Anadolu Efes’in Basketbol Gençler Ligi’nde boy gösteren genç takımında koçluk yapan Murat Mermi, BGL ve takımı hakkında bir takım açıklamalarda bulundu.
Türkiye Basketbol Federasyonu’nun resmi sitesine konuşan ve Şansın Tokyay’ın sorularını yanıtlayan başarılı koç, ligi ve takımını şu sözlerle değerlendirdi:
Bu yıl faaliyete başlayan Basketbol Gençler Ligi adına nasıl görüşleriniz var?
Federasyonumuz çok güzel bir organizasyon gerçekleştiriyor. Seyahatlerimiz, otellerimiz, maç takvimimiz, her konu titizlikle belirlenmiş vaziyette. 2000 ve 2001’li oyuncularımız haricinde 3 tane de 1999 doğumlu oyuncu kontenjanımız olması da çok önemli. Doğal olarak genç sporcular A Takım için hemen hazır olamıyorlar. Oyuncularımızın Gençler Ligi gibi bir fırında pişiyor olması hem kulüpler hem Milli Takımlar noktasında çok önemli. Gençler Ligi’nden önce kamp yapma sıkıntımız oluyordu; şimdi ligin rutininde kamp olayını rahatça yaşamaya başladık. Herkesin birlikte hareket etmesi, otelde konaklaması, seyahat etmesi, teknik ekibin onlarla daha çok vakit geçirebilmesi gibi durumlar takım olmak açısından oldukça önemli. İstanbul’un temposunu biliyorsunuz, çok erken saatlerde güne başlayıp geç saatlerde günü tamamlıyorsunuz. Umuyorum ki Gençler Ligi organizasyonu uzun yıllar devam eder çünkü çok başarılı ilerliyor. Oyuncularımız da şimdi oynadıkları kaliteli maçlarla daha da üst seviyelere hazırlanıyorlar. Türkiye Basketbol Federasyonu’na teşekkür ediyorum.
-Takımınız peş peşe galibiyetlerle ilerliyor, yalnızca ilk hafta bir mağlubiyet almıştınız… Uzun yıllardır altyapılarda görev alan bir antrenör olarak siz bir genç takımın nasıl beslendiğini ve iyi bir ekip haline geldiğini söyleyebilirsiniz?
Öncelikle ilk hafta maçından bahsedeyim. İlk mücadelede Darüşşafaka’ya mağlup olduk. O noktada takım kaptanımızın eksikliği etkiliydi. Yiğitcan Saybir, Genç Milli Takımda forma giyen ve bize önemli katkılar veren bir sporcu. Takımımızın belkemiği. Onsuz maça çıkmak benim kafamda ve oyuncuların kafasında soru işaretiydi. Yine de çok güzel bir maç oldu. Darüşşafaka maçı kazandı ve biz de sonraki haftalar için çalışmalarımızı en iyi sürdürdük, seri galibiyetlerle de yolumuza devam ettik. O mağlubiyet bizi hırslandırdı diyebilirim. Ayrıca ekibimizdeki oyuncuların Türkiye’nin en iyi oyuncuları olduğunu düşünüyorum.
Galibiyetleriniz arasında çok farklı skorlarla kazandığınız maçlar var. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?
Bu farkların oluşması için özel bir çalışma yapmadık. Anadolu Efes Genç Takımı geçtiğimiz yıl şampiyonluk yaşamış 3 farklı jenerasyondan oluşuyor. Oldukça iyi bir ekibiz. Rakiplerimizi de tebrik etmek istiyorum çünkü Anadolu’da bu kadar iyi oyuncuları bir araya toplamak kolay bir iş değil. Bizim açımızdan bakılacak olursa antrenman sayılarımız, alt yapılardan kazanılmış maç oynama tecrübesi, Milli Takımlarda oynanıyor olması… Bunların hepsi başarıda önemli etkenler… İstanbul’da olmanın bir avantajı var ki o da Anadolu’da ki oyunculara göre çok daha fazla maç yapabiliyorsunuz… O maçlardaki farklar bizim oyuncularımızın müsabaka tecrübeleriyle gerçekleşti. Ama rakip takımlardaki gençlerin de ileride çok iyi yerlere geleceklerine inanıyorum. İstanbul’daki bazı oyuncuların Anadolu takımlarında oynamayı tercih etmeye başlayacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu lig herkesin değer verdiği, herkesin kendini göstermek istediği bir mecra. Kendi takımlarında kısıtlı süre alan sporcular gelecek sezondan itibaren o takımları tercih edebilirler. Bu ligin henüz ilk yılı ve diğer takımlar da zamanla güçlenecektir. Gelecek senelerde maçlarda böylesine büyük farkların oluşacağını sanmıyorum.
-Kaliteli bir ekibiniz var, maçlarda oyunculara süre dağılımlarını nasıl ayarlıyorsunuz?
Çok zorlanıyoruz tabii. Yalnız şu unutulmamalı; maçı sadece maç günü sahada kazanmak değil de antrenmanda kazanmak önemli. İyi geçen bir idman sonrası önünüzde ki maçı kazanabileceğinizi öngörüyorsunuz. Süre dağılımında ekibimizde A Takım forması giyenleri düşünerek yol almaya çalışıyorum. 1999 doğumlular A Takımda olan sporcular oldukları için maçlarda oynamaları gerekiyor. 2000 doğumlular da onlara eşlik etmeye çaba gösteriyorlar, 2001 doğumlular da ağabeylerinin yanında yer alıp galibiyetlere katkı vermek istiyorlar. “Süre değeri” diye bir kavram üzerinden düşünüyorum. Yaşı daha küçük olan oyuncularımız maçlarda süre bulduklarında bu sürelerin değerini bilmeliler. Sahada oldukları dakikalarda iyi işler yapmalılar. Bunu yaptıkları sürece forma giydikleri zamanları artırabilirler. Yavaş yavaş da oturuyor bu durum… Hem A Takım hem bizimle beraber mücadele veren Yiğitcan Saybir’in ağabeyliğinde çok daha iyi bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Arda Erdoğan ile ikisi zamanlarının çoğunu A Takım ile geçiriyorlar. Oradaki zorlu mücadeleleri ve oyuncu olmanın zorluğunu görüyorlar. Bu durum da bize antrenmanlarda oldukça pozitif yansıyor tabii. Süre bizde çok değerli. Oyuna giren, aldığı sürenin değerini bilmeli.
-Maç kazanmak mutlaka çok önemli ama siz sporcularınızdan temelde neler bekliyorsunuz?
Ligimizin verdiği programla beraber çalışma saatlerimizi çok uygun zamanlara koyduk. Okul bizim için çok önemli. Takımımızda okula gitme zorunluluğu var, devamsızlığa müsaade etmiyoruz. Özverili de oyunculara sahibiz. Çocuklar sabah idman yapıp oradan okula geçip okul dönüşlerinde de takım çalışmalarına katılıyorlar. Çalışmalarımız güzel bir tempoya girdi, bu tempo da bize galibiyetleri getirdi. Kısacası öncelikle iyi bir eğitim almalarını bekliyoruz. Biliyorsunuz bir sakatlık yaşandığı zaman sporculuğu bırakmak zorunda kalabilirler. Eğitimsiz bir basketbol hayatının olmaması gerektiği zaten kulübümüzün de temel düşünce tarzıdır. Eğitimi ön planda tutarak, basketbolu da yanına ekleyerek çok çalışmalarını ve iyi oyuncu olmalarını istiyoruz. Kulübümüz zaten her türlü imkânı bize sağlamış durumda. Yine de önce iyi insan olmalılar. Neticede bu oyuncular gelecekte baba olacaklar, çocuk yetiştirecekler… Burada uzun yıllar sürdürecekleri kardeşlikleri olsun, arkadaşlıklarına önem versinler. Zaten arkadaş olamamış bir takımda başarıyı bulmak çok zordur. İlk hedefimiz eğitim, sonrasında disiplinli bir çalışma ile iyi bir basketbolcu olma yolu ve güzel arkadaşlıklar, güzel hatıralar…”