Frank Ntilikina hücumda çok önemli bir silah. Evet, ancak sadece hücumda değil, savunmada da inanılmaz bir potansiyele sahip. Gençler Avrupa Şampiyonası’nı yakından takip edenler onun bu potansiyelinin kesinlikle farkına varmıştır. Fiziksel özellikleri onu savunmada bir adım öne çıkarıyor. Kulaç uzunluğu sayesinde pas aralarına rahatlıkla girebiliyor. Nitekim yukarıda da belirttiğim gibi Samsun’da maç başına 2.2 top çaldı. Ayrıca savunmadaki duruşu, pozisyon alışı ve ayak koordinasyonu oldukça iyi. Koçlar her zaman genç oyunculara ‘’Ellerinizle değil, bacaklarınız ile savunma yapın!’’ derler. Frank Ntilikina da savunmada bacaklarını çok iyi kullanıyor. Tam saha baskı konusunda da bir hayli efektif ve çalışkan.
Ayrıca sizlere Frank Ntilikina’nın ne kadar önemli bir savunmacı olduğunu istatistiklerle tekrar göstermek istiyorum. Genç Fransız, Samsun’da çıktığı altı maçta çok önemli rakiplere karşı oynadı. Şampiyonanın ilk maçında Rusya’nın en önemli oyuncusu olan Grigory Motovilov ile eşleşti. Ntilikina ayrıca Sani Campara, Arnas Velicka ve Aleksa Uskokovic gibi bu jenerasyonun önemli isimleriyle de Samsun’da karşılıklı oynadı. İşte bu bahsettiğim oyuncuların hiçbiri Frank Ntilikina karşısında çift haneli skor üretemedi. Evet, yanlış okumadınız.
Şampiyonanın final maçında Arnas Velicka 8 asist yapmasına rağmen, 9’da 2 saha içi isabet oranıyla sadece 4 sayı atabildi. Genç oyun kurucu, çeyrek ve yarı finallerde muazzam performanslar sergilemişti. Rusya maçının son saniyesinde akıl almaz bir basket ile takımını yarı finale taşıyan Arnas Velicka, yarı final maçının son bölümünde de tüm kontrolü eline almış, ülkesini finale taşımıştı. Ancak oynadığı son iki maçta bu denli çıtayı yükselten genç Litvanyalı, Frank Ntilikina karşısında pek de etkili olamadı.
Aynı şekilde çeyrek finaldeki Bosna Hersek maçı. Boşnakların en önemli oyuncularından olan Sani Campara, Frank Ntilikina karşısında 23 dakika sahada kalabildi ve sadece 6 sayı attı. Yani kısacası Frank Ntilikina, ne kadar iyi bir savunmacı olduğunu bu şampiyonada herkese gösterdi. Eğer ‘’En İyi Savunmacı’’ ödülü olsaydı, Frank Ntilikina onun da sahibi olurdu.
Özellikle altyapılarda kaliteyi artırmak adına, bu tarz kaliteli siyahi oyuncuları devşirmek gerektiğine inananlardanım. Aralarında üst düzey olabilecek isimleri de milli takımlarımıza monte edebiliriz. Fransa gibi uluslararası bir takım olmayı tabii ki istemeyiz ancak kaliteyi bir üst seviyeye çekmek için altyapılarda böyle genç isimlere şans verilmelidir.
Örneğin bu seneki U20 takımımızda Nikilita gibi bir isim olsa, pota altında Ömer Faruk ile beraber takım çok daha rahat oynayacak, daha üst seviyeleri zorlayacaktır. Ya da Antetekumpho gibi bir isim Yunan milli takımındaki havayı değiştirmiş durumda. Aynı tarz bir oyuncu bizim milli takımımızda olsa neler yapardı?
Bir çok balkan ve Türk Cumhuriyetlerinden gelen devşirme oyuncularımız hem ligimiz de hem de milli takımımızda görev alıyor. Burada biraz daha kaliteyi artırmak adına, büyük kulüplerimiz Afrika özelinde de tarama ve araştırma yapabilir. Hem biz kazanırız, hemde basketbol kazanır.