İki faz
Hapoel Holon, Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki SIG Strasbourg serisinin ilk maçını ateşli iç saha atmosferinde oynadı. Karşılaşmayı iki ayrı fazda oynayan İsrail ekibi, 93-75’lik rahat bir galibiyetle avantajı cebine koydu. Peki neydi bu iki faz?
Ragland’lı Holon
Hapoel Holon henüz maçın ilk birkaç dakikası içerisinde maça dair ana planını ortaya koydu: Joe Ragland – Michale Kyser ikili oyunları. Karşılaşmaya 6-0’la giren Holon’un ilk iki üç sayılık isabetindeki taktiksel örüntü dikkatsiz izleyiciler için bile hayli gözle görülür vaziyetteydi.
Basketbolun en temel öğesi olan pick&roll’ün oynadığı ilk iki pozisyon farklı şekillerde de olsa aynı şekilde sonuçlandı. İlk ikili oyun çıkışında Kyser’e gelen yardım sonucu Ragland topu doğrudan yardımın geldiği Johnson’a gönderiyor, Johnson da boş köşe üçlüğünde isabeti buluyordu. İkinci ikili oyunda ise dili yanmış olan savunmacı bu sefer yardıma gitmekte tereddüt ediyor fakat Ragland Kyser’i topla buluşturduktan sonra yardıma gitmek zorunda kalıyordu. Ancak bu sefer de topla buluştuğu gibi yardımın geldiğini gören Kyser topu köşedeki Johnson’a gönderince Amerikalı oyuncu bir boş üçlük daha gönderiyordu.
Ev sahibi takımın bu basit ama işlevsel prensipler doğrultusunda hareket etmesiyle Ragland henüz ilk yarıda 7 asiste ulaştı. Maç tamamlandığında ise 13 asiste ulaşmış olacaktı. İlk 20 dakikalık bölüm 46-39 tamamlanırken Ragland’ın sahada kaldığı 12.49 dakikada Holon’un rakibine 14 sayı fark atması, sahada olmadığı 07.11 dakikada ise 7 sayı fark yemesi ise sistemin işlevselliğini ve belki de gerekliliğini kanıtlıyordu. Son düdükten sonraki +24 ise bunu iyice vurguluyordu.
Öte yandan bu ikili oyunların doğrudan parçası olan Kyser maçı 15 sayıyla, dolaylı parçaları olan köşe şutörleri konumundaki Johnson ve Menco ise sırasıyla 18 ve 12 sayıyla bitiriyordu.
Ragland’sız Holon
Ragland kenara geldiğinde ise Holon’un maç planı yine basit ama çok daha ayrı uçta yer alan bir konsepte bürünür haldeydi. Adam Smith veya Tyrus McGee tepede topu eline alıyor, Holon alanı boşaltıyor ve bu iki oyuncunun bire bir yeteneklerine güveniyordu.
Sakatlığı sebebiyle yalnızca ilk yarıda 14 dakika süre alan ve ikinci yarıda parkeye adım atmayan Adam Smith bu doğrultuda maçı 10 sayıyla, Tyrus McGee ise 15 sayıyla tamamlıyordu.
Sonuç olarak Holon iki ayrı duvara yaslanarak oynadığı maçı 90’ın üstünde atarak farklı bir şekilde kazandı ve koç Guy Goodes’ın planlarını doğru temeller üstüne inşa ettiğini kanıtladı. Strasbourg tarafına düşen ise ikinci maçta bu planı savunabilecek, doğru temeller üzerine inşa edilmiş bir karşı plan dizayn etmek olacak. Yoksa bu sezon İsrail’e bir daha yollarının düşmesi mümkün olmayabilir.