THY Euroleague Final 8 turunda İsrail ekibi Maccabi Electra Tel-Aviv, Top 16’nın flaş ekibi Emporio Armani Milano’yu kendi sahasında farklı mağlup etti ve seride 2-1 öne geçti.
Seride saha avantajı Milano’da olmasına rağmen Maccabi deplasmandaki iki maçtan birini kazanarak saha avantajını ‘çalmıştı’. Maccabi Electra kazandığı maçta da bize Euroleague tarihinin en enteresan maç sonlarından birini izletmiş, son 1.30 dakikasına 10 sayı geride girdiği karşılaşmayı uzatmaya taşımış ve kazanmayı başarmıştı. İkinci maçta ise Curtis Jerrells önderliğinde adeta oyuna hükmeden bir Milano izlemiştik ve seri 1-1’e gelmişti.
Bu akşam da İtalyanlar karşılaşmaya iyi başladılar, ilk çeyreğin tamamını önde götürüp, özellikle Hackett ve Samuels’ın etkili oyunuyla 16-15 önde bitirdiler. İkinci çeyrekte ise karşılaşmaya Türkiye’den tanıdığımız bir isim damga vurdu: David Blatt! Koç Blatt o kadar yerinde hamleler yaptı ki her fırsatta övdüğümüz Luca Banchi karşılık vermekte çok güçlük çekti, Milano ikinci periyodun ilk kısmında oyuna tutunsa da devrenin sonlarına doğru ve ikinci yarının başında gereken reaksiyonu gösteremedi ve yavaş yavaş oyundan koptu.
BLATT FARKI
Blatt’in bu hamlelerini kısaca ilk 5 ve benchten gelecek oyuncuların rotasyonunu iyi ayarlaması şeklinde özetleyebiliriz. Değişiklikleri o kadar yerinde yaptı ki, sahaya adım atan her oyuncudan maksimum verimi aldı. Yıllardır Milli Takım’da hasret olduğumuz bu rotasyon sisteminin bugün fazlasıyla başarılı bir kopyasını izledik. Devrenin sonlarına doğru benchten aldığı katkılarla iyice farkı açan ev sahibi ekip, 39-29 önde kapattı ilk yarıyı. İlk periyotta yaptığı hataları, bu bölümde yapmayan Maccabi ilk 7 dakikasında 15 sayı yediği devrede, kalan 13 dakikada sadece 14 sayı yedi.
İkinci devrenin başında da bıraktığı yerden devam eden bir Maccabi ve girmeyen dış atışlarla oyuna tutunmaya çalışan bir Milano vardı. Ancak fark çok kısa sürede 17-18 sayılara çıktı ve bu bölümden sonra aynı seyirde ilerledi. Bir şeyler üretmeye çalışan ama başarılı olamayan Milano kısaları, topu iyi çeviren ve süreyi eriten Maccabi takımı bize monoton bir ikinci yarı seyrettirdiler. Milano’nun genel oyun yapısı İtalyan Milli Takımı gibi bire bir oynamak üstüne, ya da bu bire birlerden en uygun dış atışı bulmak üzerine kurulu. Bugün sadece 25’te 4 3 sayı isabetiyle oynadı İtalyanlar bu da %16’ya tekabül ediyor. Özellikle Langford, Jerrells ikilisinin bekleneni –en azından verim anlamında- veremediğini düşünürsek, bu üçlükleri de sokamayınca Nokia Arena’dan galibiyet çıkarmak zor oluyor.
Milano’nun Top 16 öncesinde kadrosuna kattığı Daniel Hackett, 14 sayıyla ayakta kalan tek isim oldu diyebiliriz bu akşam. Hackett’ın adı Fenerbahçe ve Anadolu Efes ile de anılmıştı bu bölümde. Milano’ya –eski koçu Banchi’nin de etkisiyle tabii- ne kadar kolay uyum sağladığını düşünürsek, Fenerbahçe Ülker alsa işler farklı olur muydu diye insan düşünmeden edemiyor doğrusu.
Ev sahibi ekipte benchten gelen Tyus ve David Bluthenthal toplam 30 sayı bulurken, yine kenardan gelen Rice 2 ve 3.çeyreklerde maçı koparan hamleleri yapan isim oldu. Hickman’ın da katkılarıyla harika bir performans çıkartan Rice hem Jerrells savunmasında hem de hücumda çok iyi iş yaptı.
Serinin 4.maçı Perşembe akşamı 20.45’te yine İsrail’de oynanacak. Kendi evlerinde yapılacak Final-Four’da olabilmek için İtalyanların hem bu karşılaşmayı hem de seriyi uzatıp evlerinde oynayacakları 5.maçı kazanmaları gerekiyor. Maccabi’ye ise Perşembe akşamı alacakları galibiyet yetecek.