Petrovic bu deli çalışma prensiplerini bir yıldız haline geldiğinde de uygulamaya devam etti. Dalatri’nin anlattığına göre 1991 yazında Hırvatistan’a dönmek yerine New Jersey’de Dalatri ile birlikte kalıp, çalışmalarına devam etmiş. Dalatri, Petrovic’e daha az çalışmayı öğretmek zorundaydı. Koşmayı ve bisiklet sürmeyi bırakıp, basketbol çalışması gerekiyordu. “Kendini öldürüyordu.” diyor Dalatri. “Rutini çok zararlıydı. Onun bir maraton koşucusu olmadığını ve Tour De France’de yarışmadığını anlatmak zorundaydım.”
Gereğinden çok çalışıyor olması sonunda sürekli sakatlıklara sebep olmaya başladı. Bir keresinde dizinde hissettiği bir ağrı sebebiyle Nets’in sağlık ekibi ona evde dinlenmesini söylemişti. Yapması gereken tek şey ultrason makinesini fişe takıp, ağrılı bölgeye krem sürdükten sonra sadece birkaç dakika boyunca ovalamaktı. Ancak Dalatri ve Jon Spoelstra’ya göre Petrovic, bu uygulamayı daha uzun süre yapmanın iyileşme sürecini hızlandıracağını fark etti ve dizini o kadar fazla ovdu ki, derisinde yanıklar oluştu.
Dalatri ile geçirdikleri yaz boyunca Petrovic’in savunması üzerine yoğunlaştılar daha çok. Drazen antrenmanı hiç kaçırmazmış ve her şeyi yaparmış. Sadece bir Cuma günü, nedenini söylemeden, erken ayrılmak için Dalatri’den izin istemiş. Pazartesi günü yeniden aynı düzende antrenmana devam edeceklerini söylemiş. Dalatri nedenini iki hafta sonra öğrendiğini söylüyor. Petrovic o dönem Yugoslav iç savaşı çıkınca ailesini kontrol etmek için birkaç günlüğüne tekrar Hırvatistan’a gitmiş:
“Muhtemelen ona bir haftaya yakın kalmasını söyleyeceğimi biliyordu. Drazen ve Jason Kidd, konu çalışma etiği olduğunda, karşılaştığım en iyi oyuncular.”
Çabalarının karşılığını maç başı 22.3 sayı, %45 üçlük isabeti ortalamaları tutturduğu ve All-NBA üçüncü takımına seçildiği sezon olan 1992-1993 sezonunda aldı. Bunların hepsini bir yandan Yugoslavya’nın parçalanması problemi ile başa çıkmaya çalışırken başardı. Divac’ın da içinde bulunduğu birçok Sırp takım arkadaşıyla ilişkileri zedelenmişti.
O yaz NBA’den zafer kazanmış bir şekilde ayrıldı. Hıvartistan’a EuroBasket’te liderlik yapmaya hazırdı. Takım Polonya’nın Wroclaw şehrinde, Mayıs sonlarına doğru bir eleme turnuvası için toplandı. Takımın çoğu oyuncusu o zamana kadar çoktan yıldız mertebesine ulaşmıştı ve kaldıkları küçük otele bir çöp gözüyle bakıyorlardı, otel yetersizdi. Daha ilk antrenmanda homurdanmalar başladı ve otelin değişmesi için birbirlerini dolduruşa getiriyorlardı.
Petrovic tüm bunlardan sıkılmıştı. Bütün takımı orta sahada topladı ve başka bir otele geçmeyeceklerini söyledi. Herkes kabul etmek ve çok çalışmak zorundaydı.
“O andan sonra kimse tek kelime etmedi.” diyor o sene Hırvat Milli Takımı ile ilk defa bu kadar büyük bir görev için orada olan Kovacic. “Liderliğin sözlük anlamı da tam olarak bu. Drazen’in etrafında değişik bir hava vardı ve inanın bunu nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Kelimeler bunun için tam olarak yeterli değil. Başka hiçbir oyuncu için böyle hissetmedim.”
Otelin ne içinde ne yakınında bir ağırlık salonu yoktu ama Radja’nın anlattığına göre Petrovic çoktan Wroclaw’da bir salon bulabilmek için şehirde dolaşmıştı. Takım bunu bilmiyordu.
Hırvatistan turnuvayı kazandı ve takım halinde, Zadar’a aktarma yapmak üzere, Almanya’nın Frankfurt şehrine uçtular. Son dakikada Petrovic birden kız arkadaşı Klara Szalantzy ile çevrede biraz vakit geçirmek için takımdan ayrılmaya karar verdi. Bazı takım arkadaşları Petrovic’in olmadığını uçağa binene kadar fark etmemişlerdi bile. Havayolu çalışanları Petrovic’in valizini ararken oyuncular uçakta bir saatten fazla beklemek durumunda kalmıştı.
Kontrolü kaybedip, yoldan çıkmış o kamyonla çarpıştıkları akşam, Petrovic’in ve Hilal Edebal isimli bir arkadaşlarının da bulunduğu arabayı Klara Szalantzy kullanıyordu. Arabadaki iki kadın çok ağır yaralandılar, Petrovic olay yerinde hayatını kaybetti.
Çoğunluk, haberi nerede ve ne zaman aldığını hatırlasa da bu çok kötü haber dışında o ana dair hiçbir şey hatırlamayanlar da var. Kovacic, takım arkadaşı Veljko Mrsic haberi vermek için kapıyı kırar gibi çaldığı sırada Zagreb’de uyuyormuş:
“Karım ağlayarak onu aradığımı söyledi ama bunu yaptığımı hatırlamıyorum. O akşama dair çoğu şey hafızamda yok, bir travma yaşadım.”
Spahija ise Petrovic’i görme umuduyla olaydan birkaç saat önce Petrovic’in Zagreb’deki restoranına gitmiş ve daha sonra eve dönmüş. Gecenin ilerleyen saatlerinde restorandan bir çalışan onu aramış:
“Bir anda yere yığıldım ve bütün gece ağladım.”