kendini kanıtlamak için ikinci bir şans daha elde etti. Güçlü yönlerinin ve zayıf yönlerinin oluşturduğu o sıra dışı kombinasyonun gizlendiği, onun oynadığı dönemde hiç playoff yapamamış olan Wolves takımıyla geçirdiği iniş çıkışlı altı sezonun ardından, sezon arasında Jazz’a takas edilmişti Rubio. Utah, Gordon Hayward’ın takımdan ayrılmasıyla sarsılmış olmasına rağmen, çekişmeli Batı Konferans’ında bile, hala bir playoff takımı olabilecek yeteneğe sahip. Hazır bir Rubio, Gordon Hayward ve George Hill’in arkasında bıraktığı oyun kurucu boşluğunu hücum hattını çok da boğmadan doldurabilir. 26 yaşındaki Rubio’nun kontratının son iki senesi. Eğer bu iki sene içerisinde Utah’da başarılı olamazsa bir daha hiçbir NBA takımında hücumu yönlendiren adam olma şansı bulamayabilir.
Rubio’nun artıları oldukça açık: İzlemesi çok keyifli, sahadaki sıkışıklığın içinde boş takım arkadaşlarını görüp, onları topla buluşturabilme yeteneğine sahip bir oyuncu. Rubio, oyun kurucu pozisyonunda nesli tükenmekte olan türden bir basketbolcu, önceliği her zaman pas vermek. Geçen sezon maç başına 9.1 asist ve sadece 2.6 top kaybıyla oynadı. En çok pas yapan oyuncularda maç başına 66.9 pasla ikinci sıradaydı, maç başına 83.6 kez topla buluşmuş olmasına rağmen 17.4 gibi çok düşük bir top kullanma oranı vardı. Herkes Rubio ile oynamayı seviyor çünkü Ricky her zaman önce takım arkadaşlarına oyun yaratmayı düşünüyor. Birden fazla pozisyonu savunmasını sağlayabilecek 1.93’lük boyu ve 86 kiloluk fiziğiyle ve hızıyla, top çalmasına yardımcı olacak çabuk elleriyle, pas kanallarını tahmin etmesini sağlayan yüksek basketbol zekasıyla aynı zamanda oldukça da kaliteli bir savunmacı. Ortalamanın üstü ribaund yeteneklerini de göz önüne aldığınızda Rubio, daha şut denemeden şuttan kaçınan ve nadir rastlanan bir oyun kurucu.
Eksileri ise en az artıları kadar belirgin. Rubio gerçekten kötü bir şutör ve rakiplerin onun hücum gücüne saygısı neredeyse sıfır. %40.2 saha içi isabeti –ki bu istatistik onu, sezon içinde en az 20 maça ilk beş başlamış oyun kurucular arasında 66. sıraya yerleştiriyor- üçlük isabeti ise %30.6 ve bu istatistikte de 67. sırada. Aynı şekilde ikilik isabeti de çok iyi durumda değil, oranı %46.7. Oyun kurucuların önce şut atıp, ondan sonra konuşmaya başladığı bir dönemde, Rubio’nun hücumdaki bütün etkinliği pasları. Geçiş hücumlarında bulduğu şutların yüzdesi altı ve yarı sahada bulduğu sayı yüzdesi 29 iken onun paslarıyla yaratılan hücumlarda bu rakamlar %73’e ve %98’e yükseliyor.
Rubio’yu savunanlar genellikle, farklı yetenek seviyelerinde olan oyuncularla oynamasına rağmen, Minnesota’nın hücumunun o yönlendirdiğinde ne kadar başarılı olduğuna vurgu yapıyorlar. Timberwolves, Rubio’nun genelinde sakat olduğu ve sadece 22 maç oynadığı 2014-2015 sezonu hariç, en etkili hücum eden takımlar sıralamasında ilk 12’den aşağı hiç düşmedi. Rubio genellikle takıma katkı açısından en iyi oranlara sahip oyunculardan biri konumunda yani şut atamıyor olması takıma çok bir şey kaybettirmiyor. Kevin Garnett ve Kevin Love’ı, kariyerlerinin başlarında ve farklı dönemlerde takımda bulundurmasına rağmen Minnesota 13 sezondur playofflara ulaşamıyor. Bu süre bir takımın playoff yapamadığı en uzun süre aynı zamanda. Geçen 15 yıl için suçlanacak çok fazla kişi, çok fazla sistem var ve bu hataların ne kadarı Rubio’nun? Tartışılır.
Rubio karşıtları için ise Rubio’nun hiç playoff tecrübesi olmaması en önemli olumsuzluklardan biri çünkü onların tezine göre Ricky, daha önce onu saf dışı bırakmak üzere planlar kuran bir takım ile hiç karşılaşmadı. Rakipler topa baskı yaparken onu yarı sahada sıkıştırırken ve takımı her hücumda dörde beş oynamaya zorlarken boş şutları sokamazsa karşıdaki takımla nasıl başa çıkacak? Dördüncü çeyreklerde hücum etmek uzun süredir Minnesota’nın ciddi sorunlarından biri çünkü birinci oyun kurucuları şut atmamakta oldukça ısrarcı. Rubio’nun ligde son saniyede kendi şutunu yaratma yüzdesi 19’du geçen sezon. Tam olarak da bu yüzden son saniye pozisyonlarında boşta olduğunda bile savunmanın ona odaklanmasına da gerek yok.
İspanyol oyuncu için Utah’da oynamak yeni bir meydan okuma olacağı gibi aynı zamanda onun için yeni fırsatlar da yaratacak. Rubio en iyi oyununu tempoyu kendi ayarlayabileceği sistemlerde sergiliyor çünkü şut atamıyor olması geçiş hücumlarında çok da önemli olmuyor. Quin Snyder’ın takımı ise NBA’deki en düşük tempolu takımlardan biri. Geçen sezon sahayı neredeyse yürüyerek geçmeyi ve sadece çizilmiş oyunlar için koşmayı tercih ettiler. Üçlük yayı çevresindeki oyuncularıyla da orayı işleme şansı çok fazla yok çünkü Rudy Gobert ve Derrick Favors, serbest atış çizgisinin gerisinden şut sokamıyorlar. Rubio, Love veya Karl-Anthony Towns gibi uzun oyuncularla oynamayacağı için eğer başarılı ve etkili olmak istiyorsa daha da dar, adeta iğne deliği genişliğindeki boşluklara dalıp pas yaratmak durumunda kalacak.
İyi haber ise kariyerinde ilk defa çok iyi bir savunma ile birlikte oynayacak. Ligin en iyi çember savunucusu Gobert ile aynı takımda olmak, sahada daha rahat kumar oynamasını sağlayacak. Eğer kötü atışları zorlar ve top kaybı yaptırabilirse Utah’ın hücumlarında daha titiz olmasına da yardımcı olabilir. Belki bu sayede Jazz boğucu bir savunma yaparak ve topa baskı yaptıkları nadir anlarda üstün derecede etkili olarak başarılı bir hücum taktiği geliştirebilirler. Rodney Hood, Joe Ingles, Alec Burks, Joe Johnson, Dante Exum, ve umut vaat eden draft seçimi Donovan Mitchell gibi birçok hücum yönü kuvvetli oyuncu var etrafında. Hepsi de Jazz’ın yeni model hücum planında daha çok fırsatı değerlendirmenin peşindeler. Rubio etrafındaki oyuncuları olduklarından daha iyi hale getirebilir ancak öncelikle iyi bir takımda, ligdeki en zorlu pozisyonlardan birinde ilk beş oyuncusu olarak kalmayı başarabileceğini kanıtlaması lazım.