“İnanıyoruz” Warriors’ının sözlü tarihi #NBA | ÇEVİRİ

UPI Photo/Terry Schmitt

2006’ya girdiğimizde, Don Nelson basketbola ömrünü adamış biriydi. NBA Draft 1962’nin on yedinci sırasında Chicago Zephyrs (günümüzde Washington Wizards) tarafından seçilen Nelson, Boston Celtics için güvenilir bir altıncı adam olarak yerini sağlamlaştırdı. 1966’da maç başına 10.2 sayı ve 5.4 ribaund üretti ve 1969 NBA Finalleri’nin yedinci maçında Los Angeles Lakers’a karşı maç kazandıran, oyuncu olarak beşinci şampiyonluğunu garantileyecek şutu soktu.

1976’da Nelson, Milwaukee Bucks’ın koçu oldu, Lakers’a giden Kareem Abdul Jabbar’ın ayrılığına müteakip şampiyonluk adayı bir takım kurdu. Nellieball olarak bilinen, daha kısa, atletik oyunculara bel bağlayıp ters eşleşme yaratmayı hedefleyen, koş-ve-vur tarzındaki bir sistemi geliştirdi.

Bucks’tan 1987’de kovulduktan sonra, Nelson 1988’de Warriors’a geçti; Tim Hardaway, Mitch Richmond ve Chris Mullin’in Run TMC yükselişlerini, Golden State altı senede dört kez playoff’a kalırken yönetti. 1994’te Chris Webber’la oyuncunun Washington’a takaslanmasına yol açacak takışması, daha sonra koçun 94-95 sezonunun ortasında istifasına da yol açtı.

New York Knicks’le geçirdiği kısa dönemin ardından Nelson Dallas Mavericks ile şampiyonluk adayı bir takım kurdu. Takımı art arda dört kez 50 galibiyetli sezonlara taşıdı ve Steve Nash, Michael Finley ve Dirk Nowitzki’yi daimî All-Star’lar olmaları üzerine yetiştirdi.

2006’da şimdinin genel menajeri Mullin’in ısrarıyla, Warriors’a ikinci kez liderlik etmek için, NBA’deki son koçluk görevine imzasını attı. Bu yol boyunca da oyuncuları sevdiği bir koç olma ününü hak etmişti.

Matt Barnes, Warriors forveti:Nellie süper havalıydı. … Takımımız için gidişatı belirledi zira bizim kendimiz olmamıza izin verdi. Performans gösterdiğimiz sürece, başka bir şey umurunda olmadı. Bize bazen, ‘Acele edin ve son uyuşturucu testinize girin ki sonra ne yapıyorsanız onu yapabilesiniz.’ diye takılırdı. Bizim gerçekten biz olmamıza müsaade eden, gerçekten havalı bir baba figürü, bir koç tipiydi.” 

Jackson: “Mahalleden arkadaşın için oynamak gibiydi.” 

Jason Richardson, Warriors guard’ı: “Don harika bir koçtu. O, oyuncular için mükemmel koçlardan biriydi. Don gibi bir koç için oynamak isterdiniz. … Gerek duyduğunuzda sizin üstünüze gelirdi ama aynı zamanda da rahattı. İşleri kontrol etmenize izin verirdi, ayrıca oynamanıza da müsaade ederdi; yani, sahip olduğu oyuncular ve kendi koçluk stili için biçilmiş kaftandı. Her şey iyi gitti. 

“Beysbol sezonu sırasında antrenmana iki birayla, köpeği yanında, ağzında puroyla gelirdi ve ‘Hey, siz antrenmanı yönetin. Ben maça gidiyorum.’ derdi. 30 dakika içeride kalırdı ve biz bir 45 dakika daha antrenman yapardık. Salonu içeri girdiği gibi terk etmezdi. Gelip, antrenmanı düzene sokardı ve ondan sonra, ‘Tamam, ben kaçtım.’ derdi.” 

Kelenna Azubuike, Warriors guard’ı: “Alışık olduğumdan kesinlikle çok daha kaygısızdı. Bazen, mesela molalarda, kıkır kıkır gülerdik ve hiçbir şey demezdi. Ve bu benim alışık olduğum bir şey değildi. Koçların bağırıp çağırmasına, bir molanın her saniyesini bize her türlü şeyi söylemek için kullanmaya çalışmasına alışıktım. Setin üzerinden geçmesine veya savunmada yaptığımız bir şey için bizi azarlamasına… Fakat arada bir, mola alırdı ve sadece oturup bize bakardı, öylesine takılırdı. Eğlenceliydi. 

“Ve köpekleri çok severdi. Hala da seviyor. Köpeklerini antrenmana her zaman getirirdi. Ve bir antrenman sırasında köpek sahaya pislemişti ya da öyle bir şey yapmıştı; bu komikti.” 

Nelson: “Chicago Zephyrs’da oynarken ligdeki ilk koçun Jack McMahon’ı hatırlıyorum. Antrenman veya maç sonrasında takımdakilerle dışarı çıkmayı çok severdi. O koç olsa dahi gidip birkaç bira içerdik. Bu çok güzeldi. Keyif alıyordum. Bunu erkenden öğrendim ve çokça da yaptım.” 

NBC Sports Bay Area’dan Monte Poole, o dönemin Oakland Tribune spor köşe yazarı: “Nelson medyanın ihtiyaçlarını karşılamada harika iş çıkarırdı. Arkadaşınmış gibi davranırdı. Onun medya odasına girip yemek getirdiğini hatırlıyorum. Evet, medya çalışma odasına elinde bir kutu yemekle yürür ve geri çıkardı ‘Arkadaşlar, buyurun alın.’ Böylece tüm takım yazarları onun aslında cebindeydi. ‘Evet, Nellie harika.’ diye düşünüyorlardı.” 

The Athletic’ten Marcus Thompson, o dönemin Contra Costa Times NBA yazarı: “Ne sorun varsa cevaplardı. Havalıydı ama biz gençler bunu tecrübe edemedik; en azından ben edemedim ve diğer kişinin de ettiğini düşünüyorum. Biz o Nellie’yi tecrübe edemedik. Bize, ‘Evet, ben ve Stack (Stephen Jackson)’ demek için gelmezdi. Bunu o kıdemlilere söylerdi fakat ben kıdemli değildim. 

“Röportaj sırasında kulaklıklarım kulağımda diye üstüme gelirdi. ‘Kulaklıklarını çıkar. Burada bana soru sormak için buradasın. Kulaklıklarını çıkar.’ derdi. Ben de ‘Ya baba, elinde bira tutuyorsun. Elinde bir Miller, bir Miller Lite veya bir Budweiser varken beni formaliteler üzerinden yargılıyorsun.’ diye düşünürdüm. ‘Rahat olduğumuzu düşünüyordum. Sende Budweiser var. Sakin ol.’ diyordum.”

Koç

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler