Celtics beni takasla takıma kattığında nedenini biliyordum. Burada nasıl bir rol almam için getirildiğimi biliyordum. NBA kariyerim boyunca oynadığım aynı rol. ”Skorer bir guard.” ”Kenardan gelip, hücuma etki edecek oyuncu.” ”Altıncı adam.” Bu benim dördüncü senemdeki üçüncü durağım olmuştu bile. Bu kariyer yolu bir takımın simge oyuncusu ya da geleceğin oyun kurucusu için çizilmiş bir yol değildi. Lig beni böyle biri olarak görmemişti. Bunu biliyordum.
Takıma geldiğimde bence Celtics taraftarları da bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Benim buraya geniş bir yeniden yapılanma sürecinin bir parçası olarak geldiğimi biliyorlardı ve bu playoff ya da başka bir şeyi düşünme zamanı değildi. Bunlar sadece geçiş yılı olmalıydı. Bilirsiniz işte: Değer topla. Ucuza genç yetenekler bul ve muhtemelen bir o kadar da kaybet.
Ya da en azından bu herkesin söylediğiydi.
Sanırım ben tam da bu yüzden Boston şehri ile çok iyi geçindim ve birbirimizle böyle bağlandık. Hayatım boyunca yaptığım tek şey kazanmak ve iyi basketbol oynamaktı ama şimdi, aniden, profesyonel bir oyuncu olarak insanlar bana yedek olmam gerektiğini söylüyordu. Ve en iyi ihtimal de yeniden yapılanan bir takımın skoreri. Ve bu da bir anlamda Celtics’in bu dönemine çok benziyordu. Celtics var olduğundan beri tek yaptıkları kazanmak ve muhteşem basketbol oynamaktı. Ancak şimdilerde, aniden, insanlar taraftarlarına takımı yeniden kurup, draft hakları kazanmaya çalışan bir takım olduklarını söylüyordu. Ben de şehir de, Celtics takımım da Celtics taraftarları da aynı kalbi ve ruhu taşıyorduk. Biz sadece kazanmak istiyorduk. Şimdi. Ve hiçbirimizin de eleştirilere vakti yoktu. Draft kurası kimin umurunda.
Ve bu daha sonra özel bir şeye dönüştü. Özel bir bağ ve an. Herkes sayılarını ve istatistiklerini çoğalttı. ”Ve uzmanlar… Bu uzmanlar tüm ligi çözdüklerini düşünüyorlar ama beni hiçbir zaman doğru çözemediler.” Ve hiçbir zaman kazanma kültürüne sahip olmanın önemini çözemediler. Taraftarlardan, oyunculara, koçlara, yöneticilere en tepeye kadar. Ve biz buna sahiptik. Burası bana fiziğime aldanmadan bana her zamanki rolümü vermeyen ilk yer, ilk organizasyon ve ilk taraftar grubuydu. Boston Celtics bana mükemmel olma fırsatı verdi ve ben bunu asla unutmayacağım.
İşte bu yüzden insanlar bana sürekli geçen sezonki playoffları soruyor. Kız kardeşim Chyna’nın vefatından sonra nasıl Chicago karşısında sahaya çıkıp, oynadığımı… Fakat ilginç olan esas oynama isteği sebebimin gerçek oynama sebebimden farklı olduğuydu. İlk başta oynamak istemiştim çünkü işler basketbola gelince benim düşünce yapım bu. Hayatta ne olursa olsun basketbol sahasına gidebilirdim. Tek yapmam gereken bir basketbol sahası bulmak ve ne kadar kalırsam kalayım iyi olacağımı biliyordum. Çünkü basketbol benim için hayatın iniş ve çıkışlarında bu demekti. Beni hayattaki her şeyden korurdu.
