Modern zamanların en umulmadık rekabeti, zarafet ve karşılıklı saygının bir portresi: Nowitzki ve Wade | ÇEVİRİ

Kobe ve Pau Gasol’un Lakers’ı 2008’den 2010’a Batı’yı domine etti – Nowitzki’nin şampiyonluk umutlarına karşı inatçı bir bariyer. Wade için de 2006 şampiyonluğunun sonrası daha kolay değildi. Miami sonraki yıl ilk turda elendi, 2007/08 sezonu sırasında O’Neal’ı Phoenix’e takas etti ve playoff’u kaçırdı. Wade’i şampiyonluk iddiasına geri taşımak için modern zamanların en büyük serbest oyuncu hareketi gerekti. İkili 2011’de yeniden karşılaştığında ortadaki bahisler çok farklıydı. O zaman on üçüncü sezonunu yaşayan ve 33. yaş gününe yaklaşan Nowitzki bunun şampiyonluk için son şansı olabileceğini biliyordu. Ve çekici olmadığı kuşku götürmez bir yardımcı kadroyla geri dönmüştü: Yaşlanan Jason Kidd, kariyerinin sonundaki Shawn Marion, girişken J.J. Barea, bir yayı andıran Tyson Chandler. Beklentiler Wade’in yeni süper takımı için çok daha yüksekti elbette. Ancak Heat’in öngörülebilir geleceğin kalıcı şampiyonluk adayı olması garantiydi. Tabii ki kazanma baskısı yüksekti fakat Miami’nin hata yapmaya daha çok yeri vardı. Wade o bahar Nowitzki’yle boy ölçüştüğünde 2006’da karşılaştığından daha sağlam bir oyuncu görmüştü. “Onun hazır olduğunu düşünmüştüm.” diyor o serinin başlangıcına bugünden bakan Wade. “Şahsen hissetmiştim ki o bir lider olarak hazırdı. Ve biliyordum ki çok yetenekli olduğumuzu hissediyor olsam dahi işimiz zora binmişti. Heat 2011 Finalleri’ne geniş çevreler tarafından hakarete uğruyor olsa da ağır favori olarak girmişti. Wade ve James’in Nowitzki’nin hastalığıyla beşinci maçtan saatler evvel dalga geçmesi sadece onların hikâyenin kötü karakteri statülerini pekiştirmişti.
Lynne Sladky/Associated Press/Associated Press
Lynne Sladky/Associated Press/Associated Press
Nowitzki o gece 29 sayı atıp Dallas’ı galibiyete ve 3-2’lik üstünlüğe taşıdı. Üç gece sonra serinin sona erdiği maçtaki 21 sayısı bu performansını izledi. Kariyer tasdikinin göze çarpan bir damgası. Dirk o dönemde, o seri sırasında, dünyanın en iyi oyuncusuydu.” diyor Riley. Duygularının üstesinden gelemeyen Nowitzki maçı bitiren zil çaldığı gibi, sevinç ve rahatlama gözyaşlarını rahatlıkla dökmek için, takım arkadaşları sahada kutlama yaparken misafir soyunma odasına kaçmıştı. Onun için her şeye değen bir anda.” diyor Carlisle. “Dirk için bu ligde rekabet etmek asla istatistikler veya pohpohlanmayla alakalı olmamıştı. Eninde sonunda bu onun bir takımı şampiyonluğa taşıyacak o adam olup olmadığıyla ilgiliydi. Bunu yapabildiğinde de o an bir sporcunun yaşayabileceği en harika anlardan biri olmalıydı. Cuban diyor ki: “Ona ihtiyaç duyduğu yüzüğü kazandırdı zira (onsuz) tamamlanmamış hissedeceğini düşünüyorum. Tıpkı hepimizin hissedeceği gibi. Heat’e yönelik ters tepki süratli ve merhametsizdi fakat çoğunlukla altı maçlık seri boyunca şok edici şekilde sönük bir performans ortaya koyan James’e yöneltilmişti. Wade seride istikrarlıydı; maç başına 26,5 sayı, 7 ribaund ve 5,2 asist ortalamaları tutturmuştu. Ve yine de Wade yenilginin onu değiştirdiğini söylüyor. Bunu o zaman bilmiyordum ama Nowitzki’nin muhteşemliği beni daha da iyi olmaya itti.” diyor. “İşte o an ipleri LeBron’a verdim ve bir adım geri attım.

“Nowitzki’nin muhteşemliği beni daha da iyi olmaya itti”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler