Sacramento, Ainge’i Portland’a takas ettikten sonra Ainge ve Petrovic hızla arkadaş oldular. Antrenmanlardan sonra birlikte üçlük yarışmaları düzenliyorlardı ve kaybeden akşam yemeğini ısmarlıyordu. Maç esnasında yaşanabilecek bir şut pozisyonunun taklidini yapıyorlardı. 50 hareketli şut denemesinde en çok isabeti bulan kazanıyordu. Hikayeyi Ainge şöyle anlatıyor:
“Yaptığımız on iki yarışmanın sadece üçünü kazandım. 50 atışta en az 44-45 isabet bulmak zorundaydım yoksa kazanma şansım yoktu.”
Ainge’in ısmarladığı bir akşam yemeğinden sonra iki günde bir olan antrenmanlar arasında vakit geçirmek için Petrovic’in evinde kalmışlar. Ainge:
“Bulduğum ilk koltuğun üstüne kendimi bıraktım ve orada uyuyakaldım. Gözümü açtığımda ise Petrovic’in son hızda bisiklette pedal çevirdiğini gördüm. Çok azimliydi. Az süre almanın bu kadar rahatsız ettiği ikinci bir oyuncu daha görmedim.”
Sürekli hale getirdiği çalışma azmi ve hırsını göz önüne alırsak 1991’de Portland onu New Jersey’e 36 yaşındaki Walter Davis karşılığında takas ettiğinde, ligde patlama yapmaya hazır durumdaydı. Ainge o zaman da şu anda da hala bu takasa anlam veremediğini söylüyor: “Hepimiz Drazen’in ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyorduk.”
İlk zamanlar yedek kalsa da 1991-1992 sezonunda nihayet Nets onu ilk beş başlatma kararı aldı ve Petrovic’te bu kararın karşılığını maç başına yaklaşık 21 sayı ortalaması yakalayarak verdi. Maç başına oynadığı 36 dakikada, 3.3 şut denemesinde tepeden %44 isabet oranına ulaşmıştı ve bu istatistikle ligin en iyi ikincisiydi, o dönem çok az oyuncunun ulaşabildiği bir orandı bu.
Nets’in o sezonki genel menajeri Wilis Reed şöyle söylüyor:
“Bir üçlük kaçırdığında, şutu sokamadığına inanmak çok zor oluyordu. Petrovic adeta bir servetti.”
Drazen Petrovic’in kariyer sonu üçlük isabeti ortalaması %43.7 ki bu Steve Kerr ve Hubert Davis’in arkasından lig tarihinin en iyi üçüncü ortalaması. Basketbola ufacık bile olsa ilgisi olan her Hırvatistan vatandaşının bildiği bir istatistik bu.
Carlisle anlatıyor:
“Çizginin bir, bir buçuk metre gerisinden şut atan ilk basketbolculardandı ve bunu durağan bir anda değil, perdeden hızla çıktıktan sonra yapıyordu. Gerçekten inanılmazdı, bugünün basketboluna çok rahat uyum sağlardı.”
Hızlı hücumu yönlendirebilecek ve bakmadan müthiş paslar verebilecek kaliteli bir pasördü de aynı zamanda. Avrupa’da Petrovic’in koçluğunu yapmış George Karl gibi bazı fanatikler onu bu konuda Pete Maravich ile kıyaslıyordu.
Drazen Petrovic’i orta mesafeden savunmanın neredeyse imkanı yoktu. Karşısındaki savunmacının kafasını attığı fakelerle allak bullak ediyordu. Vernon Maxvell kariyeri boyunca Petrovic’ten daha iyi bir oyuncuyu savunmadığını söylüyor, Michael Jordan’dan bile öne koyuyor onu.
Petrovic oldukça karizmatik bir oyuncuydu. Attığı üçlüklerden sonra ya yumruk şov yapardı, ya bağırırdı ya da ellerini havaya kaldırırdı. Jordan’a dikleniyordu, Reggie Miller’ın üstünden attığı bir üçlükten sonra işaret parmağını neredeyse Miller’ın gözüne sokuyordu, Maxvell’a teknik fauller aldırmışlığı da vardır.
Anderson’a göre Vernon bir kere onunla kavga etmek istemişti.