Ana Sayfa TB Özel Köşe Yazıları Myles Turner’ın kaleminden kendi basketbol öyküsü: ”Kuralsızlık!” | #çeviri

Myles Turner’ın kaleminden kendi basketbol öyküsü: ”Kuralsızlık!” | #çeviri

0

”Gerçek bir potaya ihtiyacımız var”

Photo Courtsey of Myles Turner

Annem, ilk basketbol potamı ben üç yaşımdayken aldı. Babam ona küçük oyuncak potalardan almasını söyledi ama annem ”Kesinlikle hayır! Gerçek bir potaya ihtiyacımız var!” şeklinde cevap verdi. Ve ben oradaydım, fiziksel olarak topu potaya yetiştiremeyen üç yaşındaki bir çocuk olarak. Her şeyimi verdim ama bunu yıllarca başaramadım. Sonunda topu potaya değdirdiğimde ise üzerimden ağır bir yük kalkmıştı. Potayı lise son sınıfa kadar sakladım.

Muhtemelen bu yüzden her zaman şut atabildim. Babam her zaman dışarıya çıkıp, şut atmamı söylerdi. Dallas Mavericks fanlarıydık. Her Mavs maçının ardından çıkar ve Dirk’in hareketlerini taklit ederdim. Tek-ayak üstündeki şutlar, fadeawayler… (geriye çekilerek atılan şut) Ebeveynlerimi arabayı bahçeden çıkarmaları için zorlar ve şut atardım. Babam çok sinir oluyordu çünkü bazen o uyurken siyah arabası Chevy Suburban’dan seken topun sesini duyuyordu. Eğer babamı tamamıyla tanıyor olsaydınız arabaları ne denli sevdiğini bilirdiniz. Araba sürmeyi bilmediğim ve arabanın yerini değiştiremediğim için onun etrafından şut atardım.

Sonraki birkaç senede o Chevy Suburban’la fazlasıyla zaman geçirdim.

Photo Courtesy of Myles Turner

Büyüme çağımdayken fakir değildik ama zengin de sayılmazdık. Bedford, Texas’ta, Dallas ile Forth Worth arasında banliyö tipi bir evde yaşadık.  Ebeveynlerim bana, kız kardeşim M’ya’ya ve bizimle yaşayan iki küçük kuzenimiz, Alyssa ve Bettina’ya destek olmak için çok çalıştı. Aileme her hafta bir çift Jordan ayakkabı için yalvardığımı hatırlıyorum ve bana hep aynı cevabı veriyorlardı.

”Jordan paran var mı?”

Okulun her günü 18 beden, solmuş, siyah Chuck Taylorlarımı giydim.

Hava ulaşımına maddi gücümüz yetmiyordu ve yıllar boyunca AAU turnuvalarına ve sonunda kolej seçmelerine hep arabayla gittik. Texas’tan Minnesota’ya gidiyorduk, 14’er saat, her yön. Texas’tan Orlando’ya. Texas’tan Virginia’ya. Texas’tan Vegas’a. Texas’tan Kentucky’ye. Babamın bu yolculuklar hakkında harika bir tutumu vardı ve bunlar bizim için güzel geçen birbirimize bağlanma saatleriydi. Bu, ailemin benim bir basketbolcu olmama yardım edebilmek için ne kadar ileriye gidebileceğinin sadece bir örneğiydi.

Fakat bu, yaptıkları tek şey değildi.

Babam, büyük bir adamdı – bir keresinde, neredeyse 230 kiloya ulaşmıştı. İş yerindeki İyiYaşa programıyla akılalmaz kilo verdi, ama aynı zamanda ben gelişirken ve büyürken devamlı benimle antrenman yaptı. Her gece ben yatmadan ve o işe gitmeden önce birlikte mekik çekerdik veya şınav. Bir BowFlex almıştı. (Bir fitness aleti)  Okuldan sonra birlikte çalışıyorduk. 15 santimetre yükseltmemi istiyordu ve bu benim en nefret ettiğim şeydi. Şuan dönüp baktığımda, bu çocukluğumda en mutlu olduğum anlardan biriydi. O anı hep dört gözle beklerdim.

Her şeyin çok anlamlı olduğu bir an var, basketbol için yeni bir motivasyon bulduğum.

Ben büyürken ailem kız kardeşim ve benim için harcamaları gerekmediğini umduğum, bir üniversite fonu biriktiriyordu. Ve bir gün, bu para bir aile üyesi tarafından çalındı, düşünülemez… O zamanlar her yerde akademik burslar arıyordum, hatta basketbolun benim biletim olacağını öğrenmeden önce North Texas’tan bir burs kapmıştım bile! Mortgage krizinden dolayı birkaç yıl önce zor zamanlarımız olmuştu – ebeveynlerim büyük borç içindeydi ve bana hiçbir zaman tek kelime etmediler. Bu sıkıntıları kendilerine sakladılar. Beni AAU turnuvalarına göndermek veya nadiren de olsa bir kampa uçmak için uçak bileti alıp, beni desteklemek için bütün paralarını verirlerdi. Demek istediğim, BÜTÜN PARALARINI – gaz parası, manav parası, siz adını koyun.

Aslında ailemin yaşadığı finansal problemleri kazara öğrendim. (Onlara bunu hiç söylemedim ve bu onlar için garip bir öğrenme şekli olacak, üzgünüm çocuklar!) Bir gün babam IRS (ABD Gelir İdaresi) veya ona benzer bir şeyden bir zarf bıraktı. Ve bunun sayesinde hesapta ne kadar para bulunduğunu ve ne kadar borçlu olduklarını gördüm. Miktarını tam hatırlamıyorum fakat devasaydı. O andan beri motivasyonum ebeveynlerime yardım etmek oldu çünkü onlar benim için çok fazla fedakarlıkta bulunmuştu. O andan itibaren basketbolu çok daha ciddiye aldım.

”Gerçek bir potaya ihtiyacımız var”

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version