NBA’de oynamak için dondurmak zorunda olduğu kolejde geçirdiği yılda Brown, kurumlaşmış sporun eğitimi nasıl etkilediği üstüne tez yazdı.
‘’Konu hakkında araştırma yaparken çok etkilendim. Bazı insanların kazanması, bazılarının kaybetmesi için belli şeylerin olması gerektiği fikri Amerika’da yaygın. Bazıları sonraki milletvekili olmak zorunda, bazıları ise McDonalds’da çalışmak ya da hapse girmek zorunda. Amerika’nın işleyiş şekli bu. İnsanların hem en üste hem en alta savrulmasına zemin hazırlayan bir makine.
Çok güzel bir yere gelmiş de olsam basketbol olmasa halimin ne olacağını kim söyleyebilir ki? Bu beni arkadaşlarımı düşünmeye de itiyor. Küçük kardeşlerim ve kuzenlerim sosyal hareketliliğin hayatlarına nasıl şekil verdiğinin farkında olmadan yaşamlarına devam ediyorlar. Keşke daha fazlasını onlara açıklayabilsem. Elit kesimin elit, fakirin ise fakir kalması içi dizayn edilmiş bariyeri aşmış olduğum gerçeği, benim imkanlarıma sahip olmayanları unutmamı gerektirmiyor.’’
Colin Kaepernick’in Trump’ın Beyaz Saray’a seçilmesinden önce başlattığı polis şiddeti ve ırkçılığa karşı protestolar hakkında ne düşünüyor?
‘’Barışçıl ve başarılıydı. İnsanların düşünmesini sağladı. İnsanların iletişime geçmesini sağladı. Genellikle insanlar hayattaki rollerinden rahattırlar ve zor durumda olanları düşünmezler. Colin kendi kariyerini feda etmek uğruna ırkçılık ve polis şiddetine karşı geldi. Ben de dahil olmak üzere bu ülkedeki birçok insan adına konuşuyor.’’
Brown, tüm bu yaşananların Colin’in kariyerini tehlikeye attığını mı düşünüyor?
‘’Kesinlikle. Durumun geldiği hal beni şoka uğratmadı. Colin NFL’e dönüp, başka bir takım bulmak istiyordu. Ama ben bunun imkansız olduğunu biliyordum. Onu aralarına geri almayacaklarını biliyordum. Kimse medya baskısını ve riski almak istemedi.
Gerçek olan bu çünkü spor bir kontrol mekanizması. İnsanların izleyecek sporları olmazsa hayatı daha fazla sorgularlar. Yoksulluk ve açlık için çok daha fazla insan tepki gösterir. Spor, bu tür bir enerjinin pozitif şekle aktarıldığı bir yol. Kim bilir spor olmasa bu çocukların yarısı ne yapardı?”
Son 50 yıldır aynı sorunlarla boğuşuyoruz. Bazı şeyler tamamen değişti ama bazılarının kökü topluma kazınmış durumda. Artık sadece Kaepernick’in yaptığı gibi protestolar insanların dikkatini çekebiliyor. İnsanlar artık daha bilinçli. Birlik olmaya daha istekliler. Bu değişimin olması için Kaepernick gibi özel bir ismin çıkması gerekti. Çünkü muhabirlerin ve taraftarların da sıkça söylediği bir şey vardı: ‘’Eğer sporcuysan bu konu dışında başka bir şey hakkında fikrini söylemeni istemiyorum. X milyon dolar kazandığın için mutlu olmalısın. Amerika’yı eleştirmek yerine karşısında selam durmalısın. Toplumumuz böyle düşünüyor.’’
Öfkesi Trump yönetiminde arttı mı? ‘’Pek değil. Trump’ın karakterinin ve bazı değer yargılarının onu liderlikten uzak biri yaptığı görüşündeyim. Onun gibi birinin başkan olması ve ordumuza yön vermesi açıkçası biraz korkutucu.”
Trump’ın Kasım ayında Lavar Ball ile giriştiği Twitter savaşı Brown için açıklayıcı olmuş. Başkan, süpermarketten çikolata çalarken yakalanan oğlunu Çinde’ki hapishaneden kurtardığı Ball’ı “nankörlük” ile suçlamıştı.
‘’Teşekkür bekledi. Bu çok saçma. İnsanların sadece yardımseverlikten dolayı yaptığı şeylere ne oldu? Bundan önce de birçok saçma şey söylemişti ama benim için bardağı taşıran son damla bu oldu. 19 yaşında bir çocuk dünyanın diğer ucunda bir hata yapıyor ve Trump babasından özür ve teşekkür bekliyor? Bence Trump liderlik etmeye uygun biri değil.’’