1912’de kurulan Karşıyaka’da basketbol şube 1966 senesinde kuruldu. Türkiye’nin en köklü klüplerinden olan İzmir temsilcisinin 2012 sezonuna kadar oynadığı finaller şöyle;
- 1984 Lig Finali
- 1987 Lig Şampiyonluğu
- 1987 Cumhurbaşkanlığı Kupası
- 2005 Türkiye Kupası Finali
Taraftar, altyapı ve yıllardır ligde var olmayı baz aldığımızda, Karşıyaka gibi bir klüp için bu rakamlar gerçekten az. Karşıyaka’nın 2012 sezonuna kadar yaşadığı senaryo belliydi, evinde taraftarıyla büyük takımları mağlup edip, ligi ortalarda bitirip çeyrek finalde elenmek. Arada istisnalar olsa da bu senaryo yıllar boyu devam etti.
2012 senesinin başında takımın başına Ufuk Sarıca getirildiğinde önümüzdeki 2 sene boyunca yaşanacakları hangi Karşıyaka taraftarına sorsak gülerdi. Sarıca ve ekibi 2012 sezonunda ligi 23-7 gibi bir galibiyet yüzdesiyle tamamlarken Galatasaray, Fenerbahçe ve Efes gibi Euroleague takımlarına evinde geçit vermedi. Katıldığı Eurochallenge kupasında ise turnuvayı adeta domine eden bir performans sergileyen Kaf-Kaf turnuvada finale kadar yükselse de talihsiz bir final maçı sonrası kupayı bir sayılık fark ile elinden kaçırdı. Eurochallenge kupası Avrupa’nın 3.kupası olsa da, bu kupayı daha önce kazanan sadece 2 takımımız olduğunu burada belirtmekte fayda var. Ligde ise çeyrek finalde güçlü Fenerbahçe’yi maç kaybetmeden eleyen Karşıyaka, yarı finalde sezonun şampiyonu Galatasaray’a elendi.
2012-2013 sezonu klüp tarihine en başarılı sezon olarak geçti. Karşıyaka tarihinde ilk kez Eurocup’ta oynama hakkı elde etti. Sezon sonunda Ufuk Sarıca’nın takımda kalıp kalmayacağı çok konuşuldu ve Sarıca ile yola devam kararı alındı.
2013-2014 sezonuna girilirken takımda sadece 3 isim kaldı. Ufuk hoca ana kadroyu korumak istese de şartların oluşmaması O’nu yeni bir takım oluşturmaya yöneltti. Transfer döneminde Karşıyaka’nın kaderini değiştiren isim ise Sarıca’nın Efes’ten eski öğrencisi Esteban Batista oldu. Türkiye Kupası’na ligde 11 galibiyet 6 mağlubiyetle gelen Karşıyaka, Eurocup’ta da bir üst tura çıkmayı başarmıştı.
Türkiye Kupası için ise Ufuk hocanın sezon başından beri hedefi belliydi, final oynamak. Uzatmaya giden zorlu Telekom maçı sonrası Pınar Karşıyaka’nın rakibi Fenerbahçe Ülker oldu. Ligde Fenerbahçe’ye evinde tek mağlubiyet yaşatan takım Karşıyaka’ydı ancak tüm basketbol kamuoyundaki genel kanı Fenerbahçe’nin büyük favori olduğu yönündeydi. Fakat Karşıyaka tüm bunlara cevabı sahada verdi. Maç boyu rakibini yanına yaklaştırmayan İzmir temsilcisi kimsenin beklemediği rahat bir galibiyet aldı ve finale uzandı. Finalde ise rakip bir diğer Euroleague takımı Anadolu Efes oldu. Ufuk Sarıca’nın elindeki dar rotasyona karşı Vangelis Angelou çok geniş bir rotasyonla özellikle savunmayı çok diri tuttu. Ancak Ufuk Sarıca ve ekibi 2 senede çıktığı 2.finalinden bu sefer galip taraf olarak ayrıldı ve klüp tarihinin ilk kupasının sahibi oldu.
Ufuk Sarıca öncesi 3 final oynayan Karşıyaka, 2 senede 2 final ve 1 kupa gördü. Peki şimdi ne olacak? Bence sorulması gereken esas soru bu. Çok basit iki seçenek var, Ufuk Sarıca ile tamam veya devam. İlk seçenek eski senaryoya dönüş demek. Elde edilen tüm bu ambiyansın, bu birliğin tek kalemde silinmesi demek. Peki ya ikinci seçenek ? İkinci seçenek Karşıyaka’nın geleceği açısından şüphesiz en doğru karar olur. Basketbol yönetiminin bir an evvel bir karar alıp Ufuk Sarıca ile uzun soluklu bir kontrat imzalaması ve Euroleague seviyesine ulaşmak için sağlam adımlar atması lazım. Sadece yeni kontrat çözüm olmaz elbette, klüp olarak hedefler doğrultusunda büyümek de çok önemli. İki senede bu kadar başarıyı tadan taraftar da, eminim ki yaşadıkları semtlerin takımına desteği hiçbir zaman esirgemeyecektir.
9 Şubat 2014’te, belki de Karşıyaka’nın yeni geleceğinin temelleri atıldı. Doğru planlamayla, doğru adımlar atılırsa, belki Euroleague’deki takım sayımız artar, ne dersiniz?