Muhabirin Köşesi | Bizde hep bir umut, Phoenix Suns #NBA

Cenk Akyol, İlkan Karaman, Jon Diebler, İzzet Türkyılmaz, Emir Preldzic, Vasilije Micic… Yazımızın başlığı “TBL’nin dünü, bugünü ve yarını” olmadığına göre bu isimlerin burada işi ne? Hepsinin zamanında NBA draft hakları bir şekilde Phoenix Suns’ın eline geçmiş ya da Phoenix Suns’ın draft hakları, bu oyuncuları seçecek takımlara takas edilmiş. Akyol, Karaman ve Türkyılmaz ne yazık ki, hiçbir zaman potansiyeline ulaşamamış Türk basketbolcular kervanına katılmışken, Micic geçen sene Anadolu Efes ile Final Four finali gördü. Kışın gelmek bilmediği Phoenix sıcağında yaşadığım ve size de yaşattığımı düşündüğüm bu ufak nostaljiden sonra Red Kit’in doğduğu toprakların takımı Phoenix Suns’a geçelim.

İnsanın gözünü doyurmak zordur. Bu insan bir taraftarsa onun gözünü doyurmak daha da zordur. Son birkaç yıldır dibe demir atmış, boşa kürek çeken Suns’ta taraftar, arka arkaya gelen mağlubiyetlerle “aynı tas aynı hamam” moduna girdi. “Hafıza-i beşer, nisyan ile meluldur.” Hele bu hafıza bir taraftarınkiyse unutmak bir amentüdür. Hele bu taraftar bir Suns taraftarıysa, takımın sezon başında üst üste galibiyetler getiren oyun anlayışında herhangi bir değişiklik olmadığını unutması gayet normaldir.

Phoenix Suns, sayısız şampiyon adayının bulunduğu Batı’da, 3 Aralık itibariyle 9 galibiyet ve 10 mağlubiyet ile sekizinci sırada yer alıyor. Geçtiğimiz yıl aynı tarihte sadece 4 galibiyet alan takımın, 9. galibiyetine ulaşması için 26 Aralık’ı beklemesi gerekecek ve bu sırada hanesine 26 mağlubiyet yazdırmış olacaktı. FiveThirtyEight’e göre Suns’ın şu anki performansıyla playoff’lara kalma şansı hala %49. Sezonun seyri, Phoenix Suns’ı playoff yarışının içerisinde tutarsa, bu bile büyük lütuftur. Phoenix taraftarının yapabileceği en güzel şey takımın bugüne kadar sunduğu mücadelenin tadını çıkarmaktır.

brightsideofthesun.com

Gelelim takımla ilgili birkaç gözleme. Sakatlıktan dönen Ricky Rubio ile bir maçlığına dönse de durumu iyi olmadığı için kenarda oturtulan Aron Baynes’in yokluğunda gemi su aldı ve geminin geçtiğimiz yıllarda nereden su aldığı bir kez daha ortaya çıktı. Rubio’yu değerli kılan saha görüşü, Booker’ı boyalı alanda daha fazla topla buluşturması ve geliştirdiği şut tehditi; Baynes’in hücum başlangıçlarında ve “topsuz alandaki” perdeleri, geliştirdiği üçlük şutu ve savunmadaki gedikleri kapatışı takımın bir türlü yerine koyamadığı şeyler olarak göze çarpmakta. Rubio’nun yokluğunda sorumluluğu artan Ellie Okobo, bu sezon oynadığı 13 maçta 100 pozisyon başına sahada kaldığı sürede +11.1 verimlilik puanıyla 19 maç sonunda takımın en verimli isimlerinden biri olarak öne çıkarken, 100 pozisyon maçına toplam verimlilikte de +10.5 ile zirvede yer alıyor. Okobo’nun performansı Koç Williams’a bir artı yazarken, koçun bir türlü vazgeçemediği ve sorun olarak duran başka bir oyuncuya bakalım.

Baynes’in yokluğunda Frank Kaminsky’yi ilk beşe çekip ona 5 numarada görev veren koç, bu sene Kaminsky’ten vazgeç(e)miyor. Booker, Oubre ve Saric’ten sonra takımda en çok süre alan dördüncü oyuncu olan Kaminsky, iki sayılık şutlarda %40.3, üç sayılık şutlarda %27.1 ve serbest atışlarda %66.1 isabetle oynuyor. Kaminsky, 100 pozisyon maçına -9.8’lik puan ile takımın şu andaki en verimsiz ismi. O sahadayken takım 103 sayı atarken, 110 sayı yiyor. Phoenix Suns takım halinde genel toplamda ise 114.4 sayı bulurken 112.5 sayıya izin veriyor. Savunmadaki zaaflarını hücum performansıyla da kapatamayan Kaminsky’nin performansı, Koç Williams’ın bir sorununa da işaret etmekte. Sezon boyunca bir kültür inşa etmekte kararlı gözüken koçun, kültür inşasını galibiyetlerin önüne koyduğu çok açık ve bu, çok güzel bir şey. Ancak Koç Williams, sahadaki birtakım sorunları teşhis etmekte sıkıntı yaşıyor. Tıpkı Kaminsky’nin verimsizliğini bir türlü görememesi gibi, yeri geliyor Atlanta’ya karşı bir yarı boyunca Trae Young’ın ikili oyunlarına çare bulamıyor, yeri geliyor LeBron’ın aynı çeyrekte aynı oyunu tam dört kez oynamasına seyirci kalıyor. Elbette bunlara takımın da bir cevap vermesi, bir reaksiyon göstermesi gerekiyor ancak koçun saha kenarındaki müdahelelerinde de şu an itibariyle bir eksiklik göze çarpıyor.

Nostalji, doyumsuzluk, unutkanlık… Tüm bunların yanında Phoenix Suns, bize bu sene keyif veren bir mücadele ve gelişim de sunuyor. Bu sene içeride oynadığı birkaç maçta, “artık bu maç dönmez” diyerek ayaklanıp arenayı terk etmeye hazırlanan taraftarını birkaç dakikalığına da olsa ayakta tutabilen Phoenix Suns, taraftarına bizde hep bir umut vardır dedirtiyor. Şimdilik %49’luk umuda sarılıyoruz hep beraber.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler