CSKA Moskova
Geçtiğimiz sezon Dimitris Itoudis’in yönetiminde mükemmel bir normal sezon geçirdikten sonra Final Four’da patlayan CSKA Moskova, bu sezon biraz daha Itoudis’in isteğine göre kadro kurdu.
Üç oyun kuruculu bir sistemle, uzunların sadece birer bitirici olduğu bir sistemle oynamaya çalışan Itoudis’in geçtiğiniz sezon planlarını topu elinde bulundurmak isteyen Weems bozarken, daha sonra kadroya katılan Kirilenko da önemli bir katkı olarak görülse de rotasyonda dengeyi bozdu.
CSKA Moskova’da yazın kadrodan dört önemli isim ayrıldı. Andrei Kirilenko, basketbolu bırakıp Rusya basketbolunun başına geçerken, Sonny Weems şansını denemek için NBA’in yolunu tuttu. Sasha Kaun sürpriz bir şekilde NBA yaparken, verimsiz bir sezon geçiren Manuchar Markoishvilli, Türkiye’ye geri döndü.
Aaron Jackson ve Kyle Hines gibi iki kritik oyuncusuyla sözleşme uzatan CSKA Moskova, transfer döneminde daha Itoudis’in sistemine göre hamleler yaptı. Sonny Weems’in boşluğunu geçtiğimiz sezon Royal Halı Gaziantep’te çok iyi iş çıkartan Cory Higgins ile dolduran CSKA, belki isim olarak daha düşük bir profile yönelse de Nando De Colo ve Milos Teodosic’ten top istemeyecek ve ceza şutlarını keserek bu ikiliyle uyumlu olabilecek isme yöneldi. Markoishvilli’nin yokluğunu Nikita Kurbanov ile dolduran CSKA, en büyük transferini ise NBA’den dönen Joel Freeland ile yaptı.
CSKA Moskova, Avrupa’nın belki de en iyi guard ikilisi olan Milos Teodosic ve Nando De Colo’nun üreticiliğinde hücumda büyük sorunlar yaşamasa da hem işin savunma kısmında hem de diğer oyunculardan katkı alma kısmında sorunlar yaşamadı değil.
Kurulan sistem belki Milos Teodosic ve Nando De Colo kariyerlerinin en iyi sezonunu geçirtse de diğer oyunculardan aynı verimi alma konusunda aynı başarıyı gösteremedi. Maç başına 90 sayıyla oynayarak Avrupa seviyesi için mükemmel bir hücum takımı haline gelen CSKA Moskova, bu 90 sayının %62.2’sini bu ikili üzerinden buldu. Diğer oyuncuları saha içerisinde daha çok bir bitirici olarak kullanan CSKA’da hücumda işler yolunda gitmiş gibi gözükse de bu diğer oyuncuların oyun konsantrasyonunu zinde tutma konusunda pek yardımcı olmadı. Savunmada büyük problem yaşayan CSKA, maç başına 81.1 sayı yedi. Tabii bunu sadece diğer oyuncularının oyundan düşmesiyle açıklayamayız. Ön alan ve çember savunması için de CSKA’nın elindeki kadronun büyük bir zaaf yaşadığını söyleyebiliriz. Aaron Jackson sakatlıkların da etkisiyle felaket bir sezon geçirmesiyle ön alanda topa baskı yapan bir oyuncusu bulunmayan CSKA, uzun rotasyonunda da ise çember savunmacısı olarak elinde sadece Kyle Hines’in bulunması savunmayı otomatikman çaresiz bıraktı.
Maçlara genelde Jackson ile başlayan Itoudis’in sezon içerisinde buna çözüp üretmek için ilk beş olarak uzamayı tercih etti. Higgins’i kenardan getiren Itoudis, Kurbanov’u beşe çekerek daha uzun bir beşle oynamayı tercih etti ancak uzun rotasyonun yetersizliği bunun tam olarak bir panzehir olmasına izin vermedi.
Büyük ümitlerle kadroya katılan Joel Freeland, felaket bir sezon geçirirken, sakatlığı dolasıyla sezonu kapattı. Viktor Khryapa’yı sezonun genelinde sakatlığa kaptıran CSKA, sezon ortasında Demetris Nichols’un da sakatlanmasıyla uzun rotasyonunda epey sıkıntılı duruma düştü.
Çemberi savunmakta çok sorun yaşayan CSKA, doğal olarak rakiplerinin ikilik yüzdesinin %56 ya kadar çıkmasına engel olamadı.
Yine de VTB’deki en büyük rakipleri Khimki Moskova ve Lokomotiv Kuban’ın bu sezon Euroleague’de mücadele etmesi ve iki takımının da önceliklerinin Euroleague olması sebebiyle CSKA, bu sezon ligde daha rahat bir sezon geçirdi.
Geçen sezon normal sezonda dört yenilgi alan CSKA Moskova, bu sezon sadece iki yenilgi aldı. Ligde sadece Nizhny Novgorod ve Lokomotiv Kuban’a kaybeden CSKA, rahat bir şekilde normal sezonu lider tamamladı. Play-off ilk turunda CEZ Nymburk ile eşleşen CSKA, evinde oynanan ilk iki maçta nispeten zorlansa da seri de ilk üç maçı da kazandı ve yarı finale yükseldi. CSKA, Final Four sonrası yarı finalde Khimki Moskova karşı bir seri oynayacak.
CSKA, ligde bu sezon evinde oynadığı on yedi maçta sadece tek yenilgi alırken, o yenilgiyi de Lokomotiv Kuban karşısında aldı. Rus ekibi, deplasmanda oynadığı on altı maçta ise tek yenilgisini Nizhny Novgorod’dan aldı.
Euroleague
Turkish Airlines Euroleague’de normal sezon grubunda Unicaja Malaga, Brose Baskets Bamberg, Maccabi Electra, Darüşşafaka Doğuş ve Dinamo Sassari ile aynı grupta yer alan CSKA Moskova, rahat bir normal sezon grubu geçirdi.
Maccabi’nin felaket bir sezon geçirmesiyle birlikte bu grubu adeta domine eden CSKA, grupta dokuz galibiyet, tek yenilgi aldı ve rahat bir şekilde gruptan çıktı. Tek yenilgisini evinde Malaga karşısında CSKA, o maçta Nando De Colo, kötü bir gece geçirirse nasıl bir duruma düşeceğini de göstermiş oldu.
Top-16’da oldukça zorlu bir grupta yer alan CSKA Moskova, meşhur F Grubu’nda zorlu maçlar çıkarttı. İlk dört maçında deplasmanda iki yenilgi alan CSKA, daha sonra toparlanarak arka arkaya altı galibiyet aldı ve liderliğe doğru yükseldi. Barcelona Lassa ve Brose Baskets deplasmanlarında kaybeden CSKA, liderliğe zora soksa da Laboral karşısında averajı alarak kazandı ve grubu on galibiyet, dört yenilgiyle lider tamamladı.
Play-offta E Grubu’nu dördüncü sırada tamamlayan Kızılyıldız ile karşılaşan CSKA, tecrübesiz rakibi karşısında kolay bir seri geçirdi. Serinin ikinci maçı dışında hiç zorlanmayan CSKA, rakibini 3-0 ile geçerek adını Final Four’a yazdırdı.
Euroleague’de evinde oynadığı on dört maçta on üç galibiyet alan CSKA, deplasmanda ise on üç maçta ise sekiz galibiyet aldı.
Lokomotiv Kuban
Geçtiğimiz sezon Sergey Bazarevich ile birlikte oturmuş kadrosuyla Eurocup’ta mücadele eden Kuban, Khimki ile birlikte kupanın büyük favorilerinden biri olsa da çeyrek finalde sürpriz bir şekilde Unics Kazan’a elenerek hayal kırıklığı yarattı.
Yaz döneminde faturayı Sergey Bazarevich’e kesen Kuban yönetimi, Euroleague’de mücadele edecek olan takımın başına daha önce Euroleague şampiyonluğu kazanmış olan Georgios Bartzokas’ı getirdi.
Sezon içerisinde Beşiktaş Sompo Japan’ın kapısından dönen Georgios Bartzokas, sözleşmesi biten birçok yıldız oyuncuyu takımda tutamadı. İki sezondur Avrupa’da parlayan Derrick Brown, Anadolu Efes’in yolunu tutarken, takımın önemli isimlerinden Krunoslav Simon ise EA7 Milano’ya gitti. Richard Hendrix, Malaga giderken, Nikita Kurbanov ise eski takımı CSKA’ya geri döndü. Kuban, Amerikalı guard Aaron Miles ile de yoluna devam etmedi.
Temmuz ayının başında takımın başına geçen Bartzokas, takımdan ayrılan isimler sonrası ilginç bir kadro kurdu. Anadolu Efes’ten ayrılan Dontaye Draper’ı Malcolm Delaney’in back-upı olması için kadroya katan Kuban, Beşiktaş’ın parlayan ismi Ryan Broekhoff’u ise bonservis ödeyerek kadrosuna kattı. Derrick Brown’un boşluğunu yine Amerika’dan dolduran Kuban, uzun yıllar NBA’de oynamış Chris Singleton’ı kadrosuna katarken, bir sezon önce sezon ortasında Khimki ile Avrupa’ya geri dönen Victor Claver’ı da kadrosuna kattı. Kuban, Rus oyunu açığı yüzünden de eski oyuncusu Sergey Bykov’u takıma geri aldı.
Sezon başında kadroda olan Kyrylo Fesenko ile sezon ortasında yollar ayrılırken, elindeki tek gerçek pivot ile de yollarını ayıran Bartzokas’ın aslında ne kadar farklı bir basketbolu tercih ettiği bu hamleyle gözüktü.
Savunmada ayakları hızlı, sert ve fiziksel olarak birbirine yakın bir oyuncu grubu oluşturan Bartzokas, bütün ikili oyunlarda adam değişerek savunmada rakiplerini zor duruma düşürürken, hücumda da liderliği Malcolm Delaney’in eline verdi.
Bartzokas’ın bütün planları tutarken, maç başına 70.4 sayı yiyen Kuban ligin en iyi savunma takımına dönüştü. Oldukça sert bir takım olan Kuban, elinde gerçek bir pivot olmamasına rağmen bu savunma stratejisi sayesinde iki sayılık atışlarda rakiplerini %50’de tuttu ve onları hücum da kısıtladı. Ligin açık ara en çok top çalan takımı olan Kuban, bu ayakları hızlı ve mobilitesi olan takımla hücumda da sürekli eşleşme problemi yarattı. Yine de bu eşleşme problemlerini iyi kullanmak, hücumda Kuban’ı durdurması zor bir hücum takımı haline de getirmedi.
Guard rotasyonunda sadece Delaney’in yaratıcılığına kalan Kuban, zaman zaman üretmekte zorlansa da bu problemi de sezon içerisinde Anthony Randolph’un dönmesiyle birlikte çözdü. Avrupa için oldukça özel bir skorer olan Randolph, hızlı ilk adımı ve şut yeteneği sayesinde önemli bir skor silahına dönüştü. Kuban sadece bunla yetinmezken, sezon ortasında zaman zaman alev alan şutör Matt Janning’i de kadrosuna kattı.
Bartzokas sezon içerisinde bütün enerjisini Euroleague verme kararı alırken, VTB’yi pek önemsemedi. İlk yedi maçında üç yenilgi alan Kuban, ligin zirvesinden kopmanın da etkisiyle sezon içerisinde bol bol rotasyon yaptı. Normal sezonu yirmi iki galibiyet, sekiz yenilgiyle beşinci sırada tamamlayan Kuban, play-offta ise Khimki Moskova’yla eşleşti.
Seride bazı maçlarda Malcolm Delaney ve Anthony Randolph gibi iki yıldızı riske etmeyen Kuban, ilk maç dışında rakibini zorlayamadı ve seriyi 3-0 kaybederek elendi.
Kuban, bu sezon VTB’de evinde on altı maç oynarken, on üç galibiyet-üç yenilgi aldı. Deplasmanda daha kötü bir performans sergileyen Kuban, on yedi maçta dokuz galibiyet-sekiz yenilgi aldı. Kuban, ligde ilk dört yer alan takımlar arasında sadece CSKA’yı deplasmanda yenebildi.
Euroleague
Turkish Airlines Euroleague’de normal sezon grubunda Barcelona Lassa, Panathinaikos, Zalgiris Kaunas, Pınar Karşıyaka ve Stelmet Zielona Gora’yla aynı grupta yer alan Lokomotiv Kuban, beklentilerin üstünde bir performans sergiledi.
Gruba evinde Panathinaikos’u rahat yenerek başlayan Rus ekibi, daha sonra grupta dört maçını da kazandı. Grupta ilk yenilgisini Barcelona Lassa’ya deplasmanda kaybederek alan Kuban, daha sonra evinde sürpriz bir şekilde Stelmet Zielona Gora’ya kaybederek liderliği riske soksa da son hafta Barcelona Lassa’yı mağlup ederek grubu sekiz galibiyet, iki yenilgiyle lider tamamladı.
Top-16’da zorlu F Grubu’ndan kaçan Kuban, E Grubu’nda gruba harika başladı. Grubun ilk dokuz maçında sadece Kızılyıldız ve Fenerbahçe’ye deplasmanda kaybeden Kuban, daha sonra evinde Fenerbahçe ve deplasmanda Panathinaikos’a kaybederek liderliği Fenerbahçe’ye kaptırdı. Hatta bu yenilgiler sonrası ikinci sırayı da riske sokan Kuban, evinde Kızılyıldız’ı yenerek grubu dokuz galibiyet, beş yenilgiyle ikinci sırada tamamladı.
Tarihinde ilk kez play-offa yükselen Kuban, Play-offta F Grubu’nu üçüncü sırada tamamlayan ve son dönemde toparlanmış olan Barcelona Lassa’yla eşleşti. İlk maçı geriden gelerek Anthony Randolph’un bireysel yetenekleriyle kazanan Rus ekibi, ikinci maçta ise dağıldı ve kaybederek ev sahibi avantajını İspanyol rakibine verdi. Barcelona’da oynanan üçüncü maçı da kaybederek 2-1 geriye düşen Kuban, dördüncü maçı yine Anthony Randolph’un liderliğinde uzatmada kazandı ve seriyi son maça taşıdı. Son maçta evinde rakibini rahat mağlup eden Kuban, seriyi 3-2’i kazanarak tarihinde ilk kez Final Four’a kaldı.
Euroleague’de bu sezon evinde on beş maç oynayan Kuban, on iki galibiyet, üç yenilgi alırken, evinde Stelmet Zielona Gora, Fenerbahçe ve Barcelona Lassa’ya kaybetti. Deplasmanda ise on dört maça çıkan Kuban, sekiz galibiyet, altı yenilgi aldı.