Çılgınlık başlıyordu.
Şimdi tekrar izlerken istatistikleri biliyorum: Kobe’nin son çeyreğe 53 sayıyla başladığını biliyorum. (Son 12 dakikada 28 sayı atacaktı.) Sanırım o çeyrekte bütün şutları o kullandı. Ve neredeyse hepsini soktu.
Ama asıl çılgınca olan şeyin o zaman farkına varmamıştım. O zaman, Kobe’nin ne kadar büyük bir maç oynadığının farkında değildik. İstatistiklerin hesabını tutmuyorduk. Hem yakın bir maç olduğu için hem de dikkatimi, enerjimi yüksek tutmaya verdiğim için. Pek skor tabelasını kontrol etmiyordum.
Dördüncü çeyreğin başında bir faul aldığım için kenara gelmiştim.
İnsanlar “M-V-P” diye bağırmaya başlamıştı. Kalabalığın sesi gittikce daha da artıyordu. Kafamı kaldırıp, tabelaya baktım ve 67 yazıyordu.
Bençte Brian Cook’un yanında oturuyordum ve ona: “Bir dakika, 67 sayısı mı var?! Ve halen neredeyse yarım bi çeyrek daha mı var? Bu doğru olamaz!”
“Evet”
Skorboarda bakarken şaşkınlıktan dilimiz tutulmuştu. Dördüncü çeyreğin ortalarına doğru taraftarlar da olayın farkına varmıştı. Kobe bir anda 53 sayıdan 70’e çıktı. Üç tane üçlük, sonra üç atış, sonra da bir smaç. Skorboardda bir istatistik belirdi: Kobe bir maçta Elgin Baylor’un 71 sayılık rekorunu geçmişti.
Cook ve ben izleyiciler gibi oturuyorduk.
Kobe 81. sayısını attığında sürenin bitimine altı saniye vardı. Devin Green onun yerine oyuna girdi. İlk kez oyuna girmek için fena bir yol değil.
Kobe’nin 81 sayısını tekrar izlemek bana nostaljik hissettirdi. Komik olan ise sanki o maçta hiç oynamamış gibiydim — Kobe olmasaydı.
1999’da Lakers’a katıldığımda Kobe’nin benden nefret edeceğini düşünmüştüm. Neredeyse aynı yaştaydık ama o yükselen yıldızdı… Ben ise küçük bir üçüncü lig kolej okulundan gelen çaylak.
Herkes Kobe’nin çaylakları test etmeyi sevdiğini bilir. Halen yapıyor mu emin değilim ama bunu çok yapıyordu. Çaylakken antrenmanlardaki oyunları hatırlıyorum. Koç beni başkası ile eşleştirirdi ama aniden kafamı çevirdiğimde Kobe’ye karşı oynadığımı görürdüm. Top sürme çalışması… Ve aniden Kobe üzerimde. Ya da bire bir oyun … Kobe orada.
Böylece ben de ”Ne oluyor? Bu adam beni sevmiyor mu yoksa ne?” diye düşünüyordum.
