Olumsuz yönler
İşin olumsuz yönlerine geldiğimizde tüm teknik ve taktik açıdan olumsuzluklar haricinde en büyük bilinmezlik oyuncunun NBA dışına ilk defa çıkması. 30 yaşında basketbol oynamak için ilk kez Amerika Birleşik Devletleri dışına çıkması hiç kolay bir durum değil çünkü. Bu mental adaptasyon ve uyum sürecini nasıl yaşayacağını ve nasıl aşacağını öngörmek de onu izlemeden imkansıza yakın.
Ayrıca geçtiğimiz sezon daha az oynadığını ve Fenerbahçe Beko’ya sezon ortasında katılana kadar bu sezon maça çıkmadığını da hatırlatmakta fayda var. Bu yüzden en büyük olumsuz yön ya da soru işareti ilk kez Avrupa basketboluna adım atması olabilir. İşin bu kısmında ise devreye giren faktör koç Igor Kokoskov oluyor. 20 yıllık NBA deneyimine sahip olan koç Kokoskov’un onun uyum sürecinde yapacağı hamleler belirleyici olacak.
Bu handikapların yanına bir de bence önemli bir ikili oyundaki savunma eksikliği geliyor. Çünkü Kyle O’Quinn, ayaklarının da biraz yavaş olması sebebiyle hem ikili oyunda devrilen uzunu savunmada hem de adam değişme savunması sonrası kısa karşısında kalmakta sorun yaşaması muhtemel bir oyuncu. Kyle O’Quinn özellikle EuroLeague’de son dönemde hücum eden kısaların karşısına savunmacı seçildiği anlarda zorluk yaşayabilir. Yani savunma tarafında katacağı sertlik, mücadele yanında böyle bir defoyla da geliyor.
Hücum paketleri sınırlı
Zaman zaman hücumda savruk ve sakar da olabilen oyuncu, özellikle Avrupa’ya alışma sürecinde perdelemelerde rakibini devirip sıkça hücum faul yapabilir. Aynı şekilde savunma kısmında da biraz ağır kaldığından şutlara yetişmek için fazla agresif olması kaynaklı fauller yapabilir.
Aman aman bir atletizmi olmadığını hatırlatmakta da fayda var. Hücumda dış şut anlamında da istikrarsız olduğuna yukarıda değinmiştik. Zaten O’Quinn, oyunun hücum tarafında skorer bir uzun olarak da karşımıza çıkmıyor. Hücum paketleri daha sınırlı bir isim. Bu noktada hedef iyi bir tamamlayıcı olması.
Fenerbahçe Beko’nun uzun süredir beklenen pota altı hamlesi Kyle O’Quinn’i değerlendirdik. O’Quinn’i değerlendirmeye alırken ve transferde beklentileri ayarlarken bence en önemli parametre onun ilk kez Amerika Birleşik Devletleri dışına adım atması. Ve bunun hele de sezon ortasında hiç kolay olmadığını hatırlatmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki önümüzde her ne kadar sezon başında kadroya katılmış olsa da Jason Thompson gibi hiç iyi olmayan bir örnek de var. Avrupa basketboluna nasıl uyum sağlayacağı bu transferde en büyük belirleyici faktör olabiilir. Takımda alacağı rol de bu ölçüde şekillenecek. Halihazırda takımın sahadaki net lideri Jan Vesely’i dinlendirecek ve zaman zaman onunla beraber sahada kalacak tamamlayıcı bir uzun eklemesi olarak düşünmek gerekiyor.
VI