İstediğim her şutu sokabileceğimi düşünüyorum.
Ukala ya da kibirli görünmek için bunu söylemiyorum. Bunu söylüyorum çünkü neredeyse hayatımın her günü basketbol oynadım. Bu yüzden de bir noktada, mümkün olan tüm şutları kullandım. Tüm açıları, ne zaman panyayı kullanacağımı, topu ne şekilde sürmem gerektiğini ve hangi pozisyonu yakalamaya çalıştığımı öğrendim.
Bu yüzden, boş bir pozisyon yakalayabileceğimi ve isabet kaydedeceğimi biliyorum.
Yarı sahada skor üretebilmenin temel olarak beş yolu var; turnike, orta mesafe, üç sayı, serbest atışlar ve benim deyimimle ”zor atışlar.” Zor atışlar farklı koşullar altında sahanın her yerinde gelebilir. NBA’de şut yaratabilmek oldukça özel bir yetenek. Bu yeteneğe sahip olan oyuncular; içinde bulundukları durum, maç içindeki şut yüzdeleri, maç saatinde geriye kalan süre, onlara uyguladığınız savunma ne olursa olsun uygun bir pozisyon yakalarlar ve o şutu kullanmak için her zaman kendilerine güvenleri vardır.
İlk iş alan yaratmak. Eninde sonunda, şut için alan yaratmaya çalışan bir oyuncunun şutu kullanmadan önce yaptığı her şeyin sebebi budur. Crossover’larımı kullanmamın sebebi de bu. Paul Pierce ve Kobe Bryant gibi isimler alan yaratmak için ayak oyunlarını kullanırlar. Diğerleri ise başta çılgınca ve tuhaf görünen yollar kullanırlar. Dirk’ten önce kimse onun tek ayak üzerinden attığı şutu bilmiyordu. Eurostep’i lige ilk kez Manu Ginobili getirdiğinde adı “The Ginobili”ydi. Şimdilerde ise Dwyane Wade ve James Harden gibi oyuncular da Eurostep’i kullanıyor.
Alan yaratma konusunda en uç örnek Kareem’in çengel atışıdır. O atış tüm kuralları değiştirdi. Size, iki elinizle ve omuzlarınızla kare oluşturacak bir biçimde şut atmanız öğretilirdi. Kareem ise vücudunun yarısı potaya dönük, tek ayağının üzerinde potadan uzaklaşırken tek eliyle şut kullanırdı.
Kareem’in çengel atışları tarihte durdurulması en güç olan şutlardı.
Gençken en fazla örnek aldığım oyunculardan biri Allen Iverson’dı. En çok yapmak istediğim şey soldan sağa crossover’dı, çünkü Iverson en çok onu yapıyordu. Şimdi ise videolar ve YouTube nedeniyle her hareketin farklı versiyonlarına çalışmanız gerekiyor çünkü savunmacılar, neyi sevdiğinizi ve onlardan kurtulmak için hangi hareketi deneyeceğinizin bilincinde. İyi shot creator’ların ani bir hamlesi (kontrası), başka bir kontrası ve buna bağlı olarak bir kontrası daha vardır.
İşler benim için şöyle işliyor: crossover’ın kontrası, hemen ardından biraz asılı kalarak topu sürdüğüm (hang dribble) bir fake crossover. Bunun kontrası ise crossover üzerine bir şut fake’i. Bu hareketi topu bir elimden diğerine alarak da yapabilirim, bu da bana üç farklı ihtimal daha yaratır. Böylece harekete başladığım noktadan itibaren altı farklı opsiyona sahip olurum. Sonrası da mücadele içinde başka bir mücadele. Solumdan sağıma mı alacağım? Tamam, bu işe yaramazsa topu tekrar sağımdan soluma alarak denerim, muhtemelen bu hareket beni savunan oyuncuyu hazırlıksız yakalayacaktır. Gerçekten, hala karşımda durmaya devam mı ediyor? Bir de sağdan sola bel arkası deneyelim. Yine de olmadı mı? Bu sefer de topu belimin arkasından sağdan sola ve soldan sağa alırım.
Anlattıklarım şu şekilde görünebilir:
İki bacak arası crossover, bir hang dribble ve sonrasında topu geri çekme. Bu kombinasyon bana alan sağladı. Ardından hızlı bir crossover daha ve serbest atış çizgisinin hemen ilerisinde bomboş durumdaydım. İstediğiniz açıyı yakalayabilmek adına ihtiyacınız olan ufak boşlukları yaratabilmek için beyniniz çalışmayı asla bırakmaz. Bu tüm elit shor creator’ların ihtiyacı olan bir özellik.
NBA’de trend ne olursa olsun – takımlar uzuyor, kısalıyor ve yapılan analizlerle daha verimli hale geliyor – oyuncuların kendi şutunu yaratabilme ve zor şutları sokabilme becerileri her zaman önemli bir silah olacaktır, özellikle de playoff zamanı geldiğinde. Rakip takımın teknik ekibi günlerce tüm videoları izliyor. Hangi seti oynamaya çalıştığınızı, hangi oyuncuya topu vermek istediğinizi çok iyi biliyorlar.
Bu tarz oyuncular için ise videoların ne anlattığı pek önemli sayılmaz.
İşte bugüne kadar karşılıklı oynadığım, istedikleri zaman kendilerine alan yaratabilen elit oyuncuların listesi (adaletli olmak adına kendimi ve Clippers’taki takım arkadaşlarımı bu listenin dışında tutuyorum). Hepsinin çeşitli becerileri var ve bunları farklı şekillerde kullanıyorlar. Kullandıkları şutlar genellikle seyircilerin nasıl olduğunu merak ettiği şutlar oluyor çünkü çılgınca görünebiliyorlar.
Yine de unutmayın ki bir şutun A oyuncusu için zor olması, B oyuncusu için de zor olması anlamına gelmez.
Kobe Bryant (Ayak oyunları)
Bir keresinde antrenmanda bir şuta bir saat boyunca çalıştığını duymuştum. Aynı şuta. Bir saat boyunca. Bu şut üçlük gibi de değildi, orta mesafe bölgesinden basit bir şuttu. Bunun ne kadar sıkıcı olduğunun farkında mısınız? Aynı şuta bir saat boyunca çalışabilmek için hedefe ne kadar kilitlenmiş olmanız gerektiğini biliyor musunuz? Beyninizi sadece buna çalışmaya ikna etmek? İnanılmaz.
Aslında, Kobe bunu basketboldaki tüm şutlar için yaptı. Sahadaki tüm açıları öğrendi. Cephanesini, her şeye iki kontrası olacak şekilde ustalaştırdı. Hatta bazen üç. Yaptığı ayak oyunlarıyla istediği her şutu atabilir. Bazıları o pozisyonları dribbling ederek bulurken Kobe ayak oyunlarını kullanıyor. Bunu potaya yakın mesafede, arkası size dönükken yapıyor. Sonrasında da geri çekilerek şutu kullanıyor. Yanınızdan geçiyor ya da sizi havada yakalıyor. Biraz Olajuwon gibi, onun da ‘Dream Shake’i vardı.
Pekala ama Kobe bunu bir gard olarak yapıyor.
Kobe ile ilgili favori anlarımdan biri Bulls’ta oynadığım yıllarda gerçekleşti. 2002 veya 2003 yılındaydı sanırım. Maçın son anlarıydı, üç sayı çizgisinin gerisindeydi ve savunmasında Eddie Robinson vardı. Bir fake gösterdi, topu yere vurdu ve şutu atmadan önce tek ayağının üstünde o harika dönüşü yaptı. İnanılmazdı.
Kevin Durant (Kısa oyuncu yeteneklerine sahip bir uzun)
Ayak oyunları var. ‘Catch-and-shoot’ yeteneği var ve serbest atış çizgisine gitmeyi başarıyor. Sırtı dönük oynayıp Dirk şutunu kullanabiliyor. Üç sayı çizgisinin çok gerisinden üçlükler atabiliyor. Top hakimiyeti yüksek ve crossover yeteneğine sahip. İstediği anda kaldırıp şut da atabiliyor. Bunların tümünü yapabilmesinin yanında boyu iki metrenin üzerinde. Onu farklı yapan da bu. Çok fazla yer kaplıyor. Üç sayı çizgisinden bir ya da iki crossover yaparak sadece iki dribbling ile potaya kadar gidebilir.
Üstüne üstlük KD artık sabırlı bir skorer. Ne zaman sahne alması gerektiğini biliyor çünkü her türlü sayıyı atabilecek uzmanlıkta olduğunun farkında. Kendinden iri oyunculara karşı oynarken onları çemberden uzaklaştırıyor, böylece yanlarından geçip ya faul alıyor ya da ihtiyacı olan alanı yaratıyor. Daha ufak oyunculara karşı ise ya sırtı dönük oynuyor ya da kaldırıp şut atıyor.
Şuna bir bakın. Alan yaratmak için top hakimiyetini kullanışını izleyin. Sırasıyla bir bacak arası, crossover ve bel arkası. Bir anda hızını ve yönünü değiştiriyor. Dribbling etmeye başladığında ayaklarının nerde olduğuna ve sayıya giderken ne kadar yer kapladığına bakın.
Durant’i savunmak imkansız. Hiçbir yolu yok. İstediği her pozisyonu yaratabilir ve zor şutları sokabilir. Dünyadaki en iyi skorer olmasının sebebi de bu.
Steph Curry (Menzil ve topu elden çıkarma)
Topu ellerinden çok çabuk çıkarabilen şutörler hep vardı. Ray Allen, Reggie Miller, Kyle Korver, Dell Curry, J.J. Redick. Mahmoud Abdul-Rauf’u da unutamıyorum. Ama sanırım Steph’in, kendi şutunu yaratma ve bu mesafeden, üç sayı çizgisinin 1-1.5 metre gerisinden, istediğini alabilme konusunda gördüğüm en hızlı oyuncu olduğunu söylemem yanlış olmayacaktır.
NBA’de günümüzde var olan kurallarla, eğer dribbling edebiliyor ve şut atabiliyorsanız temel olarak istediğiniz her şeyi yaratabilirsiniz. Savunulamaz olursunuz. Eğer Steph bir video oyununda olsaydı bu iki özelliği, top sürme ve şut yetenekleri, 100 üzerinden 100 olurdu. Takımınızda onu oynatırken gülerdiniz. Daha da çılgınca olanı ise her iki eliyle ve her iki ayağının üstündeyken de pozisyonu bitirebiliyor.
Menzil, top hakimiyeti ve bitiricilik – şuna benzer şeyler yapmasının sebepleri işte bunlar:
Gerçekten inanılmaz.
Curry uzun zamandır basketbol sahasında gördüğüm en rahat insan. Sanki evinin arka bahçesinde, lisede ya da Davidson’daymış gibi oynuyor. Çok huzurlu. Takım arkadaşlarıyla, teknik ekiple ve taraftarlarla bir ahenk içerisinde.
Warriors’ta yanlış yaptığı hiçbir şey yok.
Bunun yanında psikolojik açıdan bakacak olursak, NBA oyuncuları için kendilerinden fizik olarak daha ufak bir oyuncuya tekrar tekrar yenilmek çok sinir bozucu bir durum. Birçok oyuncu atletik yetenekleriyle veya fiziksel güçleriyle dikkatleri üzerine çeker. Steph’i çekici yapan şey ise yetenekleri. Steph aslında temel olarak, “Ben senden daha yetenekliyim.” diyor. Daha büyük, daha güçlü ve daha hızlı atletlere sahip olabilirsiniz ama onu diğer herkesten ayıran özelliği işte bu yetenekleri. (Aslında listeye bonus olarak eklediğim ve Steph’ten daha ufak bir oyuncu var ama oraya birazdan geleceğiz.)
Atasözünde olduğu gibi, yetenek para kazandırır.
Carmelo Anthony (Fizik ve güç)
Melo için şutunu yaratmak önce güç ile başlıyor. Melo hücum ederken fiziksel olarak savunmanın canını yakabilir. Bu kasıtlı olan bir durum değil, kendisiyle aynı pozisyonda oynayan oyuncuların %95’inden daha güçlü ve oyunu daha fiziğe dayalı. Melo hediyelik eşya mağazasındaki bir boğa gibi. Potaya gidip post’ta sizi rezil edebilir. Daha fiziksel savunmaya çalıştığınızda ise top hakimiyetiyle sizi faul problemine sokabilir.
Bu bir kez olduktan sonra ona alan vermek zorunda kalırsınız ve tam da o anda jumpshot’ı yollar.
Melo’nun şutu çok yumuşak. Onun gibi oyunu gücüyle oynayan biri için şutu oldukça hafif. Tıpkı modern çağın Bernard King’i gibi. İçeri girebilir, dışarı çıkabilir. Düşündüğünüzden daha hızlıdır. Ayak oyunları gerçekten çok iyi. Eğer karşısına Melo’dan daha iri birisini koyarsanız etrafından dolanabilir. Top hakimiyeti de gayet iyi, bu yüzden onu daha ufak biriyle savunmalısınız. Her türlü şut pozisyonunu yaratabilir ve zor şutlarda isabet sağlayabilmek gibi bir yeteneği var.
İşte bir örnek: Melo sırtını dönüp post up oynayabilmek için önce jab step’le başlıyor. Pozisyonu aldıktan sonra da savunmacıyı biraz ittirebilmek için vücudunu ve gücünü kullanıyor. Böylece dönerek yumuşak bir atış yapabilmek için gerekli olan alanı yaratıyor. Ayrıca bu da iyi bir savunma yapan Michael Kidd-Gilchrist’in üzerinden atılan zor bir şut.
Dirk Nowitzki (Zeka ve şut)
Shot creators listesinde Dirk’ü görmek insanları şaşırtabilir ama aslında şaşırtmamalı. Genelde pick’i koyup ters eşleşme yakalamaya çalıştığı pick&roll’leri deniyor. Kariyerinde geldiği noktada Dirk, uygulanabilecek tüm savunma varyasyonlarını görmüş durumda. Sahip olduğu tecrübeyle, rakibin ne yapmaya çalıştığını görebilir ve istediği eşleşmeyi nerede, nasıl yakalayabileceğini bilir. Topu henüz eline bile almadan kendi şutunu yaratır.
Boyu iki metrenin üzerinde ve şutunu yaratıp topu aldıktan sonra sahanın her yerinden şut atabilir, tıpkı Durant gibi.
Dirk’ün oyununda bir orijinallik mevcut. Tam anlamıyla benzersiz. Yaptığı işler hıza ya da atletizme değil, yeteneğine dayanıyor. Şut attığı noktadan sahip olduğu açıları nasıl kullanacağını ve sizi nasıl zor durumda bırakacağını iyi biliyor. 2.07 metre boyunda ve tek ayağının üzerinde geri çekilerek şut atıyor, onu bloklayabilmenizin imkanı yok. Sizi görmüyor bile.
Dirk’ü çok yakından savunamazsınız çünkü kalçasını size dayayıp topu kullanabilmesi için gerekli olan alanı yaratabilir. Serbest atış çizgisinden %90 ile atıyor, bu da demek oluyor ki faul de yapamazsınız. Eğer geri çekilirseniz bunun bir intihar olacağını zaten biliyorsunuz, şutu izlemeye zahmet bile etmeyin.
Koçunuz size bağırırken sadece dönün ve rakip yarı sahaya doğru koşmaya başlayın.
Kyrie Irving (Turnike ve top hakimiyeti)
Kyrie’nin top kontrolü birinci sınıf, hatta büyük ihtimalle tüm zamanların en iyisi.
Bir shot creator olarak bu özelliği, onu çok aldatıcı ve anlaşılması zor yapıyor. Bunun yanında Kyrie’nin her zaman da bir kontra hamlesi olur. Özellikle pick&roll oynarken, elini topun üstünde dururken bir DJ gibi ileri geri hareket ettirmesi sonucu ortaya çıkan bir hareket olan ‘in-and-out dribble’ı yapmayı çok seviyor. Eğer elini topun üst kısmında tutmazsa hatalı yürüme yapabilir ama Kyrie çok akıllı: tam olarak hatalı yürüme yapmakla yapmamak arasındaki ince çizgide kalmayı başarıyor.
Tüm bu crossover’ları, hang dribble’ları ve diğerlerini düşündüğümüzde, siz daha parke üzerinde hareket edemeden Kyrie saniyeler içinde dört farklı hareket yapmış olabilir.
Gardların pota dibinde pozisyonu bitirmesi konusuna gelecek olursak Kyrie’nin turnike atma yeteneği, Derrick Rose ile birlikte (Derrick’in hızı ve atletizmi çok üst seviyede) muhtemelen ligin en iyisi konumunda. Onu bu kadar özel yapan şey ise potanın her iki tarafında da iki ayağından birinin üzerinde zıplayabilmesi. Sağ elini kullanan birçok oyuncu, potanın sağ tarafındayken genellikle sol ayaklarının üzerinde ya da iki ayağıyla birden zıplamaya çalışır. Kyrie’nin sağ elini kullanırken potanın sağ tarafında sağ ayağının üzerinde zıplaması genele aykırı bir durum. Bu anlattıklarımın aynısını sol taraftayken de yapabiliyor.
‘In-and-out dribble’ dışında hepsini şurada görebilirsiniz: boyalı alana girebilmek adına ufak bir boşluk bulmak için top hakimiyetini kullanıyor ve top sol elindeyken sol ayağının üzerinde zıplayarak pozisyonu bitiriyor. İnanılmaz.
Çember civarında vücudunu kontrol edişi muhteşem. Potaya hareketlendiğinde o tuhaf ve harika işleri yapabiliyor. Bazen, sanki aynı anda sahanın iki farklı yerindeymiş gibi oynuyor. Vücudu çemberin sağında oluyor ancak bir anda topu sağ eliyle çemberin solundan bırakabiliyor. Modern zamanın Rod Strickland’ini izlemek gibi. (Strickland aynı zamanda da Kyrie’nin vaftiz babası, yani…)
Kyrie’yi savunmak onu durdurmak anlamına gelmiyor. Daha çok, “Önünde kalmaya çalışırken nasıl rezil olmam?” gibi.
James Harden (Hız değişimi)
James Harden 102 kilogram ağırlığında ve 1,96 metre boyunda, iki numara oynayan bir oyuncu için gayet iyi bir fizik ve gücü ona büyük avantaj sağlıyor. Ona karşı oynarken de bu avantajının farkında oluyorsunuz. Bunun yanında oldukça atletik de. Gücünü momentumla, patlayıcılığıyla ve potaya hücum edişiyle de birleştirince ortaya özel bir kombinasyon çıkıyor. Bir diğer artısı da solak olması, bu da savunmacılar için durumu oldukça garip kılıyor.
Harden’ı diğerlerinden farklı yapan, adımları arasındaki hız değişikliği. Birçok oyuncu sürekli hızlı oynamayı tercih eder. Eğer hızlarını değiştirmeye karar verirlerse bu, hızlıdan yavaşa geçiş şeklinde oluyor. Harden hızını sürekli değiştiren bir oyuncu fakat bu değişiklikler hızlıdan yavaşa değil de yavaştan hızlıya doğru. Hiç acelesi yok. Bu özelliği biraz Paul Pierce’a benziyor ama Harden bunu iki numara pozisyonundan yapıyor, bir anda patlamadan önce sizi uyutuyor. Rakibini uyuttuktan hemen sonra ya ayak oyunlarıyla geri çekilerek yumuşak bir şut deniyor ya da çok sevdiği Eurostep’i kullanıyor. İstediği pozisyonu yakaladığında ise Harden tam bir faul mıknatısı.
Sanki kulağında kulaklıkları takılıymış gibi oynuyor çünkü onu istediğini yapmaktan vazgeçiremezsiniz. En rahat hissettiği yerde bir şekilde kendi hızında ve ritminde oynayacaktır. Yavaştan hızlıya doğru gerçekleşen bir hız değişimini çok sık görmediğinizden de onu belli bir ritimde savunmak çok zor.
İşte iyi bir örnek. Ricky Rubio’nun dengesini bozan şey sadece Harden’ın top kontrolü değil, aynı zamanda saniyenin yarısında meydana gelen hız değişimi. Sonrasında da oldukça yumuşak bir şekilde topu adrese teslim ediyor.
Daha önce de söylediğim gibi, bu ligde sayı atabilmenin beş farklı yolu mevcut – orta mesafe, turnike, üçlük, serbest atış ve zor atışlar. Harden bu beşini de yapabilir. Sahanın neredeyse her noktasından sayı atabilecek tipte bir oyuncu. Harden’ın oyunuyla mücadele edebilmek için iyi bir takım savunması gerekli.
Bazen her şeyi en iyi şekilde yapabilirsiniz ama şutları sokmak ya da kaçırmak ona kalmış.
Bonus:
Isaiah Thomas
Basketbol büyük adamların oyunu.
Herkes Isaiah’tan daha büyük. Herkes omun üstünden görebiliyor. Kendinden daha uzun ve daha güçlü savunmacılara karşı oynuyor ama hala playoff iddiası bulunan bir takımda maç başına 21 sayı ve yedi asistle mücadele ediyor. Bu kadar kısa olup yeterli sayılabilecek yeteneklerle basketbolda iz bırakmaya istekli olmak? Bence bu özel bir durum.
Isaiah vücudunun dezavantajını gücünü iyi bir şekilde kullanarak örtüyor. Çok çabuk ve patlayıcı. İlk adımı atıyor ve geçip gidiyor. Aynı zamanda göründüğünden daha da kuvvetli ve bu sayede çembere giderken teması alabiliyor, tıpkı zamanında Damon Stoudamire’ın yaptığı gibi. Isaiah’ın kendisinin de The Players’ Tribune’e söylediği gibi topu kontrol etme yeteneği inanılmaz. Şutunu yaratabilmek için çok küçük alanları kullanabiliyor. Hatta oyununa, hareket halindeyken tek ayağının üzerinde şut atabilme becerisini de ekledi. Boyalı alanda yarattığı şutların neredeyse tamamı zor atış kategorisinde değerlendirilebilir.
Hepsini şurada görebilirsiniz. Fake, ilk adım, vücut kontrolü ve gerçekten uzun bir oyuncu olan Porzingis’in üzerinden bitirebilme yeteneği.
Eğer bu kadar kısa bir oyuncuysanız genellikle NBA’in dışına itilirsiniz. Bazen, bazı kısa oyuncular ligde bir yer edinebilir ve çok azı uzun bir kariyere sahip olabilir ancak hiçbiri bunu Isaiah’ın seviyesinde yapamaz.
Bunun için olağanüstü olmanız gerekir.
Not |
*İçeriğin orijinal hali The Players Tribune web adresinden alınmıştır. Jamal Crawford tarafından kaleme alınan köşe yazısının İngilizce aslına bu bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.