Röportaj: Frankie Sachs, Euroleague.net
Çeviri: Buse Nur Küçe, TrendBasket
Fenerbahçe Doğuş’taki dördüncü sezonunda, takımını dördüncü kez üst üste playofflara taşımasının ardından Jan Vesely, gözünü dördüncü Final Four’una dikmiş durumda. Geçen sene EuroLeague şampiyonu olmasının ardından Fenerbahçe Doğuş, kadrosunda bir takım değişikliklere gitti. Bu değişikliklerin ardından Jan Vesely takımın hem saha içi hem saha dışında lideri olarak öne çıkan isim oldu.
Vesely, bu sezon kariyerindeki en yüksek ortalamayla maç başına, çoğu nefes kesici smaçlarından oluşan, 12.9 sayı ile oynuyor şu ana kadar ve aynı zamanda bu alanda takımının da lideri. Yıldız oyuncu, Baskonia Vitoria Gasteiz’e karşı oynayacakları zorlu playoff serisinden önce Euroleague.net’e açıklamalarda bulundu:
“Bizim için her sezonun hedefi şampiyonluk. Zaten eğer amacınız bu değilse bu ligde oynamanızın da hiçbir manası yok.”
-Merhaba Jan, öncelikle geçirdiğin bu harika sezondan dolayı seni tebrik ederek başlamak istiyorum. Nihayet playoff vakti geldi ve Fenerbahçe de üst üste dördüncü kez playofflarda yer alacak. Sezonun şu ana kadarki kısmından ne kadar memnunsun?
JV: Şu ana kadar sezon gayet iyi geçti, oldukça memnunum. Fenerbahçe’ye geldiğim ilk günden beri sezon sonu için hedefimiz hep en tepeye ulaşmaktı ve her sene playofflara kalmayı başardık. Her sezon bu kadar üst seviyede olmak ve son güne kadar kupa için savaşıyor olmak mutluluk verici. Tabii daha sezon bitmedi, yolumuza aynı şekilde devam etmek zorundayız.
-Dakikaların hemen hemen aynı kalmasına rağmen kariyerinin istatistiki olarak en iyi dönemini geçiriyorsun bu sezon. Gördüğümüz kadarıyla üstlendiğin sorumluluk her zamankinden daha fazla. Sen de böyle mi düşünüyorsun, geçmiş dönemden daha fazla sorumluluk hissediyor musun üzerinde?
JV: Melih Mahmutoğlu ile birlikte takımın en eski oyuncusuyum. Bu yüzden de üstümdeki sorumluluk biraz daha fazla tabii ki. Takıma yeni katılan oyuncuların buraya daha hızlı uyum sağlayabilmesi için, Koç Obradovic’i ve Fenerbahçe’nin sisteminin nasıl işlediğini kavrayabilmeleri için ve daha çabuk kendilerini hazır hissedebilmeleri için onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu yüzden geçen her sene beraberinde daha da fazla sorumluluk getiriyor. Geçen sene takımımızın en iyi iki oyuncusu buradan ayrıldı ve birinin öne çıkıp, elini taşın altına koyması gerekiyordu, ben oldum o kişi. Hala sadece kendi oyunumu oynayıp, takımıma katkı sağlamaya uğraşıyorum. Bütün amacım bu.”
-Son şampiyon olmak önceki senelere oranla bu sezonki playofflar açısından neyi değiştiriyor? Motivasyonunuz biraz daha farklı mı? Şampiyon unvanıyla maça çıkmak üstünüzde daha fazla baskı oluşturuyor mu yoksa tam tersi sizi biraz daha rahatlatıyor mu?
JV: Dürüst olmak gerekirse geçen sezondan farklı değil durum. Bence geçen sene üstümüzde oluşan baskının temel sebebi Final Four’un İstanbul’da, bizim taraftarımız önünde oynanacak olmasıydı. Herkes kazanmamızı bekliyordu. Bu yüzden bana göre geçen sezon daha fazla baskı hissediyorduk. Tabii ki son şampiyon olmak üzerinizde baskı oluşturuyor ama geçen sezonki kadar değil, o sezonun havası başkaydı.
-Fenerbahçe’ye geldiğinden beri takım tek bir playoff mücadelesi bile kaybetmedi. Üç sezonda üç takımı sahada süpürdünüz ve son seferde ev sahibi avantajınız da yoktu. Bu sene de tekrarlamasını umduğunuz bu durumun sırrı nedir?
JV: Konsantrasyon. İlk sezon Maccabi’ye karşı çok zor bir seri oynadık ama 3-0 kazanmayı bildik. Bir sonraki sezon ben sakattım ve rakip Real Madrid’di. Takım oyun planını değiştirmek ve önemli oyuncularından biri olmadan oynamak durumundaydı. Bu sebeple sahada daha da çok savaşmak zorundalardı ve nitekim Real Madrid’i de 3-0 ile geçtik. Geçen sezon ilk iki maçı deplasmanda Panathinaikos’a karşı oynayacaktık ve Final Four, İstanbul’daydı. Bu, üzerimizdeki baskıyı daha da arttırdı. Biz de her zamankinden çok daha fazla odaklandık ve elimizden gelenin de fazlasını verdik sahada. Bence işin sırrı hakem son düdüğü çalana ya da o ribaundu alana dek küçük detayları ne olursa olsun atlamamamızdı. Takımın zihniyeti bu anlarda en önemli şey.
-Bu playoff serilerinden birinde sen sakat olduğundan dolayı maçı kenardan takip etmek durumundaydın ve bu sebeple muhtemelen playoff atmosferinin ne kadar farklı olduğunu en iyi bilenlerdensin. Bu maçları normal sezon maçlarından ayıran şey nedir?
JV: Atmosfer, taraftarlar, her şey. Herkesin tüm dikkatini o ana verdiğini görebiliyorsunuz. Koçlar, oyuncular tamamen ve sonuna kadar hazırlar. Normal sezonda bir maç kaybederseniz sezon sonuna kadar telafi edebilmek için fırsatınız mutlaka oluyor. Playofflarda ise böyle bir durum söz konusu değil. Sadece üç galibiyet, ve sonra seri sona eriyor. Bu yüzden bir maçı bile kötü bir şekilde kaybetme lüksünüz yok.
-Son birkaç sezondur size sorun yaşatan ancak bu sezon tabiri caizse sahadan sildiğiniz Baskonia, playoffta rakibiniz olacak. Bu seriye hazırlanış sürecinizde o iki maç ne kadar önemli?
JV: Tekrar ediyor gibi olacak ama playoff, yepyeni bir sezon başlangıcı adeta. Her şeye yeniden başlıyoruz. Sizin de söylediğiniz gibi geçtiğimiz sezonlarda bize çok zor anlar yaşattılar ama şöyle düşünüyorum, bazen gerçekten çok kötü bir gün geçirebiliyorsunuz, bunlar yaşanabilen şeyler. Şanssızlığımıza bu kötü günler Baskonia’ya denk geldi, herhangi başka bir takım da olabilirdi. Gerçekten çok sert bir takımlar, ilk düdükten son saniyeye kadar savaşıyorlar. Çok güçlü ve agresifler aynı zamanda. Oldukça ilginç bir seri bizi bekliyor.
-Baskonia’nın uzunları takımın en güçlü yönlerinden biri. Tornike Shengelia, Johannes Voigtmann ve Vincent Poirier üçlüsünün sizin için yaratacağı en büyük sorun ne olabilir?
JV: Dediğim gibi Baskonia çok sert bir takım. Sahada çok sert eşleşmeler ve çok sert savunmalar olacak. Shengelia çok kuvvetli bir oyuncu ve potaya da bu kuvvetinden faydalanarak çok sert bir şekilde gidebiliyor. Gerçekten çok sert ve ilginç karşılaşmalar olacak. Playoff dönemindeyiz ve iki taraf da her şeyi, yapabilecekleri en iyi şekilde yapmaya hazır. Daha önce de söylediğim gibi bütün olay konsantre olmakta. Kendimizi zihinsel olarak ne kadar iyi hazırladığımız ve maça nasıl başladığımız çok önemli.
-Fenerbahçe bu sezon daha çok maç kazandı ve daha yüksek bir sıralamayla bitirdi sezonu. Bu durum, bu sezonki takımın playofflar öncesi daha güçlü olduğunu mu gösterir?
JV: Bence hayır çünkü geçen seneki kadro birlikte iki sene geçirmiş bir kadroydu. Bu takım daha yeni bir takım. Geçen sene beşinci olmuştuk, bu sene ikinci ve geçen sezonki takımdan birkaç kişi NBA’e gitti. EuroLeague’deki bütün takımların kadrolarında değişiklikler yaşandı. Ev sahibi avantajına sahip olmak elbette ki güzel ancak geçen sene bu durum o kadar da önemli değildi. Bu sezonki takımın daha iyi veya daha kötü olduğunu düşünmüyorum ama geçen sezonki takım birlikte iki sene geçirmiş ve daha tecrübeli bir takımdı, neredeyse bütün takım birlikteydi. Bu sene iki ana oyuncumuz NBA’e gitti ve takımı baştan inşa ettik. Aramıza yeni oyuncular katıldı ve ve onlarda sisteme alıştılar. Geçen sezonki takımın ve bu seneki takımın çok da farklı olduğunu düşünmüyorum.
-Final Four bu sene Belgrad’da oynanacak ve Belgrad hem hayatında hem kariyerinde çok özel yeri olan bir şehir. Oraya ulaşabilme ve orada Final Four oynayabilme ihtimali senin için ne anlama geliyor?
JV: Geçen sezonun Final Four’u çok anlamlı ve özeldi çünkü kendi taraftarımızın önünde kendi şehrimizde oynadık. Belgrad’ın kalbimdeki yeri de kariyerimin başlangıcındaki yeri de çok ayrı. Eşim Belgradlı, ailesi orada yaşıyor. Ailem de tıpkı her yere geldikleri gibi oraya da gelecek. Bizi izlemeye gelecek birçok arkadaşım da var aynı zamanda Belgrad’da. Böylece spor salonunda, tanıdığım çok fazla insan olacak. Eğer Final Four’a kalabilirsek Belgrad’da olmak muhteşem olacak ama önceliğimiz işimize odaklanmak ve kupayı kazanmak olmalı. Şehir Belgrad olduğu için çok heyecanlanmasak iyi ederiz. Ama tabii beni biraz heyecanlandırmıyor değil.
-Şu ana kadar çok fazla başarıya ulaştın, EuroLeague’de bir kahramansın. Henüz 27 yaşında olduğuna inanmak çok zor. Sezonunda sonuna yaklaştığımız bu dönemde EuroLeague kupasını arka arkaya kazanma hayali senin ve takım arkadaşlarının aklında daha çok yer tutmaya başladı mı artık?
JV: Her sezon için hayalimiz, hedefimiz EuroLeague’i kazanmak. Eğer amacınız bu değilse zaten bu ligde oynamanızın da bir manası yok. Bu tabii ki hep aklımızda. Çok uzun bir yol, çok zorlu bir yol ama her şeyin mümkün olduğu bir yol. Kendi oyunumuzu oynar, odaklanır ve savaşırsak her şey mümkün. EuroLeague şampiyonu olabilmek için her şeyi yapacağız.”