Yazı: Onur Coşkun, TrendBasket
Bir dönem yaşamlarımızda yer almış ve daha sonra yaşamlarımızdan ayrılmış insanları genelde vedalarıyla hatırlarız. Bu bize zihnimizin yarattığı bir kabul ediştir esasında. Sporcuları da kendi hikayemizin içerisinden ayrıldıkları anlarla hatırlamayı tercih ederiz. Anımsama yoluyla hayatı irdeleme dediğimiz şey biraz da üzerine konuşma isteği uyandıran vedanın bağlamıdır. Açıkçası hikaye konuşmanın ama konuşurken hiçbir şey anlatmamanın çok yaygın olduğu günümüz spor dünyasında biraz başlangıçları da irdelemek gerekiyor.
Bu yazıda Joffrey Lauvergne, Jan Vesely ve Ekpe Udoh üzerinden bu üç oyuncunun da kimliklerini kazandıkları yapıların tamamen farklı olduğunu kabul ederek başlangıç karşılaştırması yapacağım. Joffrey Lauvergne’in Fenerbahçe’ye geldiği kariyer dönemi ve geliş biçimi itibarıyla daha iyi bir başlangıç yapacağını düşünüyordum. Fakat şu aşamada itiraf etmeliyim ki mevcut yapı içerisinde bu denli esnek bir forma dönüşebileceğinin sinyallerini Kasım ayının sonundan itibaren vermesini beklemiyordum.
Bakalım Fenerbahçe’nin son beş sezonundaki üç önemli pota altı oyuncusu Fenerbahçe kariyerlerindeki ilk 12 EuroLeague maçında ne yapmış? Burada oyuncuların sarı lacivertli ekibe katıldıkları dönemin şartlarını da yazının akışı içerisinde ihmal etmediğimi belirtmem gerek. Bağlam farkının yarattığı yaklaşım farklılığı da buradan doğuyor. Aksi takdirde sürtünmesiz ortamda deneysel çalışmaya çalışıp hiçbir şey anlatmamış olurdum.
Joffrey Lauvergne Fenerbahçe’deki ilk 12 EuroLeague maçında Jan Vesely’e ve Ekpe Udoh’a göre daha az süre aldı. Jan Vesely’den dört top az kullanırken Ekpe Udoh’tan 22 top az kullandı. Lauvergne Vesely’den bir saha içi isabeti fazla bulurken Ekpe Udoh’tan altı saha içi isabeti daha az buldu. Lauvergne ilk 12 EuroLeague maçı itibarıyla 52/76 saha içi isabetiyle oynarken Vesely 51/80 saha içi isabetiyle oynamıştı. Ekpe Udoh aynı maç sayısında 58/98 saha içi isabeti kaydetmişti.
Diğer bir farklılık da Lauvergne’nin forma giydiği 12 maçın da EuroLeague’in yeni formatı içerisinde yer alması. Şöyle ki Jan Vesely’nin ilk on maçı eski formattaki normal sezon maçlarına denk gelirken Ekpe Udoh’un bu süreçteki sekiz maçı yine eski formattaki normal sezona denk gelmişti. Takımların daha düşük viteste geçip Top 16 aşamasına hazırlık olarak gördüğü dönemin daha yoğun bir takvimle daha sıkı bir rekabetin oluştuğu yeni EuroLeague sistemine göre daha az hedef maç vadettiği çok açık. Fenerbahçe’nin bu sezonun ilk 12 maçında çıktığı deplasman maçlarını ve o maçların zorluk derecelerini de hesaba katarsak Joffrey Lauvergne’nin sergilediği performansın Nisan ayı ve sonrası için heyecan yaratacak düzeyde olduğunu söyleyebilirim.
Sarı lacivertli ekibin halihazırda ulaştığı oyun düzeyi ve bu oyun düzeyine ulaşım zamanlaması Zeljko Obradovic’in kariyerinde bile pek alışık olduğumuz bir durum değil. Geçmişte örneklerini sıkça gördüğümüz gibi Şubat ayının ortasından itibaren ivme kazanmaya başlayıp Mart’ta ve Nisan’da mevcut yapının zirve noktasına ulaşan Zeljko Obradovic takımlarıdan daha farklı bir takım izliyoruz. Bugün yakalanan düzeyin Mart’ta ve Nisan’da üzerine çıkılabilmesi için Joffrey Lauvergne’nin biraz daha fazla söz sahibi olmasına ihtiyaç var.
NBA’deki son takımının San Antonio Spurs oluşu Joffrey Lauvergne’nin Zeljko Obradovic’in istediklerini anlamada işini kolaylaştırdığı kanaatindeyim. Jan Vesely’e ve Ekpe Udoh’a oranla burada oynanan basketbola hafızasında daha çok yer vererek gelmesi Lauvergne’i devam eden sezonda sahip olacağı birikimle birlikte farklı bir yere götürecektir.
Fenerbahçe’nin mevcut oyun seviyesinin üzerine çıkabileceği iki vitesi daha olduğunu ve bu iki vitesten birinin Joffrey Lauvergne’nin merkezde yer alacağı bir yaklaşımla ortaya çıkacağını düşünüyorum. Playoff zamanı geldiğinde buralarda artan bir Joffrey Lauvergne hayran kitlesiyle karşılaşmamız mümkün.