Amerika’da geçirdiği dört senenin ardından neden EuroLeague’e döndüğü sorusuna cevap verirken hiç tereddüt etmiyor Lauvergne:
EuroLeague kupasını kazanmak istiyorum.
Fransız uzunun EuroLeague’deki ilk tecrübesi 2012 senesinde Elan Chalon takımıylaydı. Şubat 2014’te NBA’ye gidene kadar ise Valencia Basket, Partizan ve Khimki Moskova takımlarında forma giydi. Bu sezon için onun aklını çelebilecek çok fazla takım yoktu. Fenerbahçe muhtemelen bunu yapabilecek tek kulüptü. Şimdi ise senelerdir içinde yanıp tutuşan bir isteği tamamlamak için geri döndü.
“Yeniden Avrupa’da olduğum için mutluyum.” diyor Lauvergne ve devam ediyor: “Kariyerimin sonuna gelmeden önce en az bir tane EuroLeague kupası kazanmış olmak istiyorum. Bu yüzden, bir gün mutlaka Avrupa’ya döneceğimden emindim. Ve Partizan’da oynadığım dönemden beri Fenerbahçe forması giymeyi çok istiyordum.”
Lauvergne’nin bu uzun süreli Fenerbahçe hayalinin ise temel sebebini iki kelime ile açıklamak mümkün: Zeljko Obradovic. Efsanevi Sırp koç hem oyuncu hem koç olarak Partizan’la Avrupa kupaları getirdiği Belgrad şehrinde tam anlamıyla bir ikon. Lauvergne de Partizan’da geçirdiği iki sezon içerisinde Obradovic ile alakalı hayranlık uyandıran hikayelerden başka hiçbir şey duymamış. Aslına bakarsanız Fransız oyuncu Partizan forması giymesinden çok daha önce, Partizan’ı uzaktan takip eden genç bir taraftar olarak zaten Obradovic hayranıymış.
“14 veya 15 yaşlarımdayken, Partizan oyuncusu olmak için can atıyordum.” diyor. “Çok parası olmayan fakat muhteşem taraftarları ve başarıları olan bu takım hakkında çok fazla şey duyuyordum. Böylece internette eski Partizan videolarını aramaya başladım. Partizan, 2010 senesinde, 18 yaşımdayken, Final Four oynama başarısı göstermişti ve Leo Westermann ile beraber maçları izlemeye gitmiştik. Partizan’da oynamayı ne kadar çok istediğimiz hakkında konuşmaya başladık ve birkaç sene sonra ikimiz de bunu başardık!”
Obradovic hakkında bugüne kadar çok fazla şey duymuş olan Lauvergne, birlikte geçirdikleri süre içerisinde Obradovic’le ile alakalı hiçbir şeye şaşırmadığından bahsetti:
“Nasıl biri olduğunu ve bizden ne beklediğini biliyorum. Sırbistan’dan veya onun için oynamış birçok arkadaşım var. Obradovic’in düşünce şekli ve oyuncularından ne istediği ile alakalı her şeyi anlattılar bana. Koçun takıma kattığı şekilde bir atmosfere ihtiyacım var. Sizden fazlaca beklentisi olan ama aynı zamanda çok da dürüst biri. Ondan ne beklemeniz gerektiğini biliyorsunuz. Her şeyi kazanmak istiyor, beklentileri çok yüksek. Fakat oyuncularından ne istediği her zaman çok açık ve herkes ile aynı şekilde konuşuyor, kim olduğunuz önemli değil. Size karşı dürüst davranır ve sizden ne beklediğini tam olarak anladığınızdan emin olur.”
Lauvergne’nin Fenerbahçe’de oynamak istemesinin tek sebebi Obradovic’in varlığı değil. 27 yaşındaki oyuncunun dediğine göre İstanbul’daki yaşamı tadabilme fırsatı da onun kararında etkili olan faktörlerden biriymiş:
“Fenerbahçe’nin çok branşlı ve her sene EuroLeague’in zirvesine oynayan tutkulu bir kulüp olmasını çok seviyorum. Ve tabii ki taraftarın da harika olduğunun farkındayım. Ayrıca İstanbul’da yaşama konusunda da çok heyecanlıyım. Basketbol dışında da birçok şeyle ilgileniyorum, farklı kültürleri tanımaktan keyif alıyorum. İstanbul’da koca bir tarihin yattığını biliyorum ve şehri daha yakından tanımak için sabırsızlanıyorum. Şu ana kadar günlerimiz hep antrenmanlar ve şehir dışına seyahatlerle geçti ama en kısa zamanda İstanbul’u keşfe çıkacağım.”
Böyle açık görüşlü bir insanın EuroLeague’in çok uluslu ve çeşitli yapısından fazlasıyla etkilenmiş olduğunu duyduğumuza da şaşırmadık:
“Gençliğimden beri EuroLeague’in büyük bir hayranıyım. Bir hafta bir İspanyol takımına karşı, bir sonraki hafta bir Rus takımına karşı, daha sonra ise bir Yunan takımıyla oynuyor olmayı seviyorum. Avrupa’nın farklı yerlerine seyahat etme ve yeni yerler keşfetme fırsatınız oluyor. Gittiğiniz her yerde basketbol biraz daha farklı oynanıyor. Zeki oyuncularla oynanan akıllıca bir basketbol.”
Hatta Lauvergne, EuroLeague’in o kadar büyük bir hayranı ki Amerika’da olduğu süreçte bile ligle iletişimini koparmamaya çalışmış. Bu sene yeniden Zalgris’e katılan en yakın arkadaşı Westermann ve EuroLeague’in resmi internet sitesi sayesinde hep takipte kalmış.
“Sonuçları sürekli takip ediyordum ve siteden de videoları izliyordum. Ayrıca Westermann benim en yakın arkadaşım bu yüzden neredeyse her gün konuşuyoruz. Son birkaç sene onun için çok zor geçti sakatlıklar dolayısıyla. Elimden geldiğince onu desteklemeye çalıştım. İki ileri bir geri gitmek zorunda kaldığı dönemler oldu ancak iki sene öncesinde de Zalgris’te olmaktan çok keyif alıyordu. Koçuyla ve takım arkadaşlarıyla çok mutluydu. Yeniden Zalgris’te olduğu için onun adına çok mutluyum. Umarım tıpkı eski sezonlarındaki gibi bu sezon da onun için harika geçer.”
En yakın arkadaşı için olan bu düşünceliliğinin yanı sıra Lauvergne’nin ilgilenmesi gereken kendi işleri var. Partizan’da oynamak, NBA’e gitmek, Obradovic’in Fenerbahçe’sinde oynamak gibi bireysel hedeflerine ulaşmasından sonra kendisine yepyeni bir hedef belirlemiş durumda ve bu hedefe ulaşmak için ilk günden beri hazır olduğu konusunda ısrarcı.
“Geçtiğimiz birkaç sene içerisinde çokça kez takım değiştirdim. Bu yüzden yeni bir takıma adapte olmak benim için çok zor değil. Burada, Fenerbahçe’deki atmosferin tadını çıkarmak ve EuroLeague’i kazanmak istiyorum. Bu her şeyden önemli.”
Onun aleyhine iddiaya girer misiniz?