Spor Toto Basketbol Süper Ligi’nin beşinci haftasının kapanış maçında Darüşşafaka Doğuş, Fenerbahçe’yi Volkswagen Arena’da konuk edecek. David Blatt ve Zeljko Obradovic’i bu sezon, resmi maçlarda ilk kez karşı karşıya getirecek müsabaka Lig TV3 üzerinden canlı yayınlanacak.
Bu hafta EuroLeague mesaisi esnasında yara alan ve Unics Kazan karşısında maçın yanı sıra Ataşehir’deki 23 maçlık yenilmezlik serisini de kaybeden Fenerbahçe, playoff sıralaması açısından azımsanamayacak bir öneme sahip maçta Zalgiris Kaunas’ı deplasmanda zor da olsa mağlup ederek EuroLeague sahnesindeki üçüncü galibiyetini elde eden Darüşşafaka Doğuş ile kozlarını paylaşacak. Hatırlayacağınız üzere sezon öncesinde Darüşşafaka Doğuş ile Fenerbahçe, Zadar Doğuş Basketbol Turnuvası’nın finalinde karşı karşıya gelmiş ve mücadeleden zaferle ayrılan taraf 75-65’lik skorla David Blatt’ın ekibi olmuştu.
Not: Fenerbahçe, Darüşşafaka Doğuş ile oynadığı son beş resmi karşılaşmadan da galibiyetle ayrıldı. Geçen sezon BSL ve EuroLeague’deki ikişer maçı da kazanan sarı lacivertli ekip, geçtiğimiz sezon Bursa’da düzenlenen FIAT Türkiye Kupası’nın finalinde ise Bogdan Bogdanovic’in son saniyedeki basketiyle rakibini 67-65 mağlup ederek kupaya uzanan taraf olmuştu.
Benim için yazması da okuması da değerlendirme kısmına oranla sıkıcı girizgah bölümünü geride bıraktıktan sonra karşılaşmanın hikayesi özelinde iki takımın da yapabileceklerine, sözü çok da uzatmadan, değinme niyetindeyim. Zadar’da oynanan maçı Darüşşafaka’ya getiren en önemli etkenlerden biri, Fenerbahçe’nin kısa oyuncularına yapılan amansız baskı olmuştu. Tabii burada, bu baskının getirdiği olağan geçiş hücumu tercihlerinde, zaman zaman da yükselen tempoyla birlikte, Daçka’nın sarı lacivertlileri topsuz oyun savunmasında çaresiz hale getirmesinin önemli nedenlerinden biri de Nikola Kalinic’in yokluğuydu. Bu akşam oynayıp, oynayacak mı bilmiyorum, konuyla ilgili resmi bir açıklama var mı onu bile bilmiyorum ama oynadığı takdirde Sırp oyuncunun varlığı Fenerbahçe’ye artı yazacaktır.
Bogdan Bogdanovic’in de durumunun belirsiz olduğunu, oynaması halinde bile ne denli katkı verebileceğinin sakatlıktan yeni çıkmış bir oyuncu için fazlasıyla soru işareti barındıracağını düşünecek olursak Daçka’nın oyun kurucular üzerinde yapacağı baskı, oyunun seyri açısından oldukça belirleyici olacaktır. Bu noktada kastımın baskı temelli top kayıpları olduğunu düşünmenizi istemem zira maçın çok büyük bölümünde, Fenerbahçe üzerinde bu baskıyı hayata geçirmeniz pek mümkün değil. Dönem dönem Zeljko Obradovic’in ekibini yanlış hücum tercihleri ve kötü şut saati kullanımına sürükleyebilmek Daçka’nın temel hedeflerinden biri olacaktır, ki sarı lacivertliler, Sloukas ve Dixon, konfor alanlarının dışında oynamak zorunda kaldığında pek tat verir konumda değiller.
David Blatt’ın takımı için baskı unsuru ne denli kıymetli ise Fenerbahçe için de Daçka’nın yetersiz uzun rotasyonu ve boyalı bölgedeki hem nicel hem de nitel eksikliğinden faydalanabilmek o denli kıymetli. Burada Ekpe Udoh’un performansının maçı taşıyabileceği noktadan bahsetmeye gerek olmadığı gibi Jan Vesely’nin, Darüşşafaka’nın dört numaralı pozisyonda oynayan oyuncularına karşı vereceği sınavın tam aksi şekilde, maç içerisinde irdelenmesi gerektiği kanısındayım. Çek yıldızın yay gerisi savunmasına çıkmak durumunda kalacağı her pozisyon, Fenerbahçe’ye ribaundlarda eksi olarak yansıyabilir. Dürüst olayım, eğer oynarsa, Nikola Kalinic’i olağandan biraz fazla sürelerde dört numaralı pozisyonda izleyebileceğimizi ve bu yolla Fenerbahçe’nin beş numara rotasyonunu da diri tutmaya çalışabileceğini düşünüyorum.
Kostas Sloukas ve Bobby Dixon, Daçka tarafından uzun süre konfor alanlarının dışına çıkarılamaz ise Jan Vesely-Ekpe Udoh ikilisinin hücum tarafında oldukça dominant bir oyun ortaya koyması olası gözüküyor. Oyun ve set temposu yukarı çıkıp, pozisyon adedi artarsa ibre biraz daha Darüşşafaka Doğuş’a kayabilir. Fenerbahçe, tempoyu aşağı çekerek baskı altında oyunu ne kadar süre kontrolü altında tutabilecek sorusunun cevabını ise hep birlikte göreceğiz.