Dün oynanan çeyrek final mücadelesinde Litvanya’ya 73 – 61 mağlup olarak İspanya 2014 Dünya Basketbol Kupası macerasını noktalayan Türkiye’nin istatistiksel anlamda yaptıklarını, parkede oynanan basketbolun kağıda nasıl yansıdığını ve tüm bu verilerin milli takımımızı İspanya’da hangi alanda nereye taşıdığını irdelemeye başlayabiliriz.
Milli takımımızda en fazla süreyi 31,1 dakika ortalamasıyla saha içi liderimiz Emir Preldzic alırken Preldzic’i şampiyona boyunca yaptığı mükemmel savunma ile göz dolduran Sinan Güler takip etti. (30,3 dakika) Türkiye adına en fazla sayı ortalaması yakalayan oyuncu Emir Preldzic olurken (12,1 sayı) ona sayı odaklı en büyük desteği 9,9 sayı ortalamasıyla Ömer Aşık verdi. Takımımızda ribaund kategorisinde yıldızlaşan isim ise 8,4 gibi hayli yüksek bir ortalamayla Ömer Aşık idi. Ömer’in bu kategoride en yakın takipçisi 5,1 ribaund ortalamasıyla Emir Preldzic oldu. Asist ortalamalarında da milli takımımız adına ön plana çıkan oyuncu Preldzic olurken (4,0 asist) kendisine saha içi organizasyonu anlamında destek veren isim 2,7 asist ortalamasıyla Ender Arslan oldu. Milli takımımızda verimlilik puanı bazında Ömer Aşık 13,1 ortalamayla 13,0 ortalamalı Emir Preldzic’i geride bırakarak takım içi liderliği bu konuda elde ederken şampiyona genelinde ise oyuncular kategorisinde otuzuncu sırada yer almayı başardı.
Ergin Ataman yönetiminde benim nazarımda beklentileri karşılayarak İspanya’ya veda eden Türkiye’de oyuncuların bireysel değerleri ve saha içi yüzdeleri ise şu şekilde meydana geldi:
TK: Top Kaybı
TÇ: Top Çalma
VP: Verimlilik Puanı
Türkiye’nin takım halinde yakaladığı değerler/saha içi yüzdeleri ve bu veriler doğrultusunda da çeşitli kategorilerde İspanya’da yer edindiği sıralama aşağıdaki gibi oluştu:
Kadro yapısı gereği daha çok savunmada göstereceği etkinlikle şampiyonada başarı sağlaması beklenen Türkiye’nin hücum odaklı birçok veride katılım gösteren takımlar içerisinde ilk onda yer alamaması, savunma odaklı neredeyse tüm verilerde ise ilk on içinde veya ilk on sınırında yer alması İspanya 2014 özelinde oluşturulmak istenen takım kimliğinin istatistik kağıdına yansıdığını net bir biçimde ortaya koyuyor. Son üç Dünya Basketbol Şampiyonası/Kupası’nda çeyrek final görmeyi başaran milli takımımız için bu sürekliliğin istikrar ve başarı kavramlarının çatısı altında Avrupa düzeyindeki şampiyonalara ve olimpiyat oyunlarına da yansıması tek dileğimiz. Alt yaş gruplarından gelen oyuncular için de şu an milli formayı terleten oyuncularımız için de belirtebileceğimiz ortak bir nokta var: Milli forma için mücadele etmeyi oldukça önemsiyorlar ve milli takımlar düzeyindeki uluslararası organizasyonları kulüp kariyerlerinin önüne geçecek birer angarya olarak görmüyorlar. Hali hazırda sahip olunan bu karakterin ve takım kimliğinin doğru koç yönetimiyle birleştiğinde hedeflediğimiz noktanın çok da uzak olmadığı kanısındayım. Yeter ki gerek koç ve kenar yönetimi gerekse de oyuncu kadrosu bağlamında belirli bir istikrar düzeyini ve sürdürülebilir başarı endeksini yakalamayı başaralım.
Cümlelerimi İspanya 2014 Dünya Basketbol Kupası ve Türkiye kelimeleri yan yana geldiğinde akıllara gelecek ilk görüntü ile sonlandırmak istiyorum. Her şey için teşekkürler…