Konya’da şampiyon olduk; Samsun’da gruptan çıkamadık. Neden? | #FIBAU18Europe

Genç Millilerimiz ise bu turnuvada B Grubu’nda yer aldı. Formattaki değişikliklerden ötürü her oynanan maç ölüm kalım niteliğindeydi. Yaz aylarındaki şampiyonalarda hiçbir takım ilk turda elenmiyordu. Ancak Samsun’da yapılan yeni düzen neticesinde tipik bir Türkiye Şampiyonası formatı uygulandı. Grupları ilk iki sırada bitiren takımlar direkt olarak çeyrek finale çıkıyordu.

Çeyrek final için de ilk engel Yunanistan’dı. Maça durgun başlasak da ikinci çeyrek ile birlikte ritmimizi yakalamıştık. İkinci yarı bocaladık ancak turnuvaya galibiyet ile başladık. Bu tarz turnuvalarda ilk karşılaşmalar her zaman önemlidir. Biz de ilk engeli kazasız belasız atlattık. Ancak bu engeli atlatırken de sorunlar baş gösterdi. Bir sonraki gün oynayacağımız Finlandiya maçına inanılmaz özgüvenli çıktık. Özgüven iyidir ancak fazla özgüven insanları hata yapmaya zorlar.

Finler de ilk gün Almanya karşısında sahadan farklı mağlup ayrılınca, hemen hemen herkes kağıt üzerinde kolay bir galibiyet bekliyordu. Oyuncularımız bile… Eğer bu karşılaşmadan galip ayrılsaydık, çeyrek finale yükselecektik. Ancak Finlandiya resmen bize parkede ders verdi ve galibiyeti koparan taraf oldu. Daha sonrasında da rakibimiz güçlü Almanya’ydı. Kadro kalitesi olarak bizden çok daha iyi olan Almanya, son bölümdeki rahat oyunuyla galibiyete uzandı. Millilerimiz de aldığı bu mağlubiyet ile birlikte şampiyonaya erken veda etti.

c0v-qliwiaa1aa8

Bu erken vedanın birçok sebebi var tabii ki. Ancak en önemlisi şampiyonaya gelemeyen oyuncularımız. ‘’Bu bahaneye sığınma, çoğu ülkenin de oyuncuları yoktu!’’ diyebilirsiniz tabii, haklısınız da. Fakat bu eksikler en çok Milli Takımımızı vurdu. NCAA’de yer alan Ömer Faruk Yurtseven bu takımın %30’u. Bunu sadece ben söylemiyorum. Tüm hücum kurgularımız, savunma kurgularımız onun üzerineydi.

Turnuvadaki diğer ülkelerin eksikleri olsa da kadrolarında en az bir lider oyuncu bulunuyordu. Örneğin Fransa’da Killian Tillie yoktu belki ama Frank Ntilikina sahadaydı. Aynı şekilde Richard Freudenberg&Isaac Bonga ikilisi Almanya’nın eksikleriydi ama Isaiah Hartenstein sorumluluk aldı. Bizde ise Ömer Faruk Yurtseven’in yokluğunda böyle bir ana parçayı sahaya sürme imkanımız olmadı. Ayrıca Onuralp Bitim’in sakatlığı da bizi turnuva öncesinde derinden yaraladı. Forvetlerimizden beklediğimiz katkıları alamadık. Zaman zaman üç oyun kurucu ile sahada olduğumuzu hatırlıyorum.

Aynı şekilde NCAA’de olduğu gerekçesiyle Muhammed Erkam Kırış da Samsun’a gelemedi. Erkam Kırış, ribauntlardaki en önemli silahlarımızdandı. Anlayacağınız yukarıda da bahsettiğim gibi turnuvanın ertelenmesi en çok bizi vurdu. İlk beş içerisinde kapatabileceğimiz şampiyonada gruptan çıkamadık.

Turnuvanın ertelenmesi en çok bizi vurdu! 

5 YORUMLAR

  1. 94, 95, 96, 97 jenerasyonları Avrupanın altını üstüne getirdi, alınmadık madalya bırakmadı.
    Sonuç; draft olmuş oyuncu sayısı: 2
    nba oynayan oyuncu sayısı: 0
    Bu turnuvalarda ezdiğimiz takımlar
    hırvatistan; draft: 5 oynayan: 4
    ispanya; draft: 3 oynayan: 2
    fransa; draft: 6 oynayan: 2
    sırbistan; draft: 5 oynayan:1
    yunanistan; draft: 3 oynayan: 2
    Kısacası altyapı takımları kupa almak için kurulmaz oyuncu yetiştirmek için kurulur. TBF de bir gün farkına varır umarım.

    • Çok doğru bir yorum olmuş. Alt yapıda bu kadar şampiyonluk sonrası, bu kadar az oyuncu yetiştiren başka bir ülke yoktur sanırım.

  2. Kural çok basit olmalı, genç isimlerin yolunu açacak ve adım adım üste taşıyacak.
    Bizim NCAA gibi bir yapımız yok, bu sebeple kendi genç isimlerimize yol açmak zorundayız. Yoksa rekabet etsin, formayı kapsın gibi basit kelimelerle geçiştirilemez bu konu.
    BSL: SAHADA EN AZ BİR GENÇ TÜRK OYUNCU bulundurmak zorunlu olsun. Kural U22&U23 hatta U24 bile olabilir. Ancak genç isimlerin rekabet edebileceği ve BSL’ye adım atabileceği bir yol açılmalı. Yaşını doldurduktan sonra da 6 yabancı ile rekabete girebilir. Üstelik böyle bir yapı da altyapıya yatırım yapan Banvit, Tofaş, KSK gibi takımları otomatik olarak ödüllendirmiş olursun. Böylece her takım altyapı yatırımını artırmak zorunda kalır. Ömer Faruk gibi isimler NCAA yerine BSL’ de süre kapma yarışına girer. Üstelik böyle bir kuraldan Emir, Dixon gibi devşirmeler; Semih, Sinan gibi yerli isimlerde faydalanamaz ve daha da zorlaşan rekabet içerisinde kalırlar.

  3. Tugla dizer gibi tekrar tekrar anlatiyorsunuz yapilabilecekleri. Boyle platformlarda sizleri okudukca umitleniyorum. Artık gerçeklerle yüzleşmemiz lazım, Türk basketbolu icin gerekli yeterli kararlarin acilen hayata gecirilmesi lazim..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler