Westbrook durumu imkansız hale getiriyordu, 2 Kasım’daki Clippers maçı Westbrook için 3 Kasım’daki Warriors ya da 5 Kasım’daki Timberwolves maçı kadar anlamlıydı. “Kim, hangi gün, ne zaman, ilerleme, ilerlememe, ben sadece nasıl tek bir şekilde oynamayı biliyorum” dedi. “Başka hiçbir şey yok. Buna ihtiyacım yok. Zaten buna sahibim. Görevim elimden gelen her şeyi ortaya koymak. Rekabeti diğer insanlar düşünmeli. Ben değil. O oyunları izleyin ve bana aynı şekilde oynamadığımı söyleyin.”
O ilk önce Pop Warner’ın ikili mücaledeleri arasında darbe alan ve defans oyuncusu seviyesini arayan arka tarafa koşan bir futbol yıldızıydı. Orta saha koşularının işareti olarak kolunu saran yaralara gözünü dikerek “Çarpmayı seviyorum” dedi Westbrook. “Temas etmeyi sevdim.’’ Dub’lara yaptığı gibi T-Wolve’lara göre hiç mola almadan, kayıpları tolere etmeden, ızgarayı parkeye taşıdı. Fakat sonra çok iyi tanıdığı bir NBA yıldızından bir teklif ulaştı. “Spor karşılaşmalarını izlemek için para ödemiyorum fakat Russell Westbrook’un Golden State’e karşı oynadığını görmek için ödeyebilirim.’’ İşte buna çılgınca güler.
Medya ve taraftarlar abartmaya eğilimlidir, fakat Westbrook akranları bile normalde doğal fenomenler için yapılan yeni kampanyası hakkında tahminlerde bulunuyorlardı. Her gece, en çok da 3 Kasım’da, söndürelemez bir şekilde ateş püskürmesini bekliyorlardı. Oyun başına 35 sayı ile oynayabilir mi? Triple double yapabilir mi? Oracle Arena’da bire karşı dört yapabilir mi ve potayı direkten sökebilir mi? Şampiyonun kaderinin önceden belirlendiği bir sezonda —ve aynı şekilde ikincinin— Westbrook en çekici konudur.
Abartılı reklamın bir temeli var. Durant 2015’in başında ayak ameliyatından sonra iyileşme sürecindeyken Westbrook iki ay boyunca, sıradan görünen 40/15/10 istatistik yaparak Oscar Robertson’u anımsatan hücuma kalkıştı. O sıkıcı soru aklına takılmaya başladı —82 maç boyunca Westbrook zincirinden kurtulan Durant ne yapabilirdi?— Westbrook ne yapabilirdi? Bu soruya iki şekilde cevap verebilirdi, sonuçta yalnız hareket etmesinin hiçbir tehdit oluşturmadığı Oklahoma City’e çılgın eğlence ortamına dönmek, ya da topu dolaştırmak ve yeni bir merkeze doğru çekişmeyi taşımak.
Donovan “Farz edelim ki Russell oyandığı her maçta bir yıkım makinesi haline geldi: Buradaki gelişme ne?” der. “Russell’da geri kalanları tamamlayıp, Russell’a yardım edebilir misiniz? O çok parlak biri. Bence ona güvenen insanlara sahip olmanın önemini anlıyor.”
Bazen yıkım topu galip gelir. 2000-01 sezonunda Allen Iverson; George Lych, Tyrone Hill, Theo Ratliff ve Eric Snow takım dizilişi ile başlayan 76ers’ı NBA Finalleri’ne taşıdı. Asistan Koç Maurice Cheeks artık Thunder’daydı. Donovan “O takım hakkında konuşurduk” der. “Iverson atışların çoğunu alır ve skor yapardı. Harika savunma ve ribaund oyuncuları vardı. İstatistiklere bakarsanız, Iverson üzerinde çok eğilinirdi, atış yaptığında takımları mahvederler ve hücum ribaundları alırlardı.’’