Üçüncü çeyreğin başında 18 sayı geriye düşmüştük. İyi görünmüyordu.
İşte her şey o zaman oldu. Üçüncü çeyreğin ortalarına doğru bir dönüm noktası oldu. Ya da en azından ben öyle hatırlıyorum.
Altı dakika kala (hala 12 sayı gerideyiz), Kobe dip çizgiye doğru topu sürdü, hemen üç sayı çizgisinin içindeydi, sıkışmış gibiydi. Mo Peterson onun üzerindeydi neredeyse. Kobe antrenmanda milyon kez gördüğüm bir hareket yaptı.
Çok basitmiş gibi gösteriyor ama tekrar izleyin. Şut fakeinden sonra iki ayağı da yerde ve dip çizgiye bakıyor. Çoğu oyuncular buradan kalkıp normal bir şut sokamaz. O kalkabildiği gibi Mo’nun elleri yüzünde olmasına rağmen sokabiliyor. Ve bir de faul alıyor.
Kobe şimdi 44 sayıda ve biz dokuz sayı gerideyiz. Taraftarlar halen daha o kadar ilgili değil. Ve dürüst olmak gerekirse o an Kobe’nin kaç sayısı olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu.
İnsanlara hep bunu anlatırım. Kobe’nin tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olup, ligi bu kadar uzun süre domine edebilmesinin sebebi, seneler geçtikçe oyununa yeni şeyler katabilecek Tanrı vergisi yeteneği. Bir şey üzerine 20 dakika çalışıp, ertesi günü sahada yapabilir. Ve sanki tüm kariyeri boyunca bu hareketi yapıyormuş gibi görünür. Onu nasıl oynattıklarına ve ona ne verdiklerine göre oyununu değiştirebilir. Benim gibi birçok oyuncu ve neredeyse ligin tamamı, oyunumuz üzerinde çalışır, antrenman, ağırlık salonu, ve şut antrenmanına bunu taşır ve belki de bir kaç hafta sonra saat 7.30’da maç saati herkesin önünde bu hareketi deneriz.
Tıpkı Kobe’nin üçüncü çeyrekte dip çizgiden attığı şut gibi. Size söylüyorum, ligin yüzde 98’i bu şutu antrenmanda çalışmaz. Yüksek yüzdeli bir şut değil ama Kobe antrenmandan sonra beni alır ve bu şut üzerinde çalışırdı. —Onu savunmaya zorlardı — 100 kez.
Ve bir sonraki gün onu maçta bu şutu sokarken görürsünüz.
Üçüncü ceyreğin bitmesine bir dakika kala maç eşitlendi. 85-85
İşte tam o sırada Kobe topu çaldı. Jose Calderon topa atladı ama Kobe onu geride bırakarak smacı vurdu.
İlk çeyrekten beri ilk kez öne geçmiştik.