Kukoc ise Petrovic’i televizyonda gördüğünde geçirdiği bademcik ameliyatı yüzünden Chicago’da bir hastanedeymiş. ESPN’de Petrovic’in sözleşme durumuna dair bir şeyler konuşulduğunu düşünmüş önce, Petrovic’in Nets’le olan sözleşmesinin sona ermesinin ardından Yunanistan’da bir takımla anlaşacağı konuşuluyordu o zaman. Sesi açtığında ise tam anlamıyla yıkılmış. İlk başta zaman farkı ve detayların baştan savma duruşu yüzünden olayın yalan olduğunu ummuş:
“Milli takımda birlikte geçireceğimiz dört beş senemiz daha vardı.” Birlikte yaşlanmak, artık tam anlamıyla yıldız olmuş Petrovic ve ondan dört yaş küçük ve Avrupa’nın Aryvdas Sabonis’ten beri en çok şey beklenen genci olarak yükselişe geçen Kukoc arasındaki ilişki için muhteşem bir son olurdu.
Herhangi bir liderlik krizi çıkmasın diye 1990 Dünya Şampiyonası’ndan önce, koçlar ikisini Arjantin’de bir toplantıya çağırmıştı. Kukoc’un anlattığına göre gece geç saatlere kadar oturmuşlar. Birlikte nasıl oynayabileceklerinden, Kukoc’un hücum esnasında Petrovic’i bulup, ona çıkarabileceği paslardan ve top Petrovic’teyken Kukoc’un nerelere cut yapmak isteyeceğinden bahsetmişler.
Petrovic, Kukoc’un NBA’deki ilk sezonunu görmeden hayata gözlerini yumdu. Kukoc hala onunla bir Bulls-Nets maçında karşılıklı oynamanın hayalini kuruyor. Şöyle söylüyor: “Çok eğlenceli olurdu. Drazen’i birazcık tanıyorsam beni alt etmek, Michael ve Scottie’ye karşı oynamak onun çok hoşuna giderdi.” Kukoc gibi Petrovic’e yakın birçok isim onun NBA’den ayrılmayacağına inanıyor.
Emekli Avrupalı yıldızlar onun adını yaşatmayı bir sorumluluk olarak görüyorlar.
Kokoskov’dan dinleyelim:
“Belki bazıları bana kızacak veya bana katılmayacak ancak eğer yaşasaydı Drazen, NBA tarihinin gördüğü en büyük Avrupalı yıldız olurdu.”
Bu Dirk Nowitzki’nin ulaştığı bir seviye ama kimse o dönemin yargılarını yıkmayı başarmış kısa oyuncu olan Drazen’in bıraktığı etkiyi yadsıyamaz. Spahija ekliyor:
“Diğer isimler daha çok şey yapmış olabilir ancak Avrupa basketbol tarihinin en önemli ismi Drazen Petrovic’tir.”
Doug Lee bu etkiyi dolaylı bir şekilde de olsa hissedenlerden. Lee, Petrovic’in Nets’inde süre bulamayan bir yedekti. Lee ve Petrovic’in arasında, üçlük yarışmalarıyla başlayan bir arkadaşlık kuruldu. Petrovic’in ölümünden sonra Doug Lee, koçluğunu Petrovic’in kardeşinin yaptığı Cibona’da, Petrovic’in ailesinin ricası üzerine oynamaya başladı. Lee, Zagreb’de oynamaya ve Petrovic’in o şehirdeki insanlar için ne anlama geldiğini öğrenmeye, Drazen’e karşı bir saygı gösterisi olarak bakıyordu:
“Sadece Drazen’in arkadaşı olduğum için yolda insanlar beni durdurup, bana sarılıyorlardı.”
Herkes, eğer yaşasaydı daha neler yapabileceğini düşünüp, duruyor. Kaç All-Star takımına seçilebilirdi, kaç üçlük daha atacaktı veya Nets o, Anderson ve Derrick Coleman’la ne kadar başarılı olabilirdi?
Anderson, bir Petrovic formasını çerçevelettirmiş kendisi için. Bir de orijinal NBA Jam atari oyunundan ikisinin karakterlerinin basılı olduğu bir tişört satın almış kendisine: “Keşke birlikte daha çok oynayabilseydik. Keşke ülkesinde yaşananlar hakkında daha çok şey sormuş olsaydım ona. İsmini şu anda elimden geldiği kadar yaşatmaya çalışıyorum.”
Atlanta’da koçluk yaptığı üç sezon boyunca, Petrovic’le büyüdüğünü öğrenen koçların ve genç oyuncuların ona gelip, Drazen’i sormasından çok mutluluk duyuyor Spahija.
“Gerçekten inanılmaz, adı hala ilk günkü gibi çok canlı.”
Yugoslavya’dan çıkmış genç oyuncular da bu duruma çok yardımcı oluyorlar tabi. Goran Dragic Rockets’ta ve Slovenya Milli Takımı’nda Petrovic’in üç numaralı formasını giyiyor.
“Benim idolüm o. Basketbol oynamaya onun sayesinde başladım.”
Dario Saric’in babası ise Petrovic’in Sibenik’ten takım arkadaşı olduğundan oğluna sürekli onunla ilgili hikayeler anlatıyormuş. Saric bir çocukken Petrovic’in video kayıtlarını izlermiş sürekli. Gece ise yatağında Petrovic’le alakalı gazete kupürleri okurmuş.
Saric diyor ki: “Benim memleketimdeki her çocuk basketbola onun sayesinde başlar.”
Divac, meşhur 30’da 30 belgesellerinden olan “Bir Zamanlar Kardeştik” isimli belgeselin yapımına yardımcı oldu. Belgesel Yugoslavya’nın dağılmasını konu alıyordu. Petrovic’in ne kadar iyi bir basketbolcu olduğu kısmında, gençlere onu anlatmak için yer aldı. Basketbolcu ağabeyleri, yeni neslin bunu tam olarak anlayamamasından korkuyor olsalar da Petrovic isminin büyüklüğünün geçen onca zamana rağmen her daim spor tarihindeki yerini koruyacağından şüpheleri yok.
Son sözü de Divac’a bırakalım:
“Gerçek basketbol severlerin Drazen’i asla unutmayacağını çok iyi biliyorum.”
Orijinal kaynak | Zach Lowe on Drazen Petrovic’s lasting basketball legacy
“Avrupa basketbol tarihinin en önemli ismi Drazen Petrovic’tir”