2016 Rio Olimpiyatları’nda basketbol heyecanı artık doruk noktasına geldi. Turnuvanın mutlak favorisi Amerika Birleşik Devletleri ile İspanya’nın karşı karşıya geldiği yarı finalde Amerika Birleşik Devletleri, 76-82’lik skorla zorlu rakibini mağlup ederken her iki takımın da ortaya koyduğu mücadele göz doldurdu. İspanya, maçın ilk yarısında agresif oyunu ve potaya yaptığı penetrelerden sonuç alıp Amerika Birleşik Devletleri’nin ensesine yapıştı ve ilk yarıda Amerika Birleşik Devletleri’nin farkı açmasına izin vermedi. Oyunun belirleyici noktalarından biri olan agresiflik ve potaya gitme ilk yarıda matadorların lehine yansımasına karşın bireysel yeteneği çok üst seviyede olan ABD, ilk yarıyı 45-39’la kapatmayı bildi.
DeAndre Jordan’ın basketiyle başlanılan maçta ABD, ilk dakikalarda Kevin Durant ve Klay Thompson’la etkili olurken İspanya’dan karşılık Pau Gasol’ün etkili oyunuyla geldi. Gasol, oyunun bu bölümünde skor katkısının yanında, oyunu açtı ve arkadaşlarının da daha akıcı oynamasına yardımcı oldu. Kyle Lowry ve Paul George ile farkı açmaya çalışan ABD ise bu amacında nispeten başarılı oldu ve ilk çeyreği 26-17’lik skorla önde kapattı. ABD, bu periyottaki oyunuyla, rakibini küçümsemediğini ve onlara saygıları olduğunu mücadeleci oyunuyla göstermiş oldu. ABD’nin ilk yarıda açtığı bu fark, maçın kalanında da onlara çok yardımcı oldu ve farkı korumalarını sağladı.
İkinci çeyreğe İspanya, Willy Hernangomez’in sayılarıyla başlarken, Juan Carlos Navarro ve Felipe Reyes’in de oyuna girişiyle İspanyollar, ABD’ye karşı sertlik seviyesini arttırdı ve aldıkları üst üste teknik fauller ile oyunu gererek zorlu rakibine adeta psikokinezi uyguladı ve ABD’nin hücum ritminin bozulmasına, kolay atışları kaçırmasına ve teknik faul almasına yol açtı. Ardından Paul George’un da teknik faul almasıyla oyunun içine iyice giren İspanyollar, Navarro’nun serbest atıştan bulduğu isabetle çeyreğin bitimine 03:30 kala farkı üçe indirdi.(30-33) ABD’nin akıl tutulması yaşadığı bu bölümde takımın yıldızlarından Klay Thompson, sazı eline aldı ve Carmelo Anthony ile birlikte bulduğu üçlüklerle farkı bir nebze olsun açtı ve ilk yarı, 39-45 sonuçlandı. Bu çeyrekte İspanya, tecrübeli kadrosunun meyvelerini aldı ve mental oyun baskısını ABD üzerinde kurarak maçın içinde kalmayı başardı.
İkinci yarıya da Klay Thompson’ın basketiyle başlandı ve ABD, bu çeyreğe daha istekli başlayarak farkı 10 sayı bandına çıkarmayı başardı. Fakat İspanya, bu çeyrekte bir kez daha kolay lokma olmadığını göstererek ABD’nin bu oyununa reaksiyon gösterdi ve bitime 5:30 kala dokuz civarlarında gezinen farkı beş sayıya indi. Bu bölümde Gasol ile etkili olmaya çalışan İspanya, bu direncinin devamlılığını sağlayamayınca çeyrek 57-66 ABD lehine sonuçlandı.
Son periyoda Kyle Lowry’nin üst üste turnikeleriyle başlayan ABD, farkı 15’e kadar çıkardı. Artık ecel terleri dökmeye başlayan İspanyollar ise tekrar jokerleri olan Navarra’ya başvurdu ve tecrübeli oyuncu takımının bu başvurusunu geri çevirmeyerek takımını tekrar ayağa kaldırarak farkın azalmasına yardımcı oldu. Fakat yetenek ve atletizm olarak rakibinden çok daha iyi bir seviyede olan ABD, bu avantajını maçın sonlarına doğru iyice kullanarak farkı belirli bir seviyede tuttu ve İspanya’nın geri dönmesine izin vermedi. Son dakikada İspanya farkı biraz olsun azalttı ve maç 82-76 sonuçlandı. Bu sonuçla ABD, 2004 Atina’dan sonra üçüncü kez üst üste final oynayacak olma başarısını göstermiş oldu. Victor Claver, Nikola Mirotic, ve Ricky Rubio gibi yıldız oyuncularından neredeyse hiç katkı alamayıp turnuvaya veda eden İspanya’da Pau Gasol 23 sayı, 8 ribaundla öne çıkarken ABD’de ise Klay Thompson 22 sayıyla öne çıkan isim oldu.
Rezalet bir maçtı. Basketbol için kötü demek az kalır.