Mateusz Ponitka: ”Karşıyaka’dan teklif aldığımı inkar edemem.” | TB Özel

Polonya Milli Takımı’nın Eurobasket 2015 performansında büyük rol oynayan ve bu dönem ile birlikte en önemli isimlerinden birine dönüşen, Zielona Gora’nın yıldız ismi Mateusz Ponitka ile geçtiğimiz hafta Karşıyaka Arena’da oynadıkları maçın hemen arkasından keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. NBA takımlarının radarında yer alması, başarıları, Oostende yılları, yaz transfer dönemi, kariyer planlaması, Karşıyaka taraftarı ve sezon hedefleri gibi konulara çok dürüst cevaplar veren oyuncu, U17 günlerini Sindirella masalına, Nike Hoop Summit’te yaşadıklarını ise şans oyunu oynamaya benzetti. İşte o röportaj;

22 yaşında olmana rağmen Belçika ve Polonya’da kupalar kazanmayı başardın. Bunun kariyerine olan katkıları nelerdir ?
Belçika ve Polonya’da kupalar kazandım. Geçtiğimiz ay, son saniye basketiyle Polonya Süper Kupası’nı kazandırmak ve kendimi yeniden Polonya’da göstermek çok önemliydi. Her turnuva sana bir şeyler öğretir. Eurocup, Eurochallenge.. Bu benim Euroleague’deki 2. yılım. En iyi takımlara ve en iyi oyunculara karşı oynama şansı yakalıyoruz. Karşıyaka taraftarı gibi taraftarların önüne çıkıyoruz. Bu inanılmazdı. Bizim de çok iyi bir taraftarımız var ama bu çok farklıydı. Takımlarının ve oyuncularının arkasında olduklarını hissediyorsunuz, çok spesifik bir salondu. Beni çok etkiledi.
Her zaman birinci olmak istersiniz. Oostende’de öğrendiğim en önemli şey; maç kazanmak için ne yapmalısınız ve nelerinizi ortaya koymalısınız. Koç Dario Gjergja ve oyun kurucumuz Dusan Djordjevic bana bunu öğrettiler.

2010 yılında Dünya’nın çeşitli yerlerinden gelen genç oyuncuların yer aldığı Basketball Without Borders kampına katıldın ve kampın en iyi oyuncusu seçildin. U17 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Polonya ile gümüş madalya kazanırken, final maçının en skorer oyuncusu olmuştun. Nike Hoop Summit’e katılmış ve burada da en skorer oyuncu olmayı başarmıştın.
Bu organizasyonlarda kariyerleri şu an inanılmaz noktalarda olan oyuncular ile karşılaştın. Hayatının bu dönemi sana neler kazandırdı ?
Aman Tanrım ! Bunu çok sevdim. 4 yıl önce, 5 yıl önce, eski zamanlar… Bunlar inanılmazdı. Çok mutlu ve gururluyum. En iyi olmak önemli değil ama bu organizasyonların bir parçası olmak, büyük tecrübelerdi.
Basketball Without Borders kampına çağrılışımı hatırlıyorum. Bunun için her zaman dua ediyorum. Oraya gittim ve MVP oldum, nasıl olduğunu bilmiyorum.
U17 zamanı.. Hamburg’ta çok güzel günlerdi. Hayatımın en güzel günleriydi. Sindirella masalı gibiydi. Çok güzel ilerledik. Amerika, Dünya’nın en iyisi. Finalde bize 30 sayı fark attılar.
Nike Hoop Summit.. Nasıl söyleyebilirim ? Portland’a Rose Garden’a gidiyorsun ve binlerce insanın önüne çıkıyorsun. NBA salonu.. Kobe Bryant ile tanışıyorsun. Loto oynamak gibi biraz. 6 sayı yazmışsın ve milyonlar kazanmışsın gibi. Bir çok hayalim gerçek oldu.
Bu turnuvalarda bir çok özel oyuncuyla oynadım. Her rakipten bir şeyler öğrenirsin. Her gün, her oyun seni geliştirir. Her maçtan sonra o gün yapılan doğru ve yanlışları konuşursun ve kendini geliştirmeye çalışarak geleceğe odaklanırsın. Sorumluluk almaktan kaçmıyorum.

Polonya Milli Takımı’nda Karnowski ve senin yer aldığın güzel bir jenerasyon yakaladınız. Bu yaz ise Eurobasket’te çok iyi işler yaptınız. Mike Taylor hakkında neler söylemek istersin, yeni hedefleriniz neler ?

Her şeyden önce Mike Taylor, çok iyi bir insan ve başarılı bir koç. İlk tanıştığımızda ana güvendiğini ve bana gelişimim için şans vereceğini söyledi. Birbirimize güvendik ve güzel bir işbirliği oluşturduk. Güzel bir Eurobasket geçirdik. İspanya karşısında ilk üç çeyrek harika bir oyun oynadık ancak Pau Gasol bu kadar üçlük atarken biz buna hazır değildik, bunu çalışmamıştık.

Mike Taylor’ın Polonya ile yeniden anlaştığını duydum. Onunla yeniden çalışmayı heyecanla bekliyorum.


 

Oostende, oyuncular için çıkış yapabilecekleri, uygun bir yer. Sen de burada parlayan son oyunculardan birisin. Oostende ve oradan ayrılışın hakkında nelere söylemek istersin ?

Oostende’de iki harika yıldı. Harika insanlarla tanıştım ve onlarla hala görüşüyorum. Benim için ikinci bir aile gibiydiler. Dario Gjergja, bana güvendi ve şanslar verdi. Gün geçtikçe daha çok sorumluluğum oldu. Oostende, güzel bir sahile sahip fakat rüzgarlı bir yer. Ailem ve benim için güzel zamanlardı.


Euroleague’de düşük beklentili bir takımsınız ancak iyi mücadeleler veriyorsunuz. Panathinaikos gibi bir ekibi yendiniz. Avrupa’daki hedefleriniz neler?
Euroleague’de Avrupa’nın en iyi 24 takımı yer alıyor ve maç kazanmak çok zor. İlk İlk 4 maç, hep oyunun içerisindeydik fakat Karşıyaka karşısında istediklerimizi sahaya yansıtamadık. Karşıyaka gerçekten harika bir oyun oynadı. İlk 3 maçı ise  son 2 dakikalarda kaybettik. Bu çok kötü ama benim gibi genç oyuncular için de önemli bir deneyim. Burada büyük yıldızlara karşı mücadele ediyoruz.  Panathinaikos’u yenmek kulüp tarihi için de çok önemli bir başarıydı. Panathinakos’u herkes tanıyor. Bu turnuvada 6, yerel liginde çok fazla şampiyonluğu olan bir takım. Belki kendimize çok güvenmiyoruz ama sakin olmalıyız. Beklentimiz, elimizden gelenin en iyisini yaparak ikinci turda maçlar kazanmaya çalışmak.

Biliyoruz ki Karşıyaka da dahil olmak üzere bu yaz bir kaç Türk takımı, seninle ilgileniyordu. Türkiye ligi hakkında neler düşünüyorsun ? Gelecekte bu organizasyonun bir parçası olmak ister misin ?
Karşıyaka ile görüştüğümüzü inkar edemem. Bir kaç Türk kulübüyle daha görüştük ama anlaşma sağlayamadık. Türkiye ve İspanya, Avrupa’nın en büyük ligleri. Karşıyaka, şampiyonluk kazandı. Efes ve Fenerbahçe çok büyük kulüpler, Darüşşafaka da Euroleague’de yer alıyor. Banvit, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon.. Hepsi Avrupa’da önemli işler yapıyorlar. Türkiye ligi ve organizasyonu, son dönemde çok iyi bir ivme yakaladı. Herkes burada yer almak ister. Gelecekte neler olacağını bilmiyorum ama şu an Zielona Gora forması giyiyorum ve Karşıyaka maçı dahil kazanmam gereken maçlar var.

Hedeflerin ne yönde ? 2015 NBA Seçmeleri’nde kendine yer bulamadın. NBA’de oynamayı mı Euroleague’de iddialı bir takımda önemli bir role sahip olmayı mı tercih edersin ?
Dürüst olmam gerek. NBA, her basketbolcunun hayali ve inanılmaz bir organizasyon. Her ikisi de benim hedefim. Çalışmaktan korkan bir insan değilim. Kendimi geliştirmeli ve çok çalışmalıyım.

2 numara ya da 3 numara oynamak arasında bir fark hissediyor musun ? Hangisinin oynamak seni daha rahat hissettiriyor ?
1 oynayabilirsiniz, 2 oynabilirsiniz ya da 3 oynabilirsiniz. Bu çok fazla önemli değil. Komple bir oyuncu olmaya çalışıyorum. Önemli olan maçı kazanmaktır. O an ne yapmam gerekirse onu yapmak için, bu pas olabilir potaya gitmek olabilir, üçlük gerekirse üçlük atmam, ribaund gerekirse almam gerekir. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Senin oyun stilini göz önüne aldığımızda kendine en yakın hissettiğin oyuncu kim ? Kimleri örnek alıyorsun ?
Sanırım kendi stilime sahibim, bilmiyorum.
Bir çok oyuncu izlemeyi seviyorum. NBA ya da Avrupa farketmiyor. Stephen Curry.. O bir büyücü. LeBron James.. Blok yapıyor, ribaund alıyor, pas veriyor, skor üretiyor, o her şeyi yapan bir adam, o bir makina. Spanoulis, Diamantidis.. Özellikle Papaloukas’ı izlemeyi çok severdim. Oyun kurucu özelliklerimi geliştirmek  ve daha çok pick&roll oynamak istiyorum.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler